T24 Haber Merkezi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin Suriye ile normalleşme süreciyle ilgili olarak, "Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için Esad ile görüşme irademizi ortaya koyduk. Biz şimdi karşı taraftan cevap bekliyoruz. Biz buna hazırız. Halkı müslüman iki ülke olarak bu birlikteliği gerçekleştirelim istiyoruz. İki ülke arasında inşallah yeni bir dönem başlar diye inanıyorum" dedi.
Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'na katılmak üzere ABD'ye gitmeden önce, havalimanında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Daha kapsayıcı, adil ve etkili bir yapılanma" talebi
"Birleşmiş Milletler 79. Genel Kurulu genel görüşmelerine katılmak üzere New York'a doğru yola çıkacağız. Birleşmiş Milletler üyesi tüm ülkelerin temsil edildiği Genel Kurul genel görüşmelerine bu yıl 130'dan fazla ülkenin devlet ve hükümet başkanı düzeyinde iştirak etmesi bekleniyor. Amerika Birleşik Devletleri'nde yoğun bir toplantı ve görüşme trafiğimiz olacak.
Bu yıl Genel Kurul'un en dikkat çekici etkinliği, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin ev sahipliğinde tertiplenecek 'Geleceğin Zirvesi'dir. 23 Eylül günü gerçekleştirilecek zirvede, çok taraflı sisteme yönelik meydan okumalar karşısında ortak çözümler üretilmesi hedefleniyor. Zirve hitabımda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve Uluslararası Finans Mimarisi başta olmak üzere küresel yönetişim mekanizmasının reform ihtiyacına yine dikkat çekeceğim. Daha kapsayıcı, adil ve etkili bir yapılanmaya duyulan gerekliliğin altını çizeceğiz. Türkiye'nin bu yöndeki çabalara dair katkı ve desteğini beyan edeceğim.
Genel Kurul'da ne anlatacak?
Bu yılki Genel Kurul görüşmeleri ise "Hiç kimseyi geride bırakmamak" teması altında yapılıyor. Görüşmelerin ilk gününde 24 Eylül Salı günü Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na hitap edeceğim. İnşallah burada bölgemizin ve insanlığın gündeminde yer alan hususlarla ilgili kanaatlerimizi paylaşacağız. Özellikle Gazze'deki soykırıma ve İsrail'in saldırgan politikalarına karşı atılabilecek ortak adımlara temas edeceğiz.
Fotoğraf: AA
"BM'ye çok önemli görevler düşüyor"
Yaklaşan kış mevsimi Gazzeli kardeşlerimizin yaşadığı zorlukları daha da ağırlaştıracaktır. Açlık, susuzluk, temel gıda ve tıbbi malzeme eksikliği sahadaki durumu giderek kötüleştiriyor. İsrail hükümeti, bir nevi Nazi imha kamplarına çevirdiği Gazze'deki 2 milyonu aşkın insanı ya bombalarla ya da açlık ve susuzlukla katlediyor. Neredeyse bir yıldır devam eden bu zulmün sona ermesi, kalıcı ateşkesin tesisi ve insani yardımların engelsiz akışı için hepimize, tüm dünyaya, özellikle Birleşmiş Milletler'e önemli görevler düşüyor. Ziyaretimizde bunları bir kez daha muhataplarımıza hatırlatacağız.
"İsrail üzerindeki baskı artırılmalı"
Biliyorsunuz ilk günden beri İsrail'in hedefinin sadece Gazze olmadığını söylemiştim. Lübnan'a yönelik son günlerde yapılan saldırılar İsrail yönetiminin savaşı bölgeye yayma planlarına dair endişelerimizi haklı çıkardı. Netanyahu ve şebekesi radikal Siyonist ideolojilerini hayata geçirmek için her türlü provokasyona, her türlü tahrike başvurmaktadır. İlk kıblemiz Mescid-i Aksa'ya yönelik artan saldırılar ve taciz de aynı kirli senaryonun birer parçasıdır. Türkiye olarak bu konudaki hassasiyetimizin hangi seviyede olduğunu daha önce defalarca ifade ettik. Bugün de aynı yerdeyiz. Bölgemizin büyük bir felakete sürüklenmemesi için İsrail üzerindeki baskıların daha da artırılması gerekiyor.
