Gündem

Erdoğan: Okyanus ötesinden sürece destek verenleri kutluyorum

Erdoğan, referandum sonuçları sonrası ilk açıklamayı AKP İstanbul İl Başkanlığı'nda yaptı.

12 Eylül 2010 03:00
T24 - Referandum sonuçlarını değerlendiren Başbakan Erdoğan, ''Evet diyen de hayır diyen de kazanmıştır. Kaybeden darbeci anlayış olmuştur'' dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, referandum sonuçları sonrası ilk açıklamayı AKP İstanbul İl Başkanlığı'nda yaptı.


Başbakan Erdoğan'ın açıklamaları özetle şöyle:

Türkiye, Ramazan Bayramı'nın ardından demokrasi bayramından da yüzünün akıyla çıkmıştır. Halk oylamasından yüzde 50’nin üzerinden 'evet' oyu çıkmıştır. Geçici sonuçlara göre Anayasa’mızın 26 maddesinde değişiklik yapan düzenleme, yaklaşık yüzde 58 oy oranıyla kabul edilmiştir. Türkiye çapında katılım yaklaşık yüzde 75-78 arasında olmuştur. Bu oran bundan önceki referandumda yüzde 67’ydi.

Bu sonucun ülkemize, milletimize ve bütün vatandaşlarımıza hayırlı olmasını Allah’tan temenni ediyorum. Öncelikle halk oylamasının ülke genelinde huzur ve esenlik içinde gerçekleşmiş olmasından dolayı duyduğum memnuniyeti ifade etmek istiyorum.

Aldığımız güvenlik tedbirleri sebebiyle ciddi bir asayiş sorunu yaşanmadan gerçekleşen halk oylamasından, vatandaşımız huzur içinde sandığa gitmişler ve hür iradelerini ortaya koymuşlardır.

Sergilenen demokratik olgunluk tüm dünyaya demokratik bir mesaj vermiştir. Oylamada görev alan güvenlik birimlerinden, sağlık çalışanlarına, sandık görevlilerinden sayım görevlilerine kadar tüm kamu çalışanlarına şahsım teşkilatım milletim adına teşekkürlerimi sunuyorum.

İleri demokrasi ve hukukun üstünlüğü mücadelemizde tarihi bir eşiği milletçe aşmış bulunuyoruz. Ne mutlu bizlere ki demokrasinin, hukukun, adaletin çıtasını el birliğiyle yükseltmiş bulunuyoruz. Cumhuriyetimizi tam demokrasiyle taçlandırmak için sandıkların başına gittik. Özgür irademizle, özgürlüğün adaletin meşalesini birlikte tutuşturduk. Başımız dik, alnımız dik olarak diyoruz ki halk oylamasında milletimizin iradesi tecelli etmiştir. Kampanya sürecinde de ifade ettim. Milletimizin iradesi hangi yönde olursa olsun saygındır, makbuldür, kıymetlidir.

'Evet' diyenlerin iradesi de 'hayır' diyenlerin iradesi de, sandığa gitmeyenlerin tercihi de saygıdeğerdir. Hiç kimsenin bu iradeyi küçümseme yok sayma hakkı yoktur, olamaz. Demokrasi halkın iradesini kabullenmekle, bu iradeyi yönetime yansıtmakla anlam kazanır. Halk oylamasında iradesini ortaya koyan vatandaşlarımız öncelikle Türk demokrasisine olan güvenlerini ortaya koymuşlar. Demokrasime güç vermişlerdir.


"Evet' diyende kazandı 'hayır' diyen de"


12 Eylül günü kazanan demokrasimiz olmuştur. Değişimin demokrasi içinde gerçekleşebileceği görülmüştür. Demokrasiye olan inanç, güven bir kez daha ortaya çıkmıştır. Demokrasinin gücü milli iradenin gücü bugün kat be kat artmıştır.

Bugün 'evet' diyenler de kazanmıştır, 'hayır' diyenler de kazanmıştır. Kaybeden darbeci anlayış olmuştur.

Çünkü ileri demokrasi herkes içindir. Hukukun üstünlüğü herkes içindir. Her bir vatan evladı bu akşam büyük bir kazanç içindedir. İsteseler de istemeseler de her vesayetçi anlayış kaybetmiştir. Bugün bu akşam kaybeden darbeci anlayış olmuştur.  Değişime ve değişimin getireceklerine direnen anlayış kaybetmiştir.


"Vesayet rejimi tarihe karışacak"


12 Eylül günü Türk demokrasi tarihine bir dönüm noktası olarak geçecektir. Hep bununla anılacaksınız, hep bununla anılacağız. Darbe anayasasıyla kirlenen 12 Eylül tarihi veya başlayan süreç, bu halk oylamasıyla demokrasi için bir milat olarak tarihe bir parlak sayfa açmış bu olumsuzluktan kurtulmuştur. Türkiye’de artık vesayet rejimi tarihe kavuşacaktır.


