Gündem

Erdoğan: Adana Mutabakatı yeniden gündeme gelebilir

"Suriye'de insani amaçla bulunan tek ülke Türkiye'dir"

24 Ocak 2019 12:40

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘Adana Protokolü’ne değinerek,  “Düştüğümüzde tekme atmak için bekleyen o kadar çok kesim var ki ne olursa olsun ayakta kalmanın önemini çok iyi biliyoruz" diye konuştu. Türkiye’nin son 5-6 yılda başına gelen her hadise ülkeyi düşürme projesinin bir parçası olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "AB süreci budur. Suriye’deki olaylar budur. Suriye ile Adana Protokolü (Suriye, 1988 tarihinde Ankara’yla imzalanan mutabakat çevresinde, PKK’ye karşı Türkiye’yle iş birliği taahhüdünde bulunmuştu) imzalanmıştır. Bu Adana mutabakatının yeniden gündeme gelmesi gerektiğini çok iyi anlıyoruz. Adana Mutabakatı’nın ısrarla üzerinde durulması gerekiyor” sözlerini kaydetti.

Tayyip Erdoğan, Rusya ile dün gerçekleştirdiği görüşmenin temelinde Suriye topraklarında huzuru nasıl sağlayacaklarına ilişkin görüşlerin konuşulduğunu ifade ederek, "Yoksa bizim Suriye'de işgal gibi bir derdimiz yok. Bize vatan topraklarımız yeter" dedi. "Biz buraya 20 milyon karelik topraklardan kaybede kaybede 780 bin kilometreye geldik" diyen Erdoğan, "Biz sıradan bir kabile devleti değildik. Şu anda kabile devleti değiliz. Biz anlı şanlı bir Türkiye Cumhuriyetiyiz. Topraklarımızda en ufak bir parselasyona izin vermeyiz. Suriye'de insani amaçla bulunan tek ülke Türkiye'dir" diye konuştu.

"Ülkemizin geçmişte bu gelişmelere seyirci kalması, devri geçmiş teknolojilerin çöplüğüne dönüşmesi üzüntü verici" diyerek bu konuyu önemsediğini belirten Erdoğan, "Dünyanın çevresine yerleştirdiğimiz yeni uydular ile hazırlığını sürdürdüğümüz 3 uydu ile bu yarışta yer almanın gayreti içerisindeyiz" açıklamasında bulundu.

Kara Harp Okulu HGM Atlas ve HGM Küre Uygulamalarının tanıtım töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamasından satır başları şöyle:

"Harita çalışmalarında MSB'nin bu merkezinden başka müracaat edeceğimiz bir yer yoktu. Bu şimdi yaygınlaşmaya başladı. Google ve Yandex gibi. Bizim çok daha ileri gitmemiz gerekiyordu. Şimdi harita müdürlüğümüzün güçlü bir şekilde ortaya çıkması bizler için her türlü takdirin üzerindedir. 

“Bardağın boş tarafından baktığımızda geciktik diye hayıflanıyoruz dolu tarafına baktığımızda harita uygulamamıza kavuştuk diyoruz. İşte böyle karışık duygular içerisindeyiz. En değerli şirketlerden 10'unun 7'sinin dijital teknolojiye çalışan şirketler olduğunu görüyoruz. 

"Ülkemizin geçmişte bu gelişmelere seyirci kalması, devri geçmiş teknolojilerin çöplüğüne dönüşmesi üzüntü verici.

"Bugün ülkemizde elektronik devlet kullananların sayısı 41 milyonun üzerine çıkmıştır.

"Dünyanın çevresine yerleştirdiğimiz yeni uydular ile hazırlığını sürdürdüğümüz 3 uydu ile bu yarışta yer almanın gayreti içerisindeyiz.

"Neticeye ulaşmada bunların bize sağlayacağı imkânlar çok büyük. Araştırma ve geliştirme merkezlerimizin sayısı bini geçti. Teknopark sayımız 81'i buldu. Gençlerimizin teknolojiye olan ilgisinin her geçen gün arttığını görüyoruz. Cumhurbaşkanlığı sistemi bünyesinde kurduğumuz bir sistemle 8 ilimizin bütün yatırımlarını takip ediyoruz, tüm kurumlarımızda acil durumları koordine ediyoruz.

"Biz milli teknoloji hamlesi ve dijital Türkiye diyerek bu süreçte yerimizi alıyoruz. Verinin değere dönüşmesi ise ancak yerli ve milli bir anlayışla sahiplenilmesiyle mümkündür. 

