Gündem

Erdoğan: Gülüp geçiyorum

Erdoğan, HSYK üyeliği için yapılan seçimlerin iptaline ilişkin başvuruyu 'gülüp geçiyorum' şeklinde yorumladı.

20 Ekim 2010 03:00
T24 - Başbakan Erdoğan, HSYK üyeliği için yapılan seçimlerin iptaline ilişkin başvuruyu 'gülüp geçiyorum' şeklinde yorumladı.



Başbakan Erdoğan Esenboğa Havaalanı’nda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Başbakan Recep Erdoğan Esenboğa Havalimanında gazetecilerin sorularını yanıtladı. HSYK seçimlerindeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine Erdoğan, "Ben böyle bir yaklaşım tarzına gülüp geçiyorum. 12 bine yakın hakim savcı seçime giriyor, oy kullanıyorlar. Seçilenleri de YSK Başkanı bizzat ilan etti. Ne Adalet Bakanlığının ne de farklı bir şekilde dahlin olması söz konusu değil." dedi.

Erdoğan, Finlandiya'ya gidişi öncesinde düzenlediği basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin, “Necmettin Erbakan'ın 80 küsur yaşından sonra aktif siyasete geri dönmesini nasıl değerlendirirsiniz? Sayın Erbakan'ı aradınız mı, mesaj gönderdiniz mi veya ziyaret etmeyi düşünüyor musunuz?” şeklindeki sorusu üzerine, “Bu şekilde bir soruya benim ancak vereceğim cevap 'hayırlı olsun' demektir. Mesajımızı da arkadaşlarımız geçmişler. Yani durum budur, tablo budur, İnşallah ilk fırsatta biz de telefonla arayıp kendilerini ayrıca tebrik ederiz” dedi.

Erdoğan, Irak Başbakanı Maliki'nin bölgedeki ülkelerle temaslarının olduğunu ve son olarak İran'a gittiğinin anımsatılarak Türkiye ile de temasının söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine, “Perşembe günü bizi ziyaret edecekler. Beraber bir yemeğimiz olacak ve Irak'taki gelişmeleri kendisiyle değerlendireceğiz” karşılığını verdi.

Başbakan Erdoğan, dün Diyarbakır'da başlayan KCK davasında savunmaların Kürtçe yapılmasının talep edildiğini, mahkemenin ise bu talebi reddettiğinin hatırlatılması üzerine de, “Yargı sürecindeki böyle bir meseleye bizim dahilimiz söz konusu olamaz. Kaldı ki, bununla ilgili olarak da yargı kararını vermiştir, cevabını vermiştir, olamayacağını söylemiş, reddetmiştir” yanıtını verdi.


"Zirveye katılacağım"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Yunanistan'daki Akdeniz İklim Değişikliği Zirvesi'ne yeni bir gelişme olmazsa katılacağını bildirdi. Finlandiya'ya en son 1978 yılında dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in, üst düzey bir ziyarette bulunduğunu anımsatan Erdoğan, 32 yıldır Finlandiya'ya başbakan düzeyinde bir ziyaret gerçekleşmediğini söyledi.

Türkiye ile Finlandiya'nın pek çok konuda işbirliği yaptığını, iki ülkenin görüşlerinin örtüştüğünü ve Türkiye'nin AB üyeliğine Finlandiya'nın sürekli olarak destek verdiğini söyleyen Erdoğan, iki ülke arasındaki dostluk temellerinin 1924 yılında imzalanan dostluk anlaşmasıyla atıldığını ve o tarihten itibaren ilişkilerin dostluk zemininde geliştiğini belirtti.

Finlandiya Cumhurbaşkanı Tarja Halonen ve Meclis Başkanı Sauli Vainamo Niinistö ile Finlandiya Başbakanı Mari Kiviniemi ile Finlandiya Dışişleri Bakanı Alexander Stubb ile bir araya geleceğini bildiren Erdoğan, temasları çerçevesinde Türkiye'nin AB üyelik müzakerelerini görüşeceklerini, Kıbrıs'taki son gelişmeler ile enerji, güncel uluslararası ve bölgesel konuların ele alınacağını ifade etti.

Erdoğan, Finlandiya ile Kosova ve Afganistan gibi ülkelerde NATO çerçevesindeki işbirliğinin de görüşmelerde ele alınacağına işaret ederek, iki ülke arasındaki demokrasi, insan hakları, saygı ve hukukun üstünlüğü noktasındaki müşterek uluslararası atılacak adımların değerlendirileceğini söyledi.

Finlandiya'daki resmi program dışında Helsinki'de bulunan Tatar Türkleri İslam Cemaati'nin kendisini ziyaret edeceğini de belirten Erdoğan, yarın akşam Türkiye'ye döneceğini bildirdi.