"Hevesleri kursaklarında kalacak"

Türkiye’de artık zihniyet itibari ile darbe heveslilerin hevesleri kursağında kalacaktır. Türkiye’de artık milli iradenin gücü her türlü kirli oyunu bozacaktır. Türkiye’de artık değişime demokratikleşmeye engel olanlar hiçbir şeyin yanlarına kar kalmayacağını daha iyi anlayacaktır.

Türkiye’de artık çetelerden, karanlık odaklardan medet umanlar hayal kırıklığına uğrayacaklardır. Bugün çıkan 'evet' kararı milletimizin demokrasi özleminin bir neticesidir.

Bu Anayasa değişikliği bir Ak Parti projesi değildir. çıkan sonuç herhangi bir partiye verilmiş bir destek, güvenoyu da değildir. Muhalefet partilerinden bir tanesi bu bir güven oylaması diyordu. Acaba bundan sonrasını ne olarak izah edecek merak ediyorum.


Bahçeli'ye yanıt:

Bahçeli, 'Ülke aydınlıktan karanlık bir döneme girmiştir' diye bir açıklama yapıyor. Tam aksine ülke karanlıktan aydınlığa çıkıyor. Ama siyaseti öğrenmeleri gerekiyor. Bu vesileyle öğrenecekler. Bugün partiler oylanmamıştır, rahat olsun. Bir hesaplaşma yaşanmamıştır, rahat olsun. Bugün ortaya konan irade farklı siyasi görüşlerden insanların inandıkları doğrulara verdikleri bir destektir.


"Okyanus ötesindeki kardeşlerimi kutluyorum"

Bu Anayasa paketine destek veren CHP’li kardeşlerimi kutluyorum. MHP’li kardeşlerimi kutluyorum. BDP’li kardeşlerimi kutluyorum. Tehditlere aldırmadan sandığa giden kardeşlerimi kutluyorum.

Başından itibaren ‘Evet’ diyerek desteğini ortaya koyan Saadet Partili kardeşlerimi kutluyorum. Büyük birlik partili kardeşlerimi kutluyorum. HAK-PAR’lı kardeşlerimi kutluyorum. Bağımsız ülkücüleri kutluyorum. Kürt aydınlarını, devrimci-solcu işçi partili kardeşlerimi kutluyorum. Liberalleri kutluyorum. Ak Parti’ye gönlünü veren, sevdasını veren, başından itibaren bu harekete inanan, güvenen Ak Parti’li kardeşlerimi kutluyorum.

Sürecin içerisinde TOBB’nin yaptığı açıklama, kendilerini kutluyorum. HAK-İş konfederasyonunu, Memur-Sen’i kutluyorum. STK’lar olarak desteklerini esirgemeyen tüm sivil toplum kuruluşlarını özellikle kutluyorum.

Genç sivilleri kutluyorum. Kampanya süresince büyük bir fedakarlıkla, alın teri döken merkez yürütme kurulu, merkez karar ve yönetim kurulu, tüm milletvekili arkadaşlarım, teşkilatımın ana kademesi, teşkilatımın kadın kolları, gençlik kolları, il teşkilatlarımız, ilçe teşkilatlarımız, belde teşkilatlarımız, tüm sandık yöneticilerini özellikle hassasiyetle davranarak yaptıkları bu görev sebebiyle kutluyorum.

Evet mitinglerinde büyük bir coşkuyla bizi destekleyen, gittiğim yerlerde, 32 dereceyle 52 derece arasındaki o sıcaklarda bizi yalnız bırakmayan tüm vatandaşlarımı burada kutluyorum.
Hele hele oy kullanabilmek için yurtdışından gelerek oy kullanan kardeşlerimi kutluyorum. Dünyanın dört bir yanından, okyanus ötesinden bu sürece destek veren tüm kardeşlerimi kutluyorum.

Buradan okyanus ötesine mesajlar olduğuna göre, bizim de bu mesajı verenlere bir mesajımızın olması lazım.

Her türlü mahalle baskılarına aldırmadan, her şeyini ortaya koyan, sanat camiası içerisindeki tüm temsilcilere ayrıca şükranlarımı bildiriyorum.


"Anayasa değişikliği ne getiriyor?"

Bu bizim sorumluluğumuzu artırmıştır. Kadınlarımıza, yaşlılarımıza, çocuklarımıza, şehitlerin dul kalan eş ve çocuklarına müjdeler olsun diyorum. Artık onlara ayrıcalık sağlayan her türlü güvenceyi gerçekleştireceğiz. Çocuk istismarını engelleyen tedbirleri alabileceğiz. Yurt dışına çıkarken, kapıda sürpriz yasaklarla karşı karşıya kalınmayacak.

