Gündem

Erdoğan: Kürt, Kürtlüğüyle övünebilir

Başbakan Erdoğan, DTP'ye seslendi: Eğer barışa destek vermek istiyorsan gel 'Silahları bırakın' de. Biz silahla dolaşanlara karşıyız, onlara muhalifiz

01 Kasım 2008 02:00
Başbakan Tayyip Erdoğan, “Eğer barışa destek vermek istiyorsan gel 'Silahları bırakın' de. İşte bizim AKP iktidarı olarak hedefimiz bu. Biz silahla dolaşanlara karşıyız, onlara muhalifiz” dedi.

DTP'liler tarafından Van'a gelişi protestolarla karşılanan Başbakan Erdoğan, 5 Yol Meydanı'nda düzenlenen toplu açılış ve TOKİ konutlarının anahtar teslim törenine katıldı. Burada bir konuşma yapan Erdoğan, batı ile doğu arasındaki uçurumu ortadan kaldıracaklarını ileri sürdü. Yatırımlar açısından doğunun ihmal edildiğini savunun Erdoğan, AKP'nin şimdi bu açığı kapatmaya çalıştığını söyledi.
Dünyada ileri düzeydeki ülkelerin halkının, Türk halkından daha ileri zekada olmadığını belirten Erdoğan, geçmişte imrenilen bir millet olan Türklerin, şimdi küllerinden yeniden doğduğunu ifade etti. Muasır medeniyet seviyesini yakalamanın gayreti içinde olduklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

Ben burdayım, onlar yakmakla meşgul

“Yeter ki bir olalım, beraber olalım, diri olalım mesele bu. Allah'ın izniyle ulaşamayacağımız hedef, gerçeğe dönüştüremeyeceğimiz hayal yoktur. Ama bu tür derdi olmayanlar, şehirlerimizin meydanlarında lastik yakmakla meşgul. Onlar vatandaşların arabalarını yakmakla meşgul. Başbakan olarak benim Van'a beşinci gelişim. Tabi geçmişte buralar başbakan görmeye de alışık değillerdi. Ama biz onlara göre aykırı başbakanlar türündeniz. Geliyoruz ve geleceğiz. Gitmediğimiz 1 metrekare kalmayacak. Her yere gidiyoruz, gideceğiz.
Gittiğimiz yere biz sevgiyi götürürüz, barışı, kardeşliği, hizmeti, kalkınmayı götürürüz.
 

Barış istiyorsan gel

İşte, barışa mesaj gönderenler lütfen gelsinler de bununla ilgilensinler. Eğer barışı istiyorsan gel, buna kucak aç. Eğer barışa destek vermek istiyorsan gel 'Silahları bırakın' de. İşte bizim Ak Parti iktidarı olarak hedefimiz bu. Biz silahla dolaşanlara karşıyız, onlara muhalifiz. Biz bir insanı öldürmenin tüm insanları öldürmek olduğuna inananlardanız. Biz bir insana hayat vermenin, tüm insanlara hayat vermek olduğuna inananlardanız. Farkımız bu.
Böyle bir taraftan insan hakları diyeceksin, özgürlükler diyeceksin... Nerede o zaman demokrasi, nerede özgürlük? Silahların dayatılmasıyla insanların iradesine ket koyanlar, demokrasiyi konuşamazlar. Demokrasiyi konuşmak milli iradeye, insanın iradesine saygı duymaktır. İnsanı tehditle irade yönlendirilmez. Onun için demokrasinin gereği neyse hodri meydan diyoruz. Gelsinler bunu yapalım. Silahla değil, hodri meydan. Bırakalım, insana saygı duyalım. Bunu başaralım.

DTP'liler Van'ı karıştırdı

Hakkâri'de patlama

Diyarbakır'da oturma eylemi

Bölge halkını aldatıyorlar, tahrik ediyorlar

Birliğimizi muhafaza ettikçe, beraberliğimizi muhafaza ettikçe, aramıza nifak sokmaya çalışanlara karşı tek yürek oldukça, Allah'ın izniyle çok daha güzel, çok daha anlamlı hizmetleri üretmeye devam edeceğiz. Terör örgütünün en büyük korkusu işte budur. Bölge insanının daha iyi hizmetlere, daha gelişmiş imkanlara kavuşması, huzur ve refah içinde günlük yaşamını sürdürmesidir. Çünkü o zaman istismar edecek konu bulamayacaklar.

Onun için şu anda gidip vatandaşı tahrik ediyorlar, yalan söylüyorlar, aldatıyorlar. 
Onların en büyük korkusu bizim bu yapmakta olduğumuz hizmetleri ve bu hedeflerimizin gerçekleşmesi, bunları ciddi manada telaşa düşürdü. Hem Van'ın, hem Van ile birlikte bu bölgedeki tüm illerimizin hızla geliştiğini, kalkındığını, güzelleştiğini görmekten bunlar rahatsız oluyor. Ben sizlere bunların neye karşı olduğunu söyleyeyim. Bunlar emeğe karşı, bunlar ekmeğe karşı, bunlar ilerlemeye, kalkınmaya, sanayileşmeye, refaha karşı; bunlar okula, hastaneye, yola, üniversiteye karşı; bunlar huzura, istikrara, güvene, devlet ve millet dayanışmasına karşı. Eğer bu bölgelerdeki illerimiz kalkınırsa, gelişirse, sorunlarını çözerse, bunlar en büyük istismar zeminlerini kaybedecekler. 

Kürt, Kürtlüğüyle övünebilir

Bizim kardeşliğimize asla zarar veremeyecekler. Asla aramıza nifak tohumu ekemeyecekler. Bizim kardeşlik hukukumuz tarihi bağlarla örülmüştür. Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Boşnağıyla, Arnavutuyla tüm etnik kökendeki insanımız kardeştir, gönüldaştır, yol arkadaşıdır, kederdaştır.
Benim Kürt kökenli vatandaşım Kürtlüğüyle övünebilir, hakkıdır. Türk kardeşim aynı şekilde Türklüğüyle övünür, hakkıdır. Çerkezi, Gürcüsü aynı şekilde övünür, hakkıdır. Fakat bir şeyi unutmayacağız. Bunların üzerinde bir üst kimliğimiz var. O nedir? Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Nereye giderseniz gidin bütün dünyada da bu böyledir ama bunlar bu işi de saptırmaya çalışıyorlar. Buna da pirim vermeyeceğiz ve buradan taviz vermeyeceğiz.

Onun için yola çıkarken bir şey söyledik. Ne dedik? 'Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet' dedik ve 'etnik milliyetçiliğe hayır, bölgesel milliyetçiliğe hayır, dinsel milliyetçiliğe de hayır'. Bunların hepsine hayır diyerek bütünleşerek, bir ve beraber el ele omuz omuza bu yola devam edeceğiz.”