Genel Kurul marjında Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin yanı sıra çok sayıda ülkeden mevkidaşlarımla Türk Evi'nde görüşmelerim olacak ve bütün bunlarla beraber bu ikili görüşmeler yanında yine bizlerden randevu talebinde bulunan devlet başkanlarıyla, hükümet temsilcileriyle görüşmelerimi sürdüreceğim. Ziyaretimizde Amerika'da yaşayan vatandaşlarımızla da bir araya geleceğiz. Düşünce kuruluşu temsilcileri ve Amerikan iş dünyasının seçkin üyeleriyle de temaslarımız olacak. Ziyaretimizin ve bu çerçevede yapacağımız görüşmelerin ülkemiz milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Lübnan'daki saldırılar
"İsrail bir kez daha maalesef devlet gibi değil, bir terör örgütü gibi saldırılar düzenliyor. Özellikle bu dijital saldırıları şu anda devreye alması, bunun çok açık bir göstergesidir. İsrail, nefret uyandıran emellerine ulaşmak için her yolu deneyeceğini ortaya koymuştur. İsrail’in çatışmaları Lübnan ve bölge geneline maalesef yayılmaktadır. Lübnan’lı lider Mikati ile konuştum ve çok çok sıkıntılı durumda olduklarını maalesef söyledi. Şu anda bölge açıklanamayacak derecede büyük bir krizle karşı karşıya. Mikati, bizden yardım beklediğini söyledi. BM’ye bu sene gelemeyeceğini söyledi. Batılı ülkeler başta olmak üzere, uluslararası toplum İsrail’in bu canice eylemlerine karşı harekete geçmeli. Dünya barışını koruma misyonuna sahip bütün ülkelerin İsrail’i durduracak çözümleri ortaya koymasının vakti geldi ve geçiyor. İnsanlığın kaybedecek bir günü dahi kalmamıştır.
Fotoğraf: AA
"Tedbirlerimiz için bütün imkanları seferber etmiş durumdayız"
Bu saldırılar, milli teknolojilerin sadece savunma sanayi alanlarında değil çok daha geniş çerçevede ne kadar önemli olduğunu ortaya koymuştur. Biz de tedbirlerimiz için bütün imkanları seferber etmiş durumdayız.
"Esad ile görüşmeye hazırız, karşı taraftan yanıt bekliyoruz"
Suriye’deki gerilimin artık sona ermesi gerektiğini, oradaki istikrarsızlığın başta terör örgütleri olmak üzere ve tabii İsrail’in uyguladığı devlet terörünü ortaya koyacağız. Bugüne kadar bunu çok defa söyledik ama özellikle batılı devletler anlamamakta ısrar ediyor. Biz de bunu söylemekte ısrar edeceğiz. Bunu özellikle BM’deki konuşmamda ifade edeceğim. Bu gerginliği sona ermesi, Suriye topraklarının tamamında huzur ve istikrar için Türkiye ve Suriye’nin birlikte atabileceği adımlar… Şam yönetiminin, muhaliflerin bir süredir Suriye'de çatışmasızlığı sağladığını görüyoruz. Bu durum, kalıcı bir çözüm için etkin bir kapı aralamak adına elverişli bir ortam sağlıyor. Suriye dışındaki milyonlarca insan, vatanlarına dönmek için bekliyor. Biz, bu konuda çağrımızı yaptık. Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi için Beşar Esad ile görüşme irademizi de ortaya koyduk. Biz şimdi karşı taraftan cevap bekliyoruz. Biz buna hazırız. Halkı müslüman iki ülke olarak artık bu birlikteliği, beraberliği bir an önce gerçekleştirelim istiyoruz. İki ülke ilişkilerinde yeni bir dönem de inşallah böylesi bir görüşme neticesinde başlar diye inanıyorum.
Biden ile görüşecek mi?
Orada sadece Biden değil birçok dünya lideri olacak. Şu an itibarıyla Biden ile bir görüşme var mı yok mu bu henüz kesinleşmiş değil."
İlber Ortaylı: En kıyak rakı tek parti devrinde değil şimdi imal ediliyor, yalan mı? |