Başbakan Erdoğan, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu'nun, Yunanistan'daki Akdeniz İklim Değişikliği Zirvesi'ne katılması halinde zirveye katılmayacağının Yunanistan'a bildirildiği yönündeki haberlerin anımsatılması üzerine Erdoğan, konuyu Dışişleri Bakanlığı'ndan öğrendiğini ve bunun üzerine Yunanistan'a “Netenyahu, Akdeniz İklim Değişikliği Zirvesine katılacaksa orada benim olmam söz konusu değil” açıklamasında bulunduğunu söyledi.

Malta Başbakanı ve kendisinin ana konuşmacı olarak davet edildiğini anımsatan Erdoğan, “Netenyahu'nun Akdeniz İklim Değişikliği Zirvesi'ne katılmayacağına dair haberi aldık. Şu anda yeni bir gelişme olmazsa, Yunanistan'daki zirveye katılacağım” dedi.

AKP Milletvekili Halide İncekara'nın “yetenekli ve üstün zekalı çocukların Kanada ve İsrail tarafından toplandığı” yönünde açıklamalarda bulunduğunun anımsatılması üzerine de Erdoğan, kendisine bu konuda gelmiş bir bilimsel ve kesin tespitin bulunmadığını kaydetti. Erdoğan, “Halide Hanım niye böyle söyledi bilemiyorum, böyle bir tespiti İçişleri Bakanı yapar, bize gelmiş bir bilgi söz konusu değil” diye konuştu.


"Uyum yasası çalışmaları sürüyor"

Erdoğan, Yüksek Askeri Şura kararlarının yargı denetimine açılmasının ardından, Türk Silahlı Kuvvetlerinden uzaklaştırılmış bin 637 subay ve astsubayın uyum yasası beklediğinin anımsatılması üzerine de uyum yasalarıyla ilgili teknik kadroların çalışmalarını sürdürdüğünü bildirdi.


"Gülüp geçiyorum"

YARSAV'ın Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeliği için yapılan seçimin iptalini istediğinin anımsatılması üzerine de Erdoğan, şunları kaydetti:

“Böyle bir yaklaşım tarzına sadece gülüp geçiyorum. Türkiye'de 12 bine yakın hakim ve savcı bir seçime giriyor, oy kullanıyorlar ve oy kullandıkları insanlar Türkiye'nin değişik yerlerinde birinci derece hakim, savcı. Edirne'den tutun Rize'ye kadar birinci derece hakimler, savcılar var. Gerek adli, gerek idari 200'e yakın aday vardı seçimde. Bu adayların içerisinden böyle bir seçim yapılıyor, neticede 7 asıl adli, 3 asıl idari yargıdan olmak üzere 10 isim seçiliyor, bu seçim bu şekilde bittikten sonra yeni bir yakıştırma esasına giriyorlar. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı bizzat seçim neticelerini açıkladı, ilan etti. Adalet Bakanlığı’nın seçimlere farklı bir şekilde dahli olması söz konusu değil. YARSAV kendisinin böyle bir gayret içerisinde olduğunu, meşru olarak aday göstererek, açıkladı, üyeleri arasından adayları vardı. Adalet Bakanlığı’nın böyle bir çalışma yapması söz konusu olamaz. Adalet Bakanlığı’nın içinden 1-2 tane birinci sınıf hakim aday olmuştur, seçilmişlerdir. Bu onların yasal hakkıdır, yasal olarak buna mani bir hal yoktur. Adalet Bakanlığı’nda olan her görevlinin Yargıtay'a da Danıştay'a da zaten seçilme hakları var ayrıca ve bugüne kadar Yargıtay'da, Danıştay'da bulunan birçok üyenin Adalet Bakanlığı’ndan gelip geçtiğini görürsünüz.”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, türban konusuyla ilgili olarak TBMM'de grubu olan siyasi partilerle yapılacak müzakerelerle konunun çeşitli yönleriyle ele alınacağını belirterek, “Kamusal alan neresidir, neresi değildir, bunların hepsinin görüşmelerde müzakeresi yapılır, gerekli adım atılır” dedi.

Erdoğan, Finlandiya'ya gidişi öncesinde düzenlediği basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.Başbakan Erdoğan, türban konusuyla ilgili yarın grup başkanvekilleri arasında görüşmeler olacağını anımsatarak, “Siz ne düşünüyorsunuz, Türkiye bu sorunu çözmeye yakın mı?” sorusu üzerine de, “Önce tabii 'başörtüsü' diyelim şuna, 'türban demeyelim” dedi.

