Erdoğan, TRT Haber'de canlı yayınlanan Seçim Özel programında soruları yanıtladı.
Diyarbakır'da önceden olan ufak tefek şeylere karşın gerekli güvenlik önlemleri aldığı için öncekilerden daha ileri bir miting gerçekleştirdiklerini anlatan Erdoğan, ''Emniyetin verdiği rakamlara göre 32 bin civarında bir katılım oldu. Bunlar yağmura rağmen hiç dağılmadan orada beklediler büyük bir coşkuyla, heyecanla. Bizler de mesajlarımızı verdik'' diye konuştu.
Meydandaki coşkunun kendilerine farklı bir heyecan kattığını ifade eden Erdoğan, verdikleri mesajların ülkenin birliğine, bütünlüğüne, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'nin temayüz etmesine faydalı olacağını düşündüğünü söyledi.
Eski BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak ile İl Başkanı Baki Yıldırım arasında geçtiği iddia edilen bir ses kaydında, ''Elazığ'da AK Parti'ye karşı MHP'nin desteklenmesi'' yönünde ifadeler olduğunun anımsatılması üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:
''Yaklaşım tarzının çirkin olduğu zaten Hakkari'de kendisini göstermişti. Batıda gittiğimiz illerde bunu görüyoruz. Yaygın bir teşkilatımız var ve bütün saldırılar bizim seçim bürolarına oluyor. Burası da çok ilginç. Bu saldırılar yanında Hakkari'de CHP'nin aldığı oy 157 ve 2 bin-2 bin 500 kişi katıldı deniliyor mitingine. Bu mitingde CHP bayrakları BDP'lilerin eline tutuşturuluyor ve orada bir tane Türk bayrağı yok.''
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin oraya yönelik bir açıklama yapmadığını dile getiren Erdoğan, ''Çünkü ortak çalışıyorlar. Güneydoğu'da, Doğu'da CHP'nin BDP ile bir ortaklığı olduğu gibi Orta, Batı buraya yaklaştıkça CHP, MHP, BDP ortaklığını görüyorsunuz. Şimdi burada da MHP ile BDP'nin ortaklığı ortaya çıkıyor. 'Burada eğer MHP daha güçlüyse MHP'yi destekleyelim ki AK Parti 5-0 yapmasın' yaklaşım tarzı bu. İşte bu da orada ortaya çıkıyor'' dedi.
Hopa'da yaptıkları mitingden bir gün önce ve miting günü çok ciddi eylemler yapıldığını, polisle çatışmaya girişildiğini belirten Erdoğan, ''Miting bitti biz helikoptere doğru gidiyoruz bunlar sokakların aralarından çıkmak suretiyle taşlamaya başladılar. Orada çok açık, net bir güvenlik zafiyeti de ortaya çıktı. Otobüsümüz, önümüzdeki, arkamızdaki araçlar ciddi isabetler aldı'' diye konuştu.
Olaylar sırasında yaralanan ve tedavisi devam eden güvenlik görevlisine şifa dileyen Erdoğan, Diyarbakır'daki mitingin mukayese edilemeyecek kadar sakin bir havada ve çok coşkulu geçtiğini, bunun kendilerini memnun ettiğini vurguladı.
'İnan Kıraç'ı bu işlerin içinde görmek istemem'
Erdoğan, anketlerde AKP'nin birinci parti olarak çıkmasına karşın İnan Kıraç'ın, ''CHP'nin birinci parti olacağı konusunda gazetecilerde iddiaya girdiği'' şeklindeki ifadelerin anımsatılarak, ''Bu iddia gerçekten bilimsel bir çalışmaya mı, yoksa acaba son 10-15 günde seçmenin iradesini berileyecek sürpriz bir şey mi bekleniyor gibi bir dedikoduya sevk ediyor, siz nasıl bakıyorsunuz?'' sorusuna karşılık şöyle konuştu:
''Ben doğrusu İnan Kıraç'ı bu işlerin içinde görmek istemem. Bu işlere bulaştığını duymak da istemem. Bu beni ciddi anlamda rahatsız eder ve yakıştıramam da. Ama hakikaten, yazılanlar söylenenler doğruysa, bu tabi geleceğe yönelik herhalde kendisi de bazı riskleri üstlenmiş demektir. Çünkü bir iş adamı ülkede belli bir güce, belli bir imkana sahip bir iş adamının, böyle bir şeyin içerisine girmesi, adım atması kendisi açısından da ciddi bir risktir.
Hiçbir iş adamı bu tür şeyin içerisine böyle girmez. Ama girenlerini de takdir ederim, tebrik ederim. Demek ki dobra dobra çıkmış 'benim yaklaşımım budur' demiş. Konumunu yerini ortaya koymuş. Fakat onu teyit eden bir şeyi kendisi yaptı mı, o da önemli. Ben de bir iki gazetede okudum ama kendisinden tekzip eden ya da doğrulayan bir şey çıktı mı, çıkmadı mı onu bilmiyorum.''
Kıraç'ın kendisine ulaşılmak istendiğinde, ''Türkiye dışında olduğunu ve görüşemeyeceğini'' ifade ettiğinin belirtilmesi üzerine Erdoğan, ''Tabi burası da enteresan'' dedi.
Erdoğan, ''Risk derken 'söyledi sonuç çıkmazsa mahcup olur' manasında mı söylüyorsunuz'' ifadesine karşılık da şunları kaydetti:
''Her türlü mahcubiyet olur. Dünyanın hiçbir yerinde iş adamları, hele hele böyle o ülkenin önde gelen iş adamları bu tür işlerin içerisine bulaşmazlar. Çünkü iş adamı dediğin gelen iktidarların hepsiyle çalışacak. Birisiyle çalışıp birisini karşısına almaz, alamaz böyle bir riskin içine girmez. Bunu bu bakımdan ifade ediyorum.
Şu anda söylenenler eğer bilimsellikse, kamuoyu araştırmaları zaten bu bilimsel çerçeve içerisinde yapılıyor. Bu bilimsel çerçeve içerisinde de bugün de bir gazete kamuoyu araştırması açıkladı, o kamuoyu araştırmasında da yine partimiz açık ara birinci parti olarak önde görülüyor. Parti olarak bizim kendi yaptıklarımız var, bunlarda da yine hamdolsun benzer açık ara önde bir görünümümüz var. Bunlar bir şeyi teyit ediyor.
Bir de meydanların, caddelerin, sokakların dilini anlarız. Ömrümüz tabi buralarda geçti. Son 10 gün içinde çok şeyler olabilir mi? Siyasettir olabilir ama ne olabilir? Şu ana kadar tabi son 10 gün içinde Türkiye'nin bu tür seçim atmosferinde bu tür ara olan yerlerde de böyle bir şeyi tabi yaşamadık."