Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçim tarihine ilişkin olarak, "Resmi olarak cumhurbaşkanının burada bir yetkisi var. 10 Mart'ta Cumhurbaşkanı olarak biz bu yetkimizi kullanacağız ve ondan sonra 60 gün süre var. O süreyi de kim değerlendirecek? Yüksek Seçim Kurulu ama biz kararımızı inşallah Mart ayının 10'unda açıklayacağız." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bursa'da "İlk Oyum AK Parti'ye, İlk Oyum Erdoğan'a" programında bir araya geldiği gençlerle bir araya geldi.
"Biz kararımızı inşallah Mart ayının 10'unda açıklayacağız"
Erdoğan seçim tarihiyle ilgili şöyle konuştu:
"Bu bir erken seçim falan değil, seçimi öne almak. Yapılan bu. Bir diğer adım olarak da biz burada aslında bir güncelleme yaptık. Bu güncelleme ile birlikte bu adımı attık ve Cumhur İttifakı olarak da Devlet Bey'le bu görüşmelerimizi yaparak dedik ki 'Zaman kaybına tahammül yok. Bunun için öyle incelemeler yaptık ki herkesin yaz tatiliyle ilgili durumlarını tutun, Karadeniz'de çay, fındık vesaire bütün bunların gidişlerini tutun bütün değerlendirmeleri yaparak herhangi bir sıkıntıya, KPSS vesaire... Bütün bu ayrıntıları masaya yatırdık ve adımı da buna göre atalım dedik. Hele hele öğrencilerimizin durumları bizim için çok önemli. Bu adımı da atarak kararı buna göre verdik ama resmi olarak cumhurbaşkanının burada bir yetkisi var. O da biliyorsunuz 10 Mart'ta Cumhurbaşkanı olarak biz bu yetkimizi kullanacağız ve ondan sonra 60 gün süre var. O süreyi de kim değerlendirecek? Yüksek Seçim Kurulu ama biz kararımızı inşallah Mart ayının 10'unda açıklayacağız."
Babacan'a yanıt: Benim yanımda hiçbir şey kapamamış
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın İHA ve SİHA'lara yönelik açıklamalarına tepki göstererek, "Üzüntüm tabii şu, 15 sene bu benim yanımda hiçbir şey kapamamış. Neyin hesabını kime soruyorsun? Bu ülkede savunma sanayinde şu anda bini aşkın firma var. Ne cahil adamsın sen ya." dedi.
Gençlerden birinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, Altılı Masa liderlerinden birinin İHA ve SİHA'larla ilgili "İktidarın en büyük seçim propagandasıdır" dediğini hatırlatarak, "Milli ve manevi iyi olan her şeye karşı duran bir muhalefet var. Bu, 20 yıldır böyleydi. Bu biz gençleri korkutuyor. Bu nasıl son bulacak?" sorusunu yöneltti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan soruya, "Onun son bulup bulmaması, hepsi 14 Mayıs. Bu arkadaş, her şeyden önce ifade etmiştim sen git çocuk bezi sat. Onların asıl mesleği odur. Home tekstil, çocuk bezi, bunları satar. Üzüntüm tabii şu, 15 sene bu benim yanımda hiçbir şey kapamamış. Neyin hesabını kime soruyorsun? Bu ülkede savunma sanayinde şu anda bini aşkın firma var. Ne cahil adamsın sen ya. Kalkacak Baykar, bu eserleri ortaya koyacak. Allah rahmet etsin. Baykar'ın sahibi benim dünürüm ama biz bu akrabalık bağını kurduğumuzda henüz bu adım atılmamıştı." yanıtını verdi.
Başbakan olmadan önce seçimi kazanıp ABD'ye gittiğinde Başkan George Bush ile görüştüğünü anlatan Erdoğan, "Kendisine 'Bize terörle mücadelede İHA ve SİHA verecektiniz, ne oldu hala bize bunları vermediniz?' dediğimizde, o zaman Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice idi. Rice'ı yanına çağırdı dedi ki 'Türkiye'ye hala bunlar verilmemiş. Süratle verelim.' Bize o zaman İHA verdiler ama verilen İHA'lar maalesef 48 saatliğineydi." dedi.
Özdemir Bayraktar'ın hemen çocuklarıyla bir seferberlik ilan ettiğini ve süratle atölyelerinde bu işin üretimine girdiklerini aktaran Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"İlk iş olarak İHA'yı ürettiler. Bu İHA'ların üretimiyle beraber durmadılar hemen SİHA'ya geçtiler. İHA sadece koordinatları tespit işine yarıyor. Onda silah yok. Ardından SİHA'yı ürettiler. SİHA'da ne var? Hem koordinat tespit kabiliyeti var hem de silah, yani insansız silah kullanma imkanı var. Bu süreç başladı. Tabii bununla birlikte de terörle mücadelede bizim elimiz, bileğimiz ciddi manada güçlendi. Daha sonra aramızda akrabalık bağı da oluştu. Hamdolsun İHA ve SİHA'larla bu adımları attıktan sonra üçüncü bir segment ürettiler o da AKINCI oldu. Tabii AKINCI, felaket bir savaş uçağı. Onunla beraber yüksek tonajda bomba kullanabilme kabiliyeti var. Bu adımlar atıldı ve bu arada yatırımlar büyüyor. Ama en önemlisi de şimdi geldikleri 4. adım segment. O tabii çok çok önemli. Şu anda onun testleri yapıldı. Bu testlerden de hamdolsun başarıyla çıktılar.
Şimdi dünya takip ediyor. Siparişler geliyor. Sen şimdi geleceksin ne yapacaksın? Önünü keseceksin. Nereden böyle bir imkanı yakaladın? Dünyanın neresinde böyle bir yatırımcının önünü bu şekilde kesebilirsin? Kaldı ki bu grup, devletten kredi alan bir grup da değil. Rahmetliye devletin yer tahsisi vardır. Ama 'Hayır ben paramla alacağım' derdi. Böyle bir insan ve bununla ilgili kalkıyor bu ifadeleri kullanıyor. Yazıklar olsun. O da öğrenememiş, diğerleri de öğrenmemiş. Tabii şimdi son eser malum Kızılelma. Kızılelma bizim hayalimiz tabii. Ve o hedefi inşallah Kızılelma ile de ne yapacağız? Vurup indireceğiz."
Babacan ne demişti?DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar'ın Yönetim Kurulu Başkanı olduğu İHA’lar ve SİHA’lar üreten Baykar'a ilişkin soruya, "Burada yanlış şu, devletin hemen hemen bütün imkanları, bütün o yardımlar, devletin bütçesinden doğrudan aktarılan kaynaklar, aşağı yukarı tek şirkete aktarılıyor" yanıtını vermişti. Daha sözlerine açıklık getiren Babacan başka bir konuşmasında şu ifadeleri kullanmıştı: "Bütün bu projeler bizim gururumuzdur dedim. Bunlar o podcast yayınının hepsinde var ama bütün bu yayında benim sadece rekabetle ilgili söylediklerimi içinden cımbızlayıp, bana karşı bir kampanya haline getirilmesi tamamen siyasi bir propaganda aracı. Şimdi seçim yaklaşıyor ve hükümetin elindeki en önemli propaganda projelerinden bir tanesi de bu. Bu projede öyle bir hale getirildi ki 'bu çok kutsal, dokunulmaz', 'dokunanı mahvederiz' falan filan. Kusura bakmayın ya. Biz dokunacağız tabi ki yani, doğruya doğru, yanlışa yanlış diyeceğiz. Eğer rekabetten korkuyorlarsa korksunlar" |