Artık mahkeme kararı olmadan, kimseye yurtdışına çıkış yasağı konulamayacak. Bireysel başvuru imkanını getirdik.

YAŞ’ın ihraç, HSYK’nın meslekten çıkarma cezalarına, memurların aldığı kınama cezalarına karşı yargıya başvurma hakkını getirdik.

Kamudan hizmet alırken, ihmal edildiğine inanan vatandaşlarımıza müjdeler olsun. Bu hizmetin hızından ve kalitesinden memnun olmayanların, başvurabileceği, adeta onların avukatı mesabesinden, burada da kamu denetçiliği kurulunu artık oluşturuyoruz.

İşçi memur, memur emeklisi kardeşlerime müjdeler olsun. İşçilerin sendikal haklarını daha etkin kullanabilme imkanı veriyoruz.

Memur emeklisi kardeşim diyor ki bize zam yok. Bundan sonra toplu sözleşmede ne varsa sana da yansıyacak. Türkiye’de hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bir döneme giriyoruz. Artık üstünlerin hukuku olmayacak. Hukukun üstünlüğü olacak.

Yargıyı ideolojik bataktan kurtaracak, küçük bir grubun kontrolündeki kapalı devre işleyici, katılımlı bir demokrasiyle değiştiriyoruz.
 
HSYK’da hiç yokuz. Sadece hükümet olarak şu anki tabloda kim var? Adalet Bakanı ve Müsteşar var. Bu 22’de bunlar yine olacak. Fakat üç tane daire olacak. Genel kurulun başkanı Adalet Bakanı olacak. Bu dairelerin toplantılarına Adalet Bakanı katılamayacak.

Neden rahatsız oldular? Adli ve idari yargı  10 tane üye seçecek. Bugün 11 binin üzerinde bunların mensupları var. Fakat bunlar 15 yıl hizmet süresi içinde olanlar değil ağırlıklı olarak. Diyorlar ki siz böyle bir tercihte bulunamazsınız diyorlar. Bunları biz yaparız diyor. Yargıtay’dan yine olacak ama 3 kişi. Danıştay’dan yine olacak 2 kişi. Yani 5 kişi. Yeter.

Bir Adalet Bakanı’dır tutturdular gidiyorlar. Onun burada değişiklik yetkisi zaten yok. Zaten onun hükümet işleri, uluslararası toplantılar, burayı takipten orayı takip etme zamanı mı var. O oraya başkanvekilliğini tayin edecek. Bundan bile rahatsız oldular.

Türkiye’deki barolar bir üyelik için üç tane isim gönderecekler TBMM’ye. TBMM bir tanesini seçmeyecek, tercih edecek. Aynı şey Sayıştay için. Sayıştay da iki üye hakkına sahip. Üç isim gönderecek Meclis tercih edecek. Tamamı bu.  17’de bu şekilde üç kişi. Bunu bile hazmedemediler. Ne dediler? Ak Parti kendisi için, kendisini sağlama almak istiyor:

Dürüst olalım samimi olalım. Bu ülkeyi beraber yürüteceğiz. Bugün biz varız, yarın siz olacaksınız. Ama biz yarınların temelini sağlam atalım istiyoruz.

Çok çile çektik, çok çektirdiler. Biz çektik, gelecek nesiller bu çileyi çekmesin istiyoruz.


"Bu, büyük adımlar için önemli bir eşik"

Bir daha darbeler ve onların yol açtığı zulümler yaşanmaması için darbecilerin dokunulmazlığını kaldırdık. Fişleme dönemini sona erdirdik. Bundan dolayı artık benim vatandaşım sabah çok daha farklı, çok daha güzel, çok daha aydınlık bir güne uyanacak.

Gerçekleştirdiğimiz bu değişimi çok önemli ama yeterli görmüyoruz. Bu değişikliklerin ülkedeki bütün sorunları çözeceği iddiasında da değiliz.

81 vilayetimizdeki 73 milyon insanımızın ortak taleplerini hayata geçirmek için bundan sonra daha çok çalışacağız. Bu referandum çok daha büyük adımlar için bir eşik olacaktır. 13 Eylül günü de yeni anayasa çalışmaları için bir milat olacaktır. Bu, çok daha büyük adımlar için önemli bir eşik olacaktır.


