Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Tarım ve Orman Şûrası'nda konuştu. Erdoğan, tarım ve hayvancılığının önümüzdeki beş yılı için planlarının oluşturulduğunu kaydederken, "İktidara geldiğimizden beri orman varlığımızın güçlendirilmesine özel önem veriyoruz" dedi.
"Bin bilsen de bir bilene danış' prensibi ile hareket ettik"
Erdoğan, "15 yıl aradan sonra ortak akıl buluşması temasıyla düzenlenen şûrada sektörün tüm paydaşları görüşlerini, eleştirilerini ve geleceğe dair önerilerini özgür bir şekilde ifade etme yolu buldu. Oluşturulan 21 ayrı çalışma grubundan çok genişi bir yelpazede stratejiler belirlendi. Ülkemiz tarım ve ormancılığını geliştirmek, sıkıntılarına çözüm bulmak için şûraya elli binden fazla görüş bildirildi. Sektöre ilişkin 7 bine yakın katılımcı katıldı. Gerek şûra sırasında gerek sektör temsilcilerinin gerekse dijital platformlarda vatandaşlarımızın dile getirdiği her bir görüşün başımızın üzerinde yeri vardır. Biz ülkemize dair her meselede istişare kültürüne, danışmaya daima önem veren bir kadroyuz. Çünkü bizim için değişmez hüküm, 'Her işinizde istişare ediniz' Bin bilsen de bir bilene danış prensibi ile hareket ettik. Tarım Şûramızın prensibi de bu oldu. Şûrada alınan kararlar milletimizin, uzmanların, sektör temsilcilerinin bu millet sarayında, millet evinde sizlerle birlikte bu çalışmayı yapmak bizim geleceğimizi aydınlatacak en önemli adımdır" diye konuştu.
"Uygulamaların takipçisi olacağım"
Erdoğan, "Uzaktan eleştirmek yerine konuya bizzat müdahil olup görüşlerini paylaşan herkese katkıları için şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Alınan kararların tarım ve hayvancılık sektörünün önümüzdeki beş senesine yön vereceğine inanıyorum. Elbette karar almak önemlidir. Asıl mesele alınan kararları takip edip, hayata geçmesini sağlamaktır. Uygulama ve politikaya dönüşmeyen karar ne kadar güzel, ne kadar güçlü olursa olsun havada kalmaya mahkûmdur. Çiftçimizin, tarım emekçilerimizin hakkını ancak bu şekilde ödeyebiliriz. Şûra kararlarını ortak bir çaba ile hayata geçirmemiz gerekir. Tarımcılık ve hayvancılıkla birlikte süt ve süt mamüllerinde, et sektöründe çok ciddi sınavlar veriyorsunuz. Cumhurbaşkanı olarak Türk tarımı geliştirecek, çiftçisini güçlendiren uygulamaların takipçisi olacağım" ifadesini kullandı.
Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ziraat Bankası Genel Müdürü ile de geçtiğimiz akşam etraflıca görüştüm. Görüşmeden sonra da Ziraat Bankamız çiftçilerimizle geniş kapsamlı ve kredide bugüne kadar alışılmışın dışında bir dayanışmayı sürdürecektir. Belki de sizlerle ortaklığa gidecek. Bu tür adımları atacak. İstiyoruz ki biz dışarıdan Kurban bayramlarında, şunda bunda hayvan ithali yapmayalım. Zaten biliyorsunuz bunun dışında da atılmış çok kararlı adımlar attık. İnşallah Anadolu ‘ana’ olarak bütün görevlerini yerine getirecektir.
"Batılı büyük şirketler nedeniyle hoyratça kullanılıyor"
Dünyamız iletişim ve ulaşım teknolojilerinde yaşanan ilerlemelerin sonucunda çok büyük bir değişim geçiriyor. Hayatımızın her alanında teknoloji devriminin olumlu veya olumsuz yansımalarına şahit oluyoruz. 15 yıl öncesine kadar üzerinde yeterince durmadığımız iklim değişikliği, obezite, göç, gelir adaletsizliği, kuraklık ve küresel ısınma gibi birçok mesele insanlığın ana gündem maddeleri haline geldi. Coğrafi konumu veya gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun dünyadaki tüm ülkelerin bu sorunlarla yüzleştiğini görüyoruz. İklim değişikliği sadece dünyayı en fazla kirletmiş gelişmiş ülkeleri değil Afrika kıtasındaki fakir ülkeler başta olmak üzere tüm insanlığı etkiliyor. Biz de bundan etkilenen ülkelerin arasındayız. Yüce Allah’ın tüm insanlığına emanet olan tabiat, Batılı büyük şirketler nedeniyle hoyratça kullanılıyor, adeta talan ediliyor.
Verimli tarım alanlarının azaldığı, su kaynaklarının kıtlaştığı, denizlerin kirlendiği, iklim değişikliğinin yaşandığı, hava olaylarının öngörülemez hale geldiği ürkütücü bir dönemdeyiz.
"Tarım alanlarımızın miras yoluyla bölünmesini gelin hep birlikte engelleyelim"
Geçtiğimiz asırda yer altı kaynakları için yürütülen mücadelenin aynısı şimdi tarım alanları ve su kaynakları için veriliyor. Gelişmiş ülkeler gıda ürünlerini garanti altına almak için çaba harcıyor. Tarım arazisi ve su kaynakları zengin ülkelerin istikrarsızlıkla boğuşmanın sebebi budur. ‘Ambarın anahtarı kimdeyse güç de ondadır’ derler. Milletimizin gıda güvenliğini garanti olmak için tüm ülkeler gibi millî güvenlik meselesi haline gelmiştir. Temel tarım ürünlerinde dışa bağımlı olmak savunma sanayisinde bağımlı olmak kadar tehlikelidir. Kıtaların ve çıkarların kesiştiği bir yerde yer alan ülkemiz risktir. Ülkemiz için güvenlik riski oluşturacak hiçbir adıma bugüne kadar izin vermedik, vermeyeceğiz. İktidara geldiğimizden beri orman varlığımızın güçlendirilmesine özel önem veriyoruz.Tarım alanlarımızın miras yoluyla bölünmesini gelin hep birlikte engelleyelim.