“Başörtüsü konusuyla ilgili olarak biliyorsunuz, halk oylaması sürecinde ana muhalefet lideri, sürekli bu konuyu gündeme getirdi” diyen Erdoğan, kendisinin de “bugünden tezi yok, hemen TBMM Başkanlığına müracaatı yapalım” önerisini getirdiğini hatırlattı. Konuyla ilgili olarak da 13 Eylülde bunun adımının atılabileceğini söylediklerini, TESK'in kongresi öncesinde de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile bir araya gelme durumlarının olduğunu, orada da bunu müzakere ettiklerini dile getirdi.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:“Ve hiç zaman kaybetmeyelim, ben talimatımı veriyorum, siz de talimatınızı verin, hemen arkadaşlarımız çalışmaya başlasınlar ve birinci derecede de Cumhuriyetin bu konuda en önemli kurumu biliyorsunuz Diyanet İşleri Başkanlığımızdır. Diyanet İşleri Başkanlığının bu konuda geçmişte çalışmaları vardır, yeni çalışmalar yapar ve işin bir defa inanç boyutunu ortaya çıkarmak lazım. İnanç boyutu bunun ortaya çıktığı zaman yani bu başörtüsünü örtenler inancı nedeniyle mi örtüyor, siyaseten mi örtüyor, başka nedenlerle mi örtüyor, bunlar ortaya çıkacaktır.

Bunun yanında ayrıca sizler kimlere inanıyor, kimlere güveniyorsanız, onlardan da olabilir yani, bilgiler alabilirsiniz. Aynı şekilde biz de başka çalışmalar yaptırabiliriz. Çünkü işin özgürlükler boyutu var. İnanç özgürlüğü boyutu var, eğitim özgürlüğü boyutu var, bütün bu özgürlükler nokta-i nazarından da bu değerlendirilebilir. Batı'yı inceleyelim, Amerika'dan, tüm Avrupa ülkelerine varıncaya kadar bunların da incelemesi yapılabilir. Nasıl bakıyorlar bu işe, oraları da görelim ve kendi değer yargılarımız açısından olayı değerlendirelim, hiç vakit geçirmeden bu sorunu artık masadan kaldırıp atalım.”


"Kimse birbirini suçlamasın"

“Baktık ki hala oyalama devam ediyor, en son Kızılcahamam'da artık arkadaşlarımıza gerekli talimatı verdik” diyen Erdoğan, grup başkanvekilleri olarak ana muhalefet başta olmak üzere MHP ve BDP'den de randevu talep edilmesini istediğini söyledi.

Bu bağlamda müşterek bir çalışma yapılması ve bu çalışmanın olgunlaştırılmasından sonra da hemen adımın atılarak sorunun ortadan kaldırılması isteğinde olduklarını dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:

“Ve bu görüşmeler neticesinde ortaya hangi tablo çakacaksa bunu da kamuoyuyla paylaşacağız. Yani kimse, 'Bu, AK Partinin bir projesidir' diyemez, dememeli. Biz istiyoruz ki, TBMM'de grubu bulunan 4 parti bir araya gelerek bu adımı atalım. Ve kimse de birbirini suçlamasın.

Şunu da söylüyorum, bizim Ak Parti olarak bağcı ile işimiz yok. Biz üzümü yiyelim istiyoruz. Bağcı dövmek gibi bir derdimiz asla olmayacaktır. Bağcı, gerekirse CHP olsun, biz ne gerekiyorsa ona hizmette her şeyi verelim. Her türlü desteği verelim ve bu sorunu da ortadan kaldıralım.”


"Kamusal alan 7 yıl önce çıktı"

Başbakan Erdoğan, bir başka gazetecinin, “Dün CHP Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Suha Okay, 'başörtüsünün kamusal alana taşınıp taşınmaması konusunda bir sorumuz var ve hala bir açıklık getirilmedi' diye bir soru yöneltti. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?” şeklindeki sorusuna “Şimdi bunların hepsi, o söylediğimiz zeminde konuşulacak, tartışılacak mevzulardır” yanıtını verdi.

Kamusal alanın Türkiye'nin gündemine ne zaman girdiğine bakıldığında 7 yıl öncesinin görüleceğini ifade eden Erdoğan, şöyle dedi:“7 yıldan önce Türkiye'de bu konuyla ilgili 'kamusal alan' diye bir ifade hiçbir zaman kullanılmamıştır. Daha sonra gündeme girmiş ve bu konu tartışılmaya başlanmıştır. Kamusal alan neresidir, neresi değildir, bunların hepsinin bu görüşmelerde müzakeresi yapılır, gerekli adım atılır. Özgürlükler nereye kadar var, bunun sınırı nedir, bunların hepsi tartışılır. Özgürlükler açısından kamusal alan, özgürlükleri kısıtladığı alanlar nereleridir, bunları da bir öğrenmemizde fayda var, görmemizde fayda var diye düşünüyorum.”