Gündem

Erdoğan: Kardeş kavgasında kazanan yoktur

09 Aralık 2019 15:01

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Afgan kardeşlerimizin kendi gelecekleri için yolsuzluk, uyuşturucu, uyuşturucu üretimi ve ticaretiyle mücadele, kadının statüsünün güçlendirilmesi, eğitim gibi başlıklarda halen alacakları mesafenin olduğu görülüyor. Hiç şüphesiz çok boyutlu ve kronik sorunların kısa sürede çözülmesi beklenemez" dedi. Erdoğan, "Burada önemli olan sorunlarla yüzleşme iradesinin ortaya konulmasıdır. Bize düşen bu iradeyi güçlendirecek çabalara daha da destek olmaktır. Bu vesileyle endişelendiğimiz bir hususu da ifade etmek istiyorum. Afganistan kardeş kavgasından çok çekmiş bir ülkedir. Kaostan beslenenler dışında kardeş kavgasının kazanını yoktur. Afgan siyasetinde etnik fay hatlarının giderek derinleşmesinden kaygı duyuyoruz" görüşünü savundu. 

Erdoğan Asya’nın Kalbi İstanbul Konferansı’nda konuştu.

Erdoğan, "Afganistan başta olmak üzere ülkelerimiz için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Bu süreci 8 sene önce büyük umutlarla gerçekten büyük bir heyecan ile başlatmıştık. Afganistan’ın karşı karşıya bulunduğu sınamaların ancak işbirliği ve dayanışma ile  aşılabileceğine inanıyorduk. Aradan geçen 8 yılın muhasebesini yaptığımızda İstanbul süreci ile bölgemizin ne kadar kritik bir adım attığımızı çok daha iyi görüyoruz" ifadesini kullandı. 

Erdoğan, "Son yıllarda yaşadığımız pek çok hadise bize şu hakikati defalarca göstermiştir. Birlikten rahmet, ayrılıktan azap doğar. Bölgesel sorunların üstesinden ancak bölgesel sahiplenme ile gelinebilir. Ne kadar çetrefilli olursa olsun dayanışma ve güç birliği olduğu sürece aşılamayacak hiçbir engel yoktur. Güney Asya’da yaşayan kardeşlerimizin sıkıntılarının önemli bir bölümü sınırlarının dışından kaynaklanıyor. Bu coğrafyadaki insanlar çoğu zaman dahil olmadıkları gelişmelerin olumsuz yansımaları ile boğuşmak zorunda kalıyor.  Güney Asya bölgesinin ve yakın çevresinin karşı karşıya bulunduğu problemlerin üstesinden gelebilmesi için bölgesel işbirliği ve dayanışma şarttır" diye konuştu. 

"İstanbul süreci işte bu ortak sınamalar karşısında bölgesel, yerel çözümler üretilebilmesi için son derece faydalı bir platform olmuştur" diyen Erdoğan, "Bölge sorunlarının sorumluluk ve dayanışma, sahiplenme ruhuyla ele alınmasını sağlayan İstanbul süreci, gerek işleyiş tarzı gerekse prensipleriyle bu anlamda eşsiz bir bölgesel işbirliği modeli sunuyor. Türkiye olarak kuruluşundan bu yana İstanbul sürecine en üst düzeyde sahip çıktık, çıkıyoruz. Sürecin güçlenmesi, etkinliğinin arttırılması ve sorunlara çözüm üretme kabiliyetlerinin arttırılması için çok büyük gayret sarf ettik. Burası siyasi, güvenlik, ekonomik ve ticari anlamda Afganistan ile ilgili bütün paydaşları bir araya getiren tek platformdur. İkinci kez üstlendiğimiz eş başkanlığımız sırasında İstanbul sürecinden daha verimli ve pratik bir şekilde  nasıl faydalanabiliriz sorusuna cevap aradık. Bugün onaylanacak bildiri bu arayışların meyvesidir. Bildiride, kayıtlı taahhütler ve kararlarla sürece olan ilgiyi arttıracağına inanıyorum" dedi. 

Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Afganistan hassas bir dönemden geçiyor. Uluslararası toplum olarak Afganistan’a 18 yıldır yapmakta olduğumuz maddi ve manevi yatırımları arttırmamız gerekiyor. Her zaman ifade ettiğimiz gibi  inşa etmek zor, yıkmak kolaydır. Uzun ve meşakkatli çabalar sonucunda elde edilen başarılar şayet dikkatli olunmazsa kısa sürede yerini büyük bir hezimete bırakır.

Bu durum Afganistan gibi kırılgan ülkeler için çok daha geçerlidir. Son yıllarda elde edilen kimi kazanımlara odaklanarak Afganistan’ı ihmal etmek telafisi mümkün olmayan zararlar doğuracaktır. Bunun için hepimizin Afganistan’ın barış, huzur ve istikrarını önemseyen tüm ülkelerim çabalarını arttırması önem arz ediyor.

Rehavete kapılmadan içinde bulunduğu bu kritik dönemde Afganistan’ı imkanlarımız ölçüsünde her alanda desteklemeyi sürdürmeliyiz. Ancak bu şekilde terör örgütlerinin Afganistan’da palazlanmak için müsait ortam bulmasını engellenecektir. Şu anda Afganistan’dan İran ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya kadar ciddi bir mülteci akını var. Kısa süre önce iki bin kadar Afganlıyı bizler geri iade etmek zorunda kaldık. Bütün bunlarla birlikte özel sektörün dahil olmadığı bir kalkınmanın başarılı olamayacağını biliyoruz.

Afganistan’ın ekonomik ve sosyal kalkınmasında özel sektörün ve bölgesel projelerin büyük rolü olacaktır. Bu doğrultuda atılan adımları takdirle karşılıyoruz. NATO müttefikleri olarak Afgan Ulusal Savunma ve Güvenlik Kuvvetleri’ne katkımızın devamına yönelik sözümüzü burada tekrar yeniledik. Şu an itibari ile 800 kadar güvenlik elemanımız Afganistan’da bulunuyor. NATO ülkelerini Afganistan’a desteği devam ettirmeye çağırdık.

Türkiye olarak gerek Afganistan ordusunun ve polisinin kapasitesinin arttırılmasına gerekse ekonomik, ticari ve sosyal alanda kalkınmasına desteğimiz bakidir. Afgan kardeşlerimiz talep ettiği müddetçe bunu devam ettirme yönündeki kararlılığımız tamdır. Uluslararası toplum Afganistan’a yönelik sözlerine bağlı kalırken Afgan hükûmetinin de yükümlülüklerini yerine getirmesi önemlidir. Geçen sene Cenevre’de kabul edilen hesap verilebilrlik çerçevesinin uygulanmasında Afgan hükûmeti tarafından atılan adımları memnuniyetle takip etmekteyiz.

Afgan kardeşlerimizin kendi gelecekleri için yolsuzluk, uyuşturucu, uyuşturucu üretimi ve ticaretiyle mücadele, kadının statüsünün güçlendirilmesi, eğitim gibi başlıklarda halen alacakları mesafenin olduğu görülüyor. Hiç şüphesiz çok boyutlu ve kronik sorunların kısa sürede çözülmesi beklenemez. Burada önemli olan sorunlarla yüzleşme iradesinin ortaya konulmasıdır. Bize düşen bu iradeyi güçlendirecek çabalara daha da destek olmaktır. Bu vesileyle endişelendiğimiz bir hususu da ifade etmek istiyorum. Afganistan kardeş kavgasından çok çekmiş bir ülkedir. Kaostan beslenenler dışında kardeş kavgasının kazanını yoktur. Afgan siyasetinde etnik fay hatlarının giderek derinleşmesinden kaygı duyuyoruz."