Gündem

Erdoğan: Kapınıza gelen ablalara sen hangi yüzle buraya geldin deyin

Erdoğan'dan cemaate: Kapınıza gelen ablalara deyin ki yüreğiniz varsa, CHP'nin değil MHP'nin gölgesinde değil, partinizi kurun öyle gelin deyin

03 Mart 2014 15:24

Başbakan Tayyip Erdoğan partisinin Niğde’de düzenlenen mitinginde konuşuyor. Erdoğan konuşmasında Gülen cemaatini sert sözlerle eleştirirken, "Ablalar kapınıza gelebilir. Hanımefendi be sen hangi yüzle buraya geldin ya. Benim başörtümü füruat olarak nitelendiren o malum zattan dolayı mı buraya geldin?" ifadelerini kullandı.

Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

CHP’nin genel başkanı çıkmış AK Partiye oy verirseniz iki elim yakanızdadır diyor. Sen kimsin ya, sen kimsin? Ya sen İstanbul’da geçen seçimlerde başkan adayı idin, ikametini koyduğun Kağıthane’nin ismini bile unuttun ya. Kağıttepe diyecek kadar zavallısın ya. Ve ne oldu? o seçimde kendine bile oy kullanamadı. E şimdi yani kendi oy pusulasına oy kullanamayan adamdan bu ülkeye yönetici olur mu? Böyle bir zavallıdan bu ülkede idareci olabilir mi? Biz bunun genel müdürlüğünü de biliyoruz. Bunlar ne sandığı bulabilirler, ne milleti bulabilirler, ne de milletin yakasını bulabilirler. Tam aksine milletin elleri bunların yakasında olacak inşallah.

Diğeri de çıkmış, MHP’nin genel başkanı. Nereye oy verirseniz verin, ama AK Partiye oy vermeyin diyor. Ya bunlar nasıl siyasetçi? Bunlar bu işi öğrenemediler. Siyaseti millet için yapmayı, siyaseti hizmet için yapmayı öğrenemediler. Şimdi bir karar vermişler, haberiniz var mı? Bitlis’te beş parti bir olmuş. Duydunuz mu? CHP, MHP, BBP, DP bir tane daha vardı ama… Neyse beş tane parti. Bu beşinin toplam oyu zaten yüzde 7.

 

'Şimdi üç kafadar oldular'

 

Bak bugün size bir şey söyleyeyim. 40 çürük yumurtadan bir sağlam yumurta olmaz. Bunlardan bir şey olmaz. Sadece zannediyorlar ki bunu böyle yaparsak netice alırız. Alamayacaksınız. Biliyorsunuz CHP ve MHP ruh ikiziydi. Şimdi bunlara bir de Pensilvanya eklendi. Şimdi üç kafadar oldular. Bu üç kafadara, üç koyun verin kaybedip gelirler. Bu üç kafadarın zaten işleri güçleri yoktur. Şimdi kendilerine kaset işine montaj işine verdiler. Günlerdir hukuksuz dinlemeler üzerinden montajlar üzerinden siyaset üretiyorlar. TBMM’de meydanlarda kürsülerde kaset siyaseti yapıyorlar. Sizlere burada ibretlik bir hadiseyi anlatacağım.

1998, yine bir 17 Aralık günü. MHP’ye gönül vermiş kardeşlerime sesleniyorum. Bu çok çok önemli, şu anda MHP milletvekili olan, hatta Meclis Başkanvekili olan bir hanımefendi, 1998’de DYP milletvekiliydi, TBMM’de bir basın toplantısı düzenledi. Ne yaptı biliyor musunuz? Bir gazete yöneticisinin bazı bakan ve bürokratlarla yaptığı telefon konuşmalarını yayınladı. O gazete ayağa kalktı, o gazetenin dinlenen yazarı küplere bindi. O yazar konuşmaları yayınlayan milletvekiline tazminat davası açtı. 15 milyar lira tazminat kazandı. Faiziyle birlikte 26 milyar tazminatı Yargıtay onayladı. Şu anda işte bu dinlenen yazar, o günleri unutmuş şekilde, kasetler üzerinden bu defa bize iftira siyaseti yapıyor.

 

'Yazıklar olsun sana'

 

CHP’de varlığını kasetlere borçlu bir yönetim var. Diyor ki ‘başbakanın haberi var’. Sana yazıklar olsun ya. Benim haberim olsa, bunu yarım saat değil, bir saat iki saat üç saat kalmasını arz ederdim. Ben bakanıma talimat verdim, yarım saat sürmeden sosyal medyadan biz indirdik. Aynı konuda MHP’lilerle ilgili de indirdik. CHP’nin diğer, bir yine genel başkan yardımcısına yaptılar indirdik. Neden? Çünkü bizim kutsallarımızda böyle bir şey yok.

Sabah akşam bunların gündeminde kaset var. Ağızlarında dillerinde iftira var. Montaj var yalan var. Biz bu davaları tek tek açacağız. Dedim ya inlerine gireceğiz inlerine. Kaçmak yok. İnşallah bu illegal kasetler bu montajlar grup salonlardan dinletenlerden tazminatları toplayacağız.