"Çiftçilerimize 137,7 milyar lira tarımsal destek sağladık"
Bu parçalanmayı engellersek güç kazanırız. Ülkemize savunmada, sanayide nasıl çağ atlattıysak tarımda da yeniliklere imza attık. Tarımsal destek verdik. Yaptıklarımızı söylüyorum. Çiftçilerimize 137,7 milyar lira tarımsal destek sağladık. Ana muhalefetin başındaki çıkıyor zaman zaman bir şeyler söylüyor. Devlet yalan söylemez. Meyve ürünlerinin tamamında kendimize yeter durumda olduğunu göreceğiz. Buğday konusunda yüzde 112 gibi bir oranı üretimde yakaladık. Bunlardan anlamaz. Böyle bir durum var. Tarımsal ürün ihracatımızı 17,7 milyar dolara çıkardık. Tarımda dış ticaret fazlamız yine ciddi bir rakama ulaştık. Modern seralarımızın yüzde 90'nını ihraç ettik.
"11 milyon fidan diktik"
Dünyanın üçüncü büyük tohum gen bankasını Ankara'da hizmete açtık. Bugün itibari 3400 türüne ait 120 bin örnek vardır. Genç nüfusun köyde yatırım yapması için 'Köye Dönüş Projesi'ni başlattık. Hibe desteğini devreye aldık. Ormanlarımızı da asla ihmal etmedik. Ülkemizin ağaç servetini arttırmak ve korumak için yatırım yaptık. . Bu böylece devam edecek. Bu yıl maalesef bölücü terör örgütü ormanlarımızı yaktığını ifade etti, onlar sakallarımızı keserken biz de onların kolunu kırmaya devam ettik. Malum 11 milyon fidanı ve ağacı tüm Türkiye'de diktik.
"Herkesin ufku denizi kadar"
11 milyon fidanı geleceğe nefes adı altında diktik. Ormanlarımız varsa nefes var, yoksa yok. 11 Kasım’ı ayrıca Millî Ağaçlandırma Günü ilan ettik. Gelecek nesillere daha güzel bir ülke bırakabilir. Ülkemizde öyle bir muhalafet var ki böyle bir hayırlı işe çamur atmaya kalktılar. Herkesin ufku denizi kadar. Bunların bırakın asırlık, yarım asırlık, çeyrek asırlık projeler üretmeyi yarına dair vizyonları yok. Bunların hepsini hesabını milletimiz soracak. Polemik üretmenin değil eser üretmenin peşinde olduk. Şûradan öne çıkanları paylaşmak istiyorum.
"Balık yetiştiricilere destekler ödendi"
Toprak bitki sistemine dayalı tarımsal arazi kullanım planlarını hazırlayacak. Arazi bankacılığı gibi alternatif modelleri devreye alacağız. Tarım arazilerinin bölünmesi sorununa kalıcı çözüm getireceğiz. Kadın ve genç girişimcilerimizi destekliyoruz. Kırmızı et sektöründe küçükbaş hayvan sektörünün payını arttıracağız. Kırmızı et sektörünü hafife almayacağız. Yerli ırkların muhafazasına ve ıslahına yönelik çalışmalara ağırlık vereceğiz. Özellikle süt ürünlerin ihracatının arttırılması ve yerli üretimin tüketimine dikkat edeceğiz. Su Kanunu çıkaracağız. Tarım ve Orman mevzuatını sadeleştireceğiz. Gıda kaybına ilişkin düzenleme yapacağız. Şûrada bunların dışında daha pek çok teklif çıktı. Bunların hepsini de birer birer hayata geçireceğiz. 2020 yılına ait bazı müjdeleri de paylaşmak istiyoruz. Besicilere verdiğimiz önemi biliyorsunuz. Besilik hayvan almayacağız. Su ürünleri konusunda kanun değişikliği Meclis tarafından kabul edildi. Balık yetiştiricilere destekler ödendi.
Ormancılık faaliyetinde çalışan vatandaşlarımızın güvenli, sağlıklı ve konforlu barınmalarını sağlayacağız. Prefabrik evler edinebilmeleri için yüzde 20 hibe vereceğiz. 1000 köye 100 tıbbı aromatik bitki bahçesi kurmak istiyoruz. Elektrikli traktörün ardından kendi yürür ilaç makinesini hallettik. Sertifikalı tohum üretimimizi yüzde beş arttırmayı planlıyoruz. Cumhuriyet tarihinde ilk defa sofralık zeytini fark ödemesi desteği kapsamına aldık. Sofralık zeytinin kilosuna 15 kuruş destek vereceğiz. Küçükbaş hayvan varlığını arttırma konusunda girişimlerimiz olacak. Bu proje kapsamında sürüye katılan hayvan başına ilave yüz lira destek vereceğiz. Tavukçuluk üretimini garanti altına alacak sistemi kurduk. Bu damızlıklar kullanılarak 30 milyon tavuk üretilecek. Çay üretimini destekleyeceğiz.
Doğal kaynaklarımızı korumaya devam edeceğiz. Orman varlığımızı arttıracağız. Araç sayımızı 840 binden 856’ya çıkarmayı hedefliyoruz. Sorumluluğumuzun milletimize karşı olduğunu aklımızdan çıkarmıyoruz. Milletimiz için ter dökmeye devam edeceğiz."