Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 2. Futbol Zirvesi'ndeki gündeminde de 16 Nisan'daki referandum vardı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için "Siyasetteki jübile zamanı gelmiş" diyen Erdoğan " Daha önce yedi kez yenildiler, inşallah 16 Nisan'da sekizinci kez yenilecekler" diye konuştu.
Erdoğan, 2020 Olimpiyatları'nın Türkiye'ye verilmemesiyle ilgili " Ülkemize olimpiyatları getirememiş olabiliriz, ama burada dönen dolapları biliyorsunuz. Hakkımız olduğu halde olimpiyatları bize vermediler. Orada dönen dolaplara da şahit oldum, biliyorum" değerlendirmesini yaptı.
Uluslararası 2. Futbol Zirvesi'nde konuşan Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
"Dünyanın farklı ülkelerinden iştirakleriyle programa güç ve zenginlik katan tüm misafirlerimize teşekkür ediyorum. Sunumlarıyla, tespit ve teklifleriyle zirveye katkı sunacak dostlarımıza şimdiden teşekkür ediyorum.
Türk futbolunun milletimizden gördüğü ilgiye layık konuma ulaşması için Kulüpler Birliği tarafından yapılan çalışmaları yakından takip ediyorum.
Kıymetli dostlarım, sporun, özellikle futbolun kaynaştıran, farklı kimlikleri, karakterleri bir araya getiren yönünü hepimiz çok iyi biliyoruz.
Günümüzde futbol, herhangi bir spor dalı olmanın çok ötesinde anlamlara sahiptir. Futbolun özünde, rekabetle birlikte centilmenlik ve dayanışma vardır.
Bu zirvenin Türk futbolunu Avrupa standartlarına biraz daha yakınlaştıracağına inanıyorum. Hakem, bitiş düdüğünü çalana kadar pes etmemeyi gerektiren bir oyunda ümitsizliğe asla yer yoktur. Hele hele son zamanlarda açık ara mağdur olan dünya futbolunun marka takımlarının, rövanşında nasıl elediğini görerek bir şeyi açıkça ispat ettiklerine şahit olduk.
"Nereden nereye..."
Futbol tarihi, hezimetin kıyısından döndürülmüş muhteşem zaferlerle doludur. Bu bir meydan okumadır. Burada, Afrika çöllerinden Brezilya gecekondularına kadar, kenar mahalle çocuklarının umudu olan bir oyundan bahsediyoruz. Bu bizim de hikayemizdir. Mahalle arasında, kışın çamur içinde top koşturan çocuklar için parlak bir geleceğin adıdır. Ben bugün Beşiktaş'ın Vodafone'unu, bir de Şeref Stadı'nı düşünüyorum. Nereden nereye...
Bu imkanların hiçbirine sahip olmayan kulüplerimizin de olduğunu biliyorum. Elbette futbol estetiktir, sanattır. Kimi zaman asistlerle, şutlarla, birbirinden muhteşem çalımlarla 90+ uzatmaya sığdırılmış bu şölen, kendi kahramanlarını da üretir. Öyle futbolcular vardır ki, sadece kendi golleriyle değil, aynı zamanda efendilikleriyle de hatırlarız.
Kaleci Lastik Ömer'in ifadesiyle, gözlerin bile yakalaması mümkün olmayan Metin Oktay'ı böyle hatırlıyoruz. İsmi Fenerbahçe ile özdeşleşen, futbolun ordinaryüsü diyeceğimiz Lefter'i böyle hatırlıyoruz. Tüm futbolculara abilik yapan Baba Hakkı'yı işte böyle hatırlıyoruz. Pele'yi, Zidane'i, Hagi'yi öyle hatırlıyoruz. Bu futbol kahramanlarını, sadece sahadaki performanslarıyla değil, gençlere yaptıkları katkılarla da takdir ediyoruz.
Sahalarda bulundukları dönem, milyonlarca gence ilham kaynağı olan tüm futbolcuları burada, sizlerin huzurunda yad ediyorum. Çocukluk dönemlerinden itibaren futbola gönül vermiş, gençlik yıllarında çeşitli kulüplerinde top koşturmuş biri olarak ben, futbolun insana neler kazandırabileceğini biliyorum.