 

'Halk sucuğa doydu'

 

Ben de çok para aldım bu adamdan ha. Kayseri belediye başkanım da kazandı. Meydanda halk sucuğa doydu. Bunların mantığı bu. İftiralar attı yalanlar söyledi, epeyce tazminat aldım. Bunları da uygun bir zamanda halkımızla paylaşacağız. Son bir yılda 3 bin kişinin telefonunu dinlemişler. MHP’yi CHP’yi BDP’yi onların vekillerini il başkanlarını dinlemişler. Bakanlarımızı milletvekillerimizi dinlemişler. Cumhurbaşkanını, beni dinliyor, genelkurmay başkanımızı dinliyorlar. Türkiye’nin çok mahrem konuşmalarını dinlemiş belli ki servis etmişler.

İş adamlarına dinlemelerle şantaj yapıyorlar. Böyle haraç topluyorlar. Haraca bağlıyorlar. Hakimleri savcıları dinlemişler. Onlara şantaj yapmışlar. 30 Mart’ta bu telekulak çetesinden siz hesap soracaksınız.

 

'Hanımefendi be sen hangi yüzle geldin buraya ya'

 

Ablalar kapınıza gelebilir. Hanımefendi be sen hangi yüzle buraya geldin ya. Benim başörtümü füruat olarak nitelendiren o malum zattan dolayı mı buraya geldin? Yahu biz başörtülerimizde dolayı okullarımıza gidemedik. Ak Parti iktidarı okullarımızı bize açtı be. Bu yüzden mi buraya geldin?

Biz üniversitelere giremiyorduk öyle mi? Üniversite yollarımız açıldı. Bu yüzden mi buraya geldiniz be.
Deyin ki yüreğiniz varsa, CHP’nin değil MHP’nin gölgesinde değil, partinizi kurun öyle gelin deyin. Partinize genel başkan arıyorsanız, Pensilvanya’da zaten. Çağırın gelsin Türkiye’ye. Vatanıysa çıksın gelsin. Niye gelemiyor? Gelsin. Onun vatanı Amerika mı? Çıksın Türkiye’ye gelsin. Türkiye’yi Pensilvanya’dan karıştıranlara hesabımız var. Bu da sorulacak.

Bu zat Savaş Ay ile röportaj yapıyor. Savaş Ay soruyor nereyi destekleyeceksiniz diye. Ben diyor hayatımda bir defa oy kullandım. Benim siyasetle ilgi alakam yok. Hazreti Cebrail iyi insandır, ama kendisiyle tanışmış değilim, o gelse parti kursa oraya dahi oy vermem diyor. Ya böyle bir ifade kullanılır mı? Bu yayınlandı, akşam da televizyonlarda görüntülü sesli çıktı. Savaş Ay ile bunu yapmış. Ey bu örgüte destek veren saf temiz kardeşlerim, daha ne kadar bunların yanında olacaksınız? Yahu Hazreti Cebrail parti kursa oyumu vermem diyen kişiyle daha ne kadar beraber olacaksınız? Hazreti Cebrail parti kursa oy vermem, ama CHP’ye veririm, MHP’ye veririm. Yaptıkları çalışma bu, kampanyaları bu.

 

'Senden olsa olsa Tahtakale’de kaset tüccarı olur'

 

Tokyo’da uydumuzu gönderdik. Gönderdik de merak ettim nasıl gitmiş diye. Başörtüsüne takılmadı. Bunca zamandır ne işiniz vardı başörtüsüyle ya. Benim başı açık başı örtülü kızlarımızla niye uğraştınız ya. Bu haklarını ellerinden aldınız ya. Ey CHP sen busun işte busun. Bunlarda her şey var. Akşam başka sabah başka. Ben şimdi size bir şey söyleyeceğim.

Ey CHP genel başkanı senden olsa olsa Tahtakale’de kaset tüccarı olur. Bakın ben hakaret etmiyorum. Senden kaset tüccarı olur diyorum. Biliyorsunuz ,Tahtakale bu işin yeridir.

Önceden tuvalete delikli 2,5 kuruşla gittik. İktidar geldik bir milyona tuvalete giriyorduk. Biz tuvalet zengini oldu ya. Arkadaşlarıma dedim ki bu altı sıfırı atacağım. Şu anda köşe yazarlığı devam eden bir zat, altı sıfır atılırsa enflasyon patlar dedi. Ben Taksim meydanında eşek gibi anırırım dedi. Bekliyorum hala anıracak. Enflasyon patlamadı, tam aksine çatladı çatladı.

 

'Onların dershanelerinden yavrularınızı alın'

 

Ayıracağız artık. Otururuz konuşuruz, sizin döneminizde gücümü 5 kat artırdım der. Tamam artırdın ne olacak? Yaz hadi, şununla ilgili doğruları yaz. Yazmaz, yazamaz. Onların inadı başka. Bunlar ideoloji siyaseti yapıyorlar.
Bunların dershanelerini kapattık diye, öyle diyorlar. Biz reforme ediyoruz. Bu bir değişimdir. Milletimizi adeta sülük gibi emdiler. Sülük bunlardan faziletlidir. Bunlar faydalı kanı emdiler. Bunlar büyük Türkiye’den rahatsızlar. Mavi Marmara’dan rahatsızlar. Filistin davasından rahatsızlar. İşte onun için 30 Mart yeniden bir istiklal mücadelesidir. 
Lütfen bu ihaneti görün. Partilerinizin, mensubu olduğunuz yapının neye hizmetini görün. Bunların dershanelerinde okuyan yavrularınız varsa alın.