"Bugün artık kendi ürettiğimiz verinin ülkemiz kontrolünde olmamız da siber dünyadan gelecek saldırılar konusunda da milli güvenlik meselesidir.

"Dijital dönüşüm ofisimiz direkt olarak şahsıma bağlı"

"Dijital dönüşüm ofisimiz direkt olarak şahsıma bağlı. Amacımız mevcut veriyi takip etmek değil bu veriyi işleyerek anlamlı hale getirmek ve adım atılmasını sağlamak. Verinin işlenmesinde zaman, mekân ve harita öneme sahiptir.

“Gerekli hazırlığı yapmadan değişim hissine kapılmak bizi yeniden ciddi sıkıntılarla karşı karşıya getirecektir. Bilginin ve teknolojinin sunduğu imkânları milletimizin hedefleriyle harmanlayarak tüm kurumlarımızı bu değişme hazırlamalıyız. Sadece üretim değil yönetim ve karar almada da köklü değişikliklere yol açacak ve hata toleransı azalacaktır. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarında kullandığımız yöntemleri geçmişteki yöntemlerle karşılaştırmak mümkün değil. Ülkemizi bilim ve teknoloji alanında hazırlamak için gerekli alanları atıyoruz. Bu konuda kamunun ve özel sektörün iş birliği şarttır. Aksi takdirde hedeflerimize ulaşamayız.

"İnsan her şeyim merkezinde olmaya devam edecektir. Bunun için biz tüm çalışmalarımızı insan merkezli anlayışla yürütmeye devam edeceğiz. İnsanı metalaştıran anlayış bizim medeniyetimizle ve kültürümüzle bağdaşmaz. Türkiye olarak bizi orta, orta üst seviyesindeki ülkelerden ayıran özellik işte bu düşüncedir. 

"Bizden daha zengin nice ülke olduğu halde insani yardımlarda bir numarayız"

"Aynı şekilde Irak'ta Suriye'de Kuzey Afrika'da Kafkaslarda, Balkanlar'da bu anlayışla müdahil olduk, oluyoruz. Önümüzde bizden daha zengin nice ülke olduğu halde insani yardımlarda, özellikle milli gelire oranla söylüyorum, bir numarayız. O hani dünyanın en zengini denilenler bizim çok çok arkamızda yer alıyor.

"Biz topraklarımızda en küçük bir parselasyona izin vermeyiz"

"Dün Rusya seyahatimizin ana ekseninden birini bu oluşturuyor. Buradaki huzuru nasıl sağlarız? İdlib'de Afrin'de Celabrus'ta nasıl sağlarız? Suriye'nin özellikle bize yakın olan bölgesindeki Trump'ın ifadesindeki o 20 mil, açarsak 32 kilometrede nasıl sağlarız. Bütün bu çalışmalar bunun için. Yoksa bizim Suriye'de işgal gibi bir derdimiz yok. Bize vatan topraklarımız yeter. Biz buraya 20 milyon karelik topraklardan kaybede kaybede 780 bin kilometreye geldik. Biz sıradan bir kabile devleti değildik. Şu anda kabile devleti değiliz. Biz anlı şanlı bir Türkiye Cumhuriyetiyiz. Topraklarımızda en ufak bir parselasyona izin vermeyiz. Suriye'de insani amaçla bulunan tek ülke Türkiye'dir."

"Biz demokrasiye inanmış bir ülke olarak nerede bir darbe girişimi varsa biz hepsine karşıyız. Sandıktan gelene herkes saygı duymak zorundadır.

"15 Temmuz'da azanlar felaketini bulmuşlardır. 251 şehidimiz oldu. 2 bin 193 gazimiz oldu ama istiklalimizi ve istikbalimizi o gece kurtarabilme imkânı yaşadık o gece. FETÖ'ye karşı en küçük bir gevşeme ve gerileme asla mümkün değildir. FETÖ'den tamamen bu ülkeyi temizleyene kadar mücadelemiz sürecektir. Mücadelemizi hep adaletin, hukukun, kolluğun, savcının, hâkimin her zaman ve herkese yardım olacağını unutmadan verdik. Ne askeri ne de sivil bürokraside, ne iş sektöründe asıl mücadelenin örselenmesine göz yummadık. Perdeler kalkmış, kumpaslar çözülmüş, çeteler dağıtılmış, her şey milletin ve devletin gözü önünde yapılır hale gelmiştir."