"Burhan Bey, yeni Anayasa çalışmalarına başla"

Yarından itibaren, Burhan Bey çalışmalara başla ona göre. İlgili kurullarımızda değerlendirerek, yeni anayasa çalışmaları için nasıl bir yol izleyeceğimizi kararlaştıracağız. Bildiğiniz gibi geçen yıllarda bir komisyon kurarak, yeni anayasa çalışmaları başlatmıştık. Önümüzdeki süreçte de hazırlıklarımızı olgunlaştıracak, toplumun tüm kesimlerinin düşüncelerini alarak, en geniş anlamda uzlaşı arayarak süreci devam edeceğiz.

Ama biz Anayasa yapacağız iddiasında değiliz. Olmayacağız. Fakat çalışmamızı biz hazırlayıp yaparız, 2011 seçimlerinden hemen sonra bunu Meclis başkanımız kim olacaksa onu paylaşırız.

Deriz ki biz şu anda yeni bir anayasa’nın uzlaşarak yapmaya hazırız. Biz sayın Toptan’ın döneminde bu teklifi yaptık. Toptan, partilerden ikişer üye istedik. Yani 21 üyesi olan BDP’de 2 üye verecekti, 69 üyesi olan MHP’de 2, CHP’de 2 üye verecekti. Biz bu kadar güzel anlamlı bir çalışmayı ortaya koyduk. CHP ben yokum dedi. Biz 2011’de bunu yapabiliriz. Bizim derdimiz üzümü yemek, bağcıyı dövmek değil.


"Krallar değil kurallar egemen olsun"

Evet artık özgürlükler. Evet artık üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü. Evet artık milli irade egemen olsun. Evet artık vesayetçi anlayışlar son bulsun. Milletimizin bu güçlü mesajını herkes almak zorundadır. Bugün imtiyazlarını korumak isteyenler değil, hak ve hakkaniyet kazandı.
Tek bir şey istiyoruz. Türkiye’nin bütün yolları adalete çıksın, hukuka çıksın, demokrasiye çıksın ve istiyoruz ki kralların değil kuralların egemen olduğu bir Türkiye inşa edelim.

Kimse kimseye üstünlük iddiasında bulunmasın. Herkes kendisini millet karşısında sorumlu görsün. Hele hele siyasetçi oturduğu koltuktan güç almasın, oturduğu koltuğa güç kazandırsın. Millete kaybettirecek eylem ve söylemlerden herkes kaçınsın.


"Hakkımı helal ediyorum, birilerini incittiysem özür dilerim"

Bakınız referandum sürecinde Türkiye yakın geçmişiyle yüzleşme imkanı buldu. Acılarımız da hatıralarımız da tazelendi. Meydanlarda ekranlarda maksadı aşan beyanlar da oldu. Bütün bunların hepsini geride bırakmak, yeni bir sayfa açmak zorundayız.

Ben seçim sürecinde maksadı aşan, yanlış anlaşılan ifadelerden mümkün olduğunda kaçındım. Şahsıma partime ağır hakaretler sebebiyle ben hakkımı helal ediyorum.  Bu arada gerçekten ben de birilerini incittiysem ben özür diliyorum.

Artık geçmişe takılıp kalmadan ileri bakmak, hele hele birinci derecede terör konusunda iktidarıyla muhalefetiyle işbirliği yapmak, milletimiz için ülkemiz için hep birlikte samimiyetle çabalamak durumundayız. Tüm siyasi parti başkanlarını bu yolculuğa katkıda bulunmaya, işbirliği yapmaya davet ediyorum.

Sandığa giderken söz de karar da milletindir demiştik. Öyle de oldu. 12 Eylül 2010 tarihi bir milad oldu. Büyük kapı açılmıştır, inşallah ardına kadar açılacaktır.

Aşkla, heyecanla, inançla bu yolda koşmaya alın teri dökmeye devam edeceğiz. Şimdi Türkiye’nin tıkanan yollarlını açmak için daha çok imkana sahibiz. Şimdi Türkiye’nin enerjisini yüreklerimizde daha çok hissediyoruz.

"Üçüncü bayramı istiyoruz"

Bu akşam burada iki bayramı kutladık. Üçüncü bir bayramın beklentisi içerisindeyiz. Buradan inşallah basket milli takımımızın final maçına katılacağım. Cumhurbaşkanımız, arkadaşlarımız birlikte inşallah bu maçı izleyeceğiz. Dualarımızla her şeyimizle 12 dev adamın inşallah yanında olacağız. Temenni ediyorum ki 12 dev adam şu ana kadar görevlerini zaten hakkıyla yerine getirdiler. Ama bu akşam bunu bir de taçlandırırlarsa o da üçüncü bayramımız olacak. Sizleri bir kez daha sevgiyle saygıyla selamlıyorum.

Halk oylaması sürecinde bizi yalnız bırakmayan, yerli yabancı tüm basın mensuplarına teşekkür ediyorum.