Özge Düzgün, Varşova, 17 Ekim, (DHA)- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda ile ortak basın toplantısı düzenledi.
Erdoğan Polonya\'nın Türkiye ile ilişkileriini değerlendiren konuşmasında şunları kaydetti: “Polonya arasındaki ikili ilişkileri etraflıca ele alma fırsatı bulduk. Siyasi ekonomik ticari kültürel alanlarda neler yaptık neler yapıyoruz neler yapabiliriz bunları görüşme fırsatını bulduk. Türkiye olarak özellikle Polonya’nın 2018-2019 BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğini hayırlı olmasını temenni ediyorum bu konuda desteğimiz tamdır. Bunun özellikle bilinmesini istiyorum. Bu süreç içerisindeki dayanışmamız da bizim mevcut süreçteki tecrübemizden hareketle tam olacaktır. Türkiye tarihte Lehistan\'ın bağımsızlık ve egemenliğini her zaman tanımış ve buna desteğini tam manasıyla vermiş bir ülke. Yüzyıllara dayanan geçmişimize baktığımız zaman bunun 25 yılını bir kenara koyarsanız tamamen barış içinde geçen bir dostluğumuz var. Bu dostluk dayanışma az önce kendileri 2 nükteyi ortaya koymak suretiyle zaten ifade ettiler bu bizim için bugün de aynen geçerlidir. Çünkü biz ecdadımızdan aldığımız mirası onların ilişki münasebet noktasındaki mirasını aynen koruduk ve korumaya devam ediyoruz.”
İKİLİ TİCARETİN GELİŞTİRİLMESİNİ HEDEFLİYORUZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki ülke arasındaki potansiyelin varlığına dikkat çekerek:
“Polonya’yla şu andaki nüfusumuza baktığımızda 8 milyon nüfusa Türkiye sahip 38 milyonu aşkın nüfusa Polonya sahip. Demek ki ikimizin 118 buçuk sayılacak bir nüfusumuz var. Bu da ikili ticaret hacmimizi ciddi manada artırabilecek bir nüfustur.”
Minderden kaçan biz olmayacağız
İkili ticaret hacminin 10 milyar dolara çıkarılmasını belirlediklerini söyleyen Erdoğan şunları kaydetti: “Şu anda aramızdaki ticaret hacmine baktığımız zaman 6 milyar dolar gibi bir seviyedeyiz. Bu iki güçlü ülke için bu rakam çok düşük bir rakam. Bunu önümüzdeki 5 yıl içerisinde 10 milyar dolara çıkarmalıyız. Bu ticaret hacmi kazan kazan esasına dayalı olarak devam edecektir. Bunları aramızda görüşme fırsatını bulduk. Savunma sanayinden tutunuz, tüm alanlara varıncaya kadar bu adımları atabiliriz. Bunun yanında enerji konusunu ele alma imkânımız oldu. Bu konuda da biz özellikle Türkiye olarak tedarikçi bir ülke enerjide değiliz. Aslında bizim tüketici olma noktasında böyle bir durumumuz var. Aynı zamanda transit noktasında bir ülkeyiz adeta, ortada bir dağıtım merkezi gibiyiz. Polonya’nın özellikle doğalgazdaki tüketici ülke olma sıfatının yanında kömür madenleri noktasında Polonya’nın ciddi bir potansiyeli var. Termik santraller vasıtasıyla enerjinsinin büyük bir bölümünü buradan karşılama imkanı var. Bağımlılık çok tehlikeli bir şey. Bunu Polonya bizden daha çok yaşadı ama şimdi Polonya özellikle 2. Dünya savaşından sonraki süreçte adeta küllerinden yeniden doğmuş bir ülke. Bizim dünyada özellikle şu anda Polonya’yla NATO içerisindeki ülkeler olarak dayanışmamız önem arz ediyor. Bunu güçlendirerek devamımızın şart olduğuna inanıyorum. Fakat Avrupa Birliği’nde Polonya bulunuyor, biz de AB’ye sokulmuyoruz. Polonya bizi destekliyor. Fakat sene 69 sene 2017, Türkiye AB’ye alınmadı alınmıyor. Hal bu ki bizim müracaatımızdan sonraki süreçte alınan ülkelerin bir çoğunun bizimle mukayese edilir yanı yok. Şöyle fasılları masaya yatırdığımız zaman örn başbakanken liderler zirvesine katılırdım 15 fasıl vardı daha sonra bunu 35’e çıkardılar çıkarmanın sebebi de ne biliyor musunuz? Türkiye’nin buraya girmesi mümkün olmasın. Hatta bazıları imtiyazlı ortaklık dedi bazıları mümkün değil dedi. Ben de hep şunu söylüyorum ‘ Yahu almayacaksanız açıklayın şu işi.’ Bilelim ne biz sizi meşgul edelim, ne de biz sizi meşgul edelim, işi bağlayalım. Biz de minderden kaçan biz olmayacağız diyoruz. Onların kararını bekliyoruz.”
Polonyayı Polonezköy’den tanıyoruz
“Biz Polonyayı İstanbul’daki Polonez köyümüzden de iyi tanırız. Bizim bir Polonezköyümüz var, çok narin çok şirin bir köydür. İstanbul büyükşehir olunca orası köy olmaktan çıktı orası mahalle oldu. Şirin bir mahalledir. Muhtarımızda bizimle ziyarette bulundu. Cumhurbaşkanı Türkiye’ye gelince davet ettim beraber gidelim. Duydum diyor duymak yetmez ben diyorum ki gördüğünüz zaman çok daha mutlu olacaksınız”
2013’ün sonunda vizeler kalkacaktı…
“Polonya’dan ülkemize 205 bin turist geldi. Ben polonya vatandaşlarının Türkiye ile olan muhabbetini de biliyorum. Shengen ortadan kalkarsa o zaman Türkiye’den Polonyaya, Polonya’dan Türkiye’ye gelenler de artacaktır çünkü bu ayrı bir bela ama kalkarsa o zaman Türkiye de rahat rahat buraya gelecektir. Latin Amerika ülkeleri için herhangi bir vize yok rahat rahat Avrupa ülkelerine gidip geliyorlar. Türkiye müzakereci ülke ama Türkiye gelemiyor. Böyle saçma şey olur mu? AB üyesi dost ülkelere bunları dile getirmelisiniz diyorum. 2013’ün sonunda bu vizeler kalkacaktı. İmzalar atıldı ama o günden bu güne bizi oyalıyorlar. Biz şu anda Suriye ırak buradaki gelişmelerde 3.5 milyona yakın insanı ağırlıyoruz. Şu ana kadar yaptığımız harcama 30 milyarın üzerinde peki size AB’den gelecek olan var mı? Son aldığım rakamı söyleyeceğim, 885 milyon Euro gibi bir destek geldi. Fakat bize verilecek rakam 2016’nın temmuz ayında 3 milyar vereceklerdi. O yılın sonunda kadar artı bir 3 milyar daha vereceklerdi hala oradayız.”
Türk Hava Yolları’nın seferlerinin artırılması
“Bugün 5 anlaşmayı imzaladık. THY’nin haftada buraya 5 seferi var talep çok cevap veremiyoruz. Bunun için izne ihtiyacımız var. Bu 5 seferin Varşova’da 7’ye 10’a sefere çıkarılması mümkün, Varşova’da olmuyorsa Karakov’da yine orada belli sayılara çıkarılması talebimizdir. Haftasonu THY’den bir heyet buraya gelecek.”
Görüntü Dökümü:
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması