Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, BDP'li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına yönelik tartışmalara değinerek "BDP şımardıkça şımarıyor. Demokrasiyi zehirliyor. Meclis'te olacaklarsa terörü kınasınlar" dedi. Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na da "Vicdansızlıkta İsrail'le yarışıyor" sözleriyle yüklendi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, parti genel merkezinde AKP Milletvekilleri Değerlendirme ve İstişare Toplantısı'nda konuştu.
Filistin için 29 Kasım'ın bir dönüm noktası olduğunu belirten Erdoğan, "BM'deki kararın ardından Filistin Devlet Başkanı'nı aradım, tebrik ettim. Tüm Filistinli kardeşlerimi kutluyorum. Bu bölge artık eskisi gibi değildir. İsrail artık kandan ve gözyaşından beslenmeyi terk etmek mecburiyetindedir. İsrail bölgeye zarar veriyor, bölge barışına zarar veriyor. İsrail kendi içine, halkına da büyük zarar veriyor. İsrail'in aklını başına almasını temenni ediyoruz. Filistinli kardeşlerime de çağrım var. Filistin'de bölünmüşlük görmek istemiyoruz. Filistin'de asla nifak görmek istemiyoruz. Filistin'de bu birlik ve beraberliğin daha da güçlenmesi için canla başla çalışmaya devam edeceğiz" dedi.
Dışişleri Bakanı'nın Gazze'ye gittiğini hatırlatan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Gazze'de hastanede bakanımızı bir odaya alıyorlar. Odada yeni getirilmiş üç şehidin cenazesi var. O esnada odaya şehide genç kızın acılı babası geliyor. Odadaki herkes orada gözyaşı döküyor. Türkiye'de son derece talihsizdir ki, CHP'nin genel başkanı o fotoğraf yapmacık diyor. Densizlik burada da kalmıyor. CHP Genel Başkanı ağlayacaksan bir şehit anasına sarılıp ağlasaydın diyerek densizliğini alt seviyeye düşürüyor. Vicdansızlıkta, tepkisizlikte, duyarsızlıkta CHP'nin Genel Başkanı İsrail'le yarışıyor. Böyle bir vicdansızlık olabilir mi? 15 yaşında bir genç kız, böyle bir manzara karşısında gözyaşlarını kim tutabilir? Bunların kalbi o kadar kararmış ki, şehitleri Filistinli, Türkiyeli diye ayıracak kadar kendi özlerine yabancı kalmışlardır. Genel başkan olmuş ama şehitliğin ne yüce makam olduğunu anlayamayacak kadar cahil. Şehidi Türk, Arap diye ayırmak en başta Çanakkale'de yatan Gazzeli onlarca şehide saygısızlıktır. 'Gazzeli şehitlere niye bu kadar ağlıyorsunuz' diyerek küstahlık yapıyorlar. Eğer zahmet edip Çanakkale Şehitliği'ne gidersen, oradaki isimleri okursan neden Gazze'yle ilgilendiğimizi anlarsın. Kendi ülkesinin Dışişleri Bakanı'na küfür eden Türkiye'nin dış politikasını anlayamaz. Allah CHP'ye gönül vermiş vatandaşlarıma sabır versin."
'Önlükle bize kimin zengin olduğu görülür'
Okullarda tek tip kıyafeti sonlandıran genelgeye değinen Erdoğan, "Neymiş laiklik elden gidiyormuş. CHP Genel Başkanı pedagogdan bahsediyor. Okullarda üniforma uygulamasının nerelere dayandığını bir gör. Okullardaki üniforma uygulamasıyla ilgili birkaç kitap karıştırırsın Hitler'i, İsmet İnönü'yü göreceksin. Biz 2002'den bugüne milletin üzerinde oluşturulan bu faşizan uygulamaları tek tek kaldırıyoruz. Militarist uygulamalara son veriyoruz. CHP birakın ilkokulu, üniversitede dahi tek tip kıyafeti zorbalıkla savunmuş bir siyasi partidir. Serbest kıyafet uygulaması veliler üzerinden çok önemli bir külfeti kaldırıyor. Zenginin kıyafeti şık olur.. Sanki tek tip olunca bu fark edilmiyor. Kimse kusura bakmasın o önlükleri biz de giydik. Önlük gelir farklılığını örtemez. Önlük bile giyse kimin zengin, kimin fakir olduğu anında ortaya çıkıyordu. Uygulama başladığında bu kararın ne kadar isabetli olduğu görülecek. Aksaklıklar çıkarsa müdahale eder, sorunları derhal çözeriz" dedi.
Başbakan Erdoğan, dokunulmazlıklarla ilgili olarak şunları kaydetti: "Biz terör konusunda hiçbir dolambaçlı yola müracaat etmedik. Türkiye'nin bu önemli meselesi hakkında gönül diliyle hassasiyetle konuştuk. Herkes etnik kafa zihniyetini bir kenara koysun. Biz birilerinin elinde silah var diye onların diliyle konuşamayız. TBMM, Türkiye topraklarının işgal altında olduğu dönemde kurulmuştur. TBMM ülkemizin başına gelebilecek en ağır sorun karşısında bu sorunu çözmek üzere teşekkül etmiştir. Meclis soruna çözüm üretecek bir makamdır. Meclis iradesini yok etmeye dönük tüm planları deşifre ettik. Dokunulmazlık milletvekiline bir ayrıcalık sağlamak üzere değil, vekili güçlendirmek, milli iradeyi güçlendirmek amacıyla verilmiştir. Yasama dokunulmazlığı vekilin görevlerini kaygı ve baskıdan uzak yapmaları için vardır. Biz terör meselesinin üzerinde ısrarla durduk. TBMM'de bunun çözülebileceğini, yerin Meclis olduğunu ifade ettik. BDP çatısı altında toplanmış vekilleri her fırsatta teşvik ettik. BDP'nin sorumluluk yüklenmesi gerektiğini vurguladık. Tüm iyi niyetimize rağmen, BDP çözümün parçası olmak yerine ne yazık ki, terörün parçası olmakta ısrarcı oldu.
'Türk meselesi çıkarmak için tahrik ettiler'
Kürt vatandaşlarıma soruyorum. BDP bugüne kadar çözüm için, kanın durması için ne yapmıştır? BDP gençlerin ölmesini ve öldürmesini engellemek adına hangi samimi çabanın içinde oldu? BDP Meclis içinde terör örgütünün iradesini temsil etmeyi seçti. BDP Kürt meselesi adıyla bir başlık atmış bir Türk meselesi çıkarmak için tahrik içinde oldu. Biz etnik milliyetçiliği kabul etmiyoruz. Biz 10 yıllık süreçte bunu her yerde söyledik. Terör örgütü çocukları ikna ederek değil, kaçırarak dağa götürdü. Hâlâ götürüyor. O inlerde o çocuklara neler yapıyorlar. Kızlar ne hale getiriliyor. BDP bu olanlar karşısında ne yaptı? Dağı adres olarak gösteriyorlar. Terörü adeta kutsuyorlar. Yeri geliyor polisle, askerle tartışıyorlar. En son gittiler kameraların önünde eli kanlı teröristlerle kucaklaştılar. Bu eylemlerde çözüme yönelik en küçük bir işaret var mı? Şimdi diyorlar ki, siyaset yolu kapanmasın. Evet, kapanmasın. Ama BDP'lilerin yolu siyasetin yolu mudur? Biz parti kapatmaya karşı olan bir partiyiz, siyasetin yolu bu.
Bugün biz 1994'te değiliz
'Şımardıkça şımarıyorlar'
Dünyanın hiçbir ülkesinde terörü destekleyen bir parti kabul görmez. Böyle partiler demokrasi için tehlike olarak kabul edilir. Eğer Meclis'te olacaklarsa terörü desteklemediklerini göstersinler. Terörü kınasınlar. Yoksa terör örgütünün uzantısı olarak TBMM çatısı altında olmayı kabul etmiyoruz. Biz siyaset yolunun açık olması için mücadele veriyoruz. BDP bunu istismar etmenin kolaycılığına kaçtı. Bugüne kadar kendilerine engin bir hoşgörü gösterildi. Bütün tehditler organize. Bu memleket yol geçen hanı mı? Biz kalkıp 'tabi canım güzel yapıyorlar' diyemeyiz. Meclis'ten böyle bir karar çıkarsa, bu ülkenin ayrımcılığıdır.. Böyle bir şey söz konusu değil. Yeri geldiği zaman herkese haddini bu parlamento, parlamento diliyle bildirir. BDP şımardıkça şımarıyor. Demokrasiyi zehirliyor. Senin demokrasi diye bir derdin varsa zaten mesele yok. Bunların hiçbir zaman böyle bir derdi olmadı. Dokunulmazlık zırhı altında her gün gerilim... 10 yaşında çocuğu terörize eden anlayış özgörlüğe inanmış olabilir mi? Bir hukuk sisteminde bu meydan okuma ne kadar daha sineye çekilebilir? Bu eylemlere kusura bakmayın biz daha fazla seyirci kalamayız. BDP'li vekillerin terör örgütüyle bağlantılarını keseceklerine inanan var mı? Onlar korku türbülansının içine girdiler. Onların iyi niyetli olanı bile artık buradan çıkamaz. İradelerini terör örgütüne kaptırmışlardır. Bunlar emirleri dağdan alıyor. Meclis gereken neyse onu yapar. Siyasi parti yolunu mu seçtin hukuk neyi gösteriyor. Bir linç mantığıyla biz AK Parti olarak hareket etmeyiz. Biz bu işletilmeyen, geciktirilen kuralların işlemesini sağlayacağız. Dokunulmazlık fezlekeleri önümüze geldiğinde vicdanımızla karar vereceğiz. "