Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Konya'da STK temsilcilerine seslendi. Erdoğan, Başika krizine ilişkin olarak "Kusura bakma buradan çıkmam. Türkiye gel dediğinde gelen, git dediğinde giden bir ülke değildir" ifadelerini kullandı. Erdoğan, Batı ülkelerinin kendisine yönelik "İdamı savunuyorsunuz" sözlerine "Evet savunuyorum" diyerek cevap verdi.
Erdoğan: Askeri liseler FETÖ'cüden başka bir şey yetiştirmedi, en başarısızlar GATA'ya gidiyor!
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Mezhebi, dinin önüne çıkaran bir anlayış maalesef İslam dünyasının bazı bölgelerinde öne çıkmış durumda. Hemen her gün tahammül sınırlarımızı zorlayan terör eylemlerine, iç ve dış provokasyonlara maruz kalıyoruz"
"Dünyada kartların yeniden karıldığı enerji kaynakları üzerinde küresel rekabetin arttığı dönemde İslam aleminin potansiyeli heba edilmek isteniyor. DEAŞ, El-Kaide, Boko Haram, FETÖ gibi dini kavramları kullanan bu örgütlerin en büyük mağduru yine Müslümanlar"
Irak'ta Suriye'de, Pakistan'da, Filistin, Libya, Mısır, Afgansitan, tüm buralarda mezhep üzerinden hareket eden örgütlerin hedefi yine Müslümanlar. Aynı dine, peygambere inanan insanların arasına kan ve husumet sokulmak isteniyor. Türkiye son 14 yılda ekonomiden, siyasete, demokrasiden dış politikaya kadar her alanda büyük bir başarı hikayesi yazmıştır. Türkiye'nin bu hikayesi geleceğimize ışık tutuyor. Türkiye'nin bu önemli konumunu dünyanın farklı köşelerinden gelen mesajlarda da görüyoruz. Yaptığımız ziyaretlerde birebir şahit oluyoruz."
Bu ışık birilerini rahatsız ediyor. Son Cerablus olayında Musullu kardeşlerimiz şunu söyledi; 'Biz birkaç ay öncesine kadar umutsuzduk, ama umudumuz arttı' demeye başladılar. Biz artık umudumuzu Türkiye'nin Irak'ta atacağı adımlara bağladık diyorlar. Cidd manada bir tehdidin altındalar. Burada tehdit olarak DEAŞ var. Şu anda Başika'daki Türkler birilerini rahatsız ediyor. Irak'ın merkezi yönetimini rahatsız ediyor. Ahmet bey Başbakan'ken, şimdiki Başbakan ile aynı masaya oturup mesaj vermişlerdi. Bizden yardım isteyen bunlardı. Şimdi buradan çıkmalı diyor. Kusura bakma. Türk Silahlı Kuvvetleri istediğin zaman gel diyen, istediğin zaman çık dediğinde çıkacak bir ülke değil.
"Bunlar münafıktır"
"Bunlar zalimdir, bunlar münafıktır. Bunlarda her şeyi görürüz. Bunlar içimizdeki fitne unsurlarıdır. Aynen kanser hücresi gibi. Vücuda metaztaz yapmış durumdalar. Öyle bir temizlik gerekiyor ki en ufak belirtisi kalmamalı. Şu anda bunu yapıyoruz. 40 yıldır takiyye yaptılar. Bu örgütün karanlık yüzü 15 Temmuz'da ortaya çıktı. Vatanın korunması için namuslarına emanet edilen silahlar, FETÖ'cü hainler tarafından millete çevrildi. Milletin şahlanışını temsil eden kurumlar özellikle hedef seçildi
Askeri liselerin kapatılmasını doğru bulmadım diyor eski bir Genelkurmay Başkanı ziyaretime gelen. Siz herhalde hala bu darbelerin ve darbecilerin yetişmesini istiyorsunuz galiba dedim. Bu darbeciler, bu askeri liselerden yetişmedi mi? Bunlar buradan yetişti. Hala buradan yetişmeye devam etmesini mi istiyorsunuz? Genelkurmay Başkanımız düz liseden geldi. Demek düz liseden gelenlerden de Genelkurmay Başkanı oluyormuş. Adamlar tamamen FETÖ’cülerden oluşan lise oluşturmuş ve liseden de zaten FETÖ’cüden başka bir şey çıkmıyor.