Futbol oynarkenki disiplinden, takım çalışmasından hayatımın her döneminde çok istifade ettim. Siyasetin futbol ile çok ortak yönü olduğuna inanıyorum. Spor gibi siyasetin de özü yarıştır. Bu yarışın birinci aşaması sandıktan çıkmak için, ikincisi de büyük bir sorumlulukla millete hizmet götürmek için. Plansızca oynayan, stratejisi olmayan bir takımın kupayı kaldırma ihtimali nasıl yoksa, millete söyleyecek sözü olmayan siyasi partilerin de başarılı olma ihtimali yoktur.
Hocam bana öyle derdi; oğlum bana topu yiyeceksin derdi. İşte orada hırsı anlatıyordu. Futbolun işine saldırganlık girince, centilmenlik ruhu nasıl kaybolursa, siyasetin içine yalan girince de öyle oluyor. Ülkemizde bunu çok sık yaşıyoruz. 40 yıllık siyaset hayatımda bir taraftan milletime hizmet ederken, diğer taraftan bu siyasi anlayışla uğraştım. İktidarı yıkıcı siyasetle elde edebileceğini sananlar, bizim milletimiz tarafından tasfiye edilmiştir. Buna rağmen son anayasa değişikliğiyle birlikte, inşallah onlardan kurtuluyoruz, sporun nasıl holiganları varsa, siyasetten de holiganları temizliyoruz.
"Yedi kez yenildiler, inşallah 16 Nisan'da sekizinci kez yenilecekler"
Şimdi 18 yaşında parlamentoya girmenin yolunu açıyoruz, 18 yaşın üzerindeki gençlerimiz parlamentoya girecek. Yani dinamik, ilim irfan sahibi gençlik parlamentomuzda yerini alacak. Buna karşı çıkan bazılarının aslında siyasette jübile zamanı gelmiş ama hala direniyorlar. Daha önce de yedi kez yenildiler, inşallah 16 Nisan'da da yenilecekler.
Bugün Türkiye, spor alt yapısında gerçekten çok ileri, çok önemli bir konumda bulunuyor. Cumhuriyet tarihimizde toplam spor tesisi sayısına 1924 yeni tesis ilave ettik. 10 atletizm pistiyle ilgili çalışmalarımız da sürüyor. Gençlerin futbola ilgisinde önemli yere sahip olan halı saha sayısını 3 bin 238'e çıkardık. Spor salonu sayısını 825'e çıkardık.
2002 yılına kadar yapılan 277 adet stadyumun büyük çoğunluğu, günümüzde bu sıfatı asla vermeyeceğimiz yapılardan oluşuyordu. Onlara stadyum demek için bin bir şahit lazımdı. Biz ülkemizin pek çok şehrine, dünyada parmakla gösterilen yeni stadyumlar kazandırdık, kazandırmaya da devam ediyoruz. Hamd olsun, bunlardan dokuz adede özellikle tamamlandı, hizmete girdi.
"Olimpiyatlar'da dönen dolapları bizzat şahit oldum"
Şimdi inşallah Ankara'da 19 Mayıs'ı yıkıyoruz, yaklaşık 40 bin kapasiteli bir stadyum yapmayı planlamış durumdayız. Projeleri bitti, ihale aşamasında. Onu da süratle bitirip futbolun hizmetine sokacağız. Hakikaten başkentte örnek bir stadyumumuz yok.
İstanbul çok şükür güzel bir noktaya geldi. Ülkemize olimpiyatları getirememiş olabiliriz, ama burada dönen dolapları biliyorsunuz. Hakkımız olduğu halde olimpiyatları bize vermediler. Orada dönen dolaplara da şahit oldum, biliyorum. Fakat olimpiyatlar için sporcu hazırlama konusunda ciddi yol kat ettik.
En büyük yatırımı insana yapmak mecburiyetindeyiz. Süper Lig'de oynayan kendi gençlerimizin saysının azalması üzerinde düşünmeliyiz. Bu tablo, gençlerimizi yetiştirme konusunda bir tıkanıklık yaşadığımızı gösteriyor. Gerek yapılan alt yapıların etkisiyle, yeni dönemde Süper Lig'de oynayan kendi gençlerimizin sayılarının da artacağını ümit ediyorum.
Önemli ölçüde azalttığımız sporda şiddeti de, alacağımız ilave tedbirlerle bunu en düşük seviyeye düşüreceğimize inanıyorum. Bir yasal düzenleme talebi olduğunu biliyorum, bu yasal düzenlemeyle alakalı da federasyonun iyi çalışarak, sunacakları böyle bir teklifi parlamentomuz da süratle çıkaracaktır. "