"Tıp fakültesi arasında en düşük puanı alanlar GATA'ya gidiyor"
"GATA'yı konuşmaya başladılar. Bir inceledi. Tıp fakülteleri içerisinde en başarısız olanlar GATA'ya gidiyor. Niye? Tezgah öyle kurulmuş da onun için. Mesele sağlık hizmetinin verilmesi değil mi? Tamam, bitti. Ben sağlık hizmetini nereden alıyorsam, GATA'da Sağlık Bakanlığına bağlı olan doktorlar verecek. Şu anda bizim düz bu tür doktorlar kalkıp da asker polis yaralanınca buna hizmet vermez mi ya? Böyle bir şey düşünülebilir mi? At binenin, kılıç kuşananandır. Pensilvanya'dakinin talimatları doğrultusunda ülke yönetilemez"Pensilvanya'daki örgüt liderinin talimatları doğrultusunda ülke yönetilemez. Buna müsaade edemeyiz.
"PKK'da bile bu kadar in görmedik"
"Mağdur diye bir şey tutturdular, asıl mağdur benim şehit olan vatandaşımın yakını. Ülkeyi yıkmaya çalışanlar nasıl oluyor da mağdur oluyor. Bakın nerelerden ne tür kasalar çıkıyor. Ne tür gizli evraklar çıkıyor. Daha durun neler çıkacak. İnlerine yeni yeni giriyoruz. İnler açıldıkça başka inler çıkıyor. PKK'da bile bu kadar in görmedik. Üzerine üzerine gideceğiz. Onlar kaçacak biz kovalayacağız. Bunlara ev sahipliği yapanlar da bunlardan bir dert görsün"
“TSK’yı lekeleyemeyiz”
"Siper et gövdeni dursun bu hayasızca akın diyor Akif değil mi? 15 Temmuz gecesi yaşanan hadise ülkemizin daha önce yaşadığı darbelerden bir yönüyle farklıdır. Silahlı kuvvetlerimizin içerisinde bunlar biz azınlık üniformaya bürünmüş teröristler. Geneli itibariyle silahlı kuvvetlerimizi lekeleyemeyiz. Karşı operasyonlar olmamış olsaydı durum belki daha farklı olurdu. Hamdolsun o karşı koyuş, o dayanışma, polisiyle birlikte milletle dayanışma olayı farklı istikamete dönüştürdü"
“Evet idamı savunuyorum dedim”
"15 Temmuz bu ülkeyi lekeye dönüştürmeyi hedefleyen işgal hareketidir. Hak ettikleri cezayı çekecekler. Yasin Börü'nün annesi ile konuştum. Yasin'imin kanı yerde kalmayacak değil mi dedi. Ben ne yapacağım? Millet idam dediği zaman, ben de idamın yanındayım dediğimde bazıları karşımıza çıkıyor. Siz idamı savunuyorsunuz diyor. Evet savunuyorum dedim. Çünkü devlet olarak benim idamı affetme yetkim yok. O yetki o şehit edilenlerin kendi ailelerine aittir. Biz devlete karşı işlenen suçları affederiz ama onu affedemeyiz. Parlamento kararını verir, o karara uymaya mecburuz. Benim önüme de geldi mi ben bunu onaylarım dedim. Ben Yasin'in annesinin de, 41 şehidimizin tüm yakınlarının yakarışlarının altından kalkamam. Bu terazi bu kadar sikleti çekmez"
"Dayanamayanlar oldu"
"15 Temmuz gecesi salalar milletimizin kurtuluşuna çare için verildi. Onlara bile dayanamayanlar vardı. İzmir'de müezzzini tekme tokat dövenleri gördünüz. Onlar da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Niye sela veriliyormuş. Ya bunlar zaten geçmişlerinde malum, ezana tahammül edemeyenlerdir. Darbecilerin en ağır şekilde cezalandırılmalarını da bu kötü alışkanlığın selasını vermek için gerçekleştirmeliyiz."
"15 Temmuz gecesi ortalıkta görünmeyen, tanklara alkış tutanlara göre sorunun çözümü için eski jakoben, tek tipçi dönemlere geri dönülmesi gerekiyormuş. 15 Temmuz sonrası sosyal medyada boca edilen bu tezler sadece birer hezeyandır. 15 Temmuz'a giden yolun taşları dini kurumlara, dini hayata çarpık bakan anlayış tarafından döşenmiştir. Milleti yobaz, takunyalı diyerek öteleyenler FETÖ gibilerin oluşmasına çanak tutmuştur.
"Yenikapı ruhunu tanısan ne olur tanımasan ne olur?"
"Siyasetin alanı müdahalelerle kısıtlanmasaydı FETÖ bu kadar büyüyebilir miydi? 17-25 Aralık'tan beri FETÖ'ye verdiğimiz mücadelede yalnız kalmasaydık 15 Temmuz yaşanır mıydı? Yenikapı'dan yeni ruh oluşsun dedik. Bir de baktık ki hazmedemeyenler çıktı. Gelmek istemeyip de aracılar vasıtasıyla gelmesi temin edilenler, ben böyle bir Yenikapı ruhunu tanımıyorum demeye başladılar. Tanısan ne olur, tanımasan ne olur. Aslolan milletin tanımasıdır. Oraya gelen 5 milyon bunu tanımış oraya gelmiş. Ekranları başında 5 milyon izlemiş."
"FETÖ, sonuçtur"
"Bizim milletimizden gizlimiz saklımız yok. 14 yıldır kesintisiz şekilde ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstleniyoruz. Çuvaldızı batıranlardan kendilerinden iğneği ihmal etmemelerini bekliyoruz. Tedavinin başarılı olması için öncelikle teşhis doğru konulmalıdır. FETÖ bir sebep değil. Çarpık temeller üzerine inşa edilmiş sistemin sonucudur. Bu konuda net olmamız gerekir. Bu gerçeği kabul etmez, farklı arayışların içine girersek benzer sonuçlarla tekrar karşılaşmamız mukadderdir"
"1 dolara satan alçaklar..."
"Herkes ekonomi çökecek dedi ve ertesi gün piyasalara 2 buçuk milyar dolar girdi. Nereden girdi biliyor musunuz? Yastık altı. 10 gün içerisinde bu rakam 12 buçuk milyar dolara çıktı. Bu millet aziz bir millet. Çok farklı bir millet. Binlerce yıllık geleneği olan milletimizin göz bebeği olan kurumlar bu darbeciler tarafından yıpratıldı. Süratle toparlanıyor. Vatanını 1 dolara satan alçaklar, 21. yüzyılda bu milleti mahcup edecek görüntüler yaşanmasına neden oldu. Milletimiz umudunu kaybetmedi. Ekonomisine, demokrasisine, hükümetine daha fazla sahip çıkarak darbecilerin hevesini kursaklarında bıraktı"
Başbakan, "Türk varlığı Başika'da kalmaya devam edecek" demişti
Başbakan Binali Yıldırım, Irak'la Türkiye arasında krize dönen Türk askerinin Başika'daki varlığına ilişkin olarak, "Irak hükümeti ne söylerse söylesin, bölgedeki DEAŞ ile mücadele için bölge yapısının zorla değiştirilmemesi için Türk varlığı orada kalmaya devam edecektir" dedi. Yıldırım, "Birçok ülke orada dolaşırken tarihi derinliğiyle bölgede her zaman olmuş Türkiye hakkında böyle ileri geri laflar etmek Irak hükümetinin haddi değildir" ifadesini kullanmıştı.