Gündem

Erdoğan: Cemal Kaşıkçı cinayeti planlanarak vahşice işlendi

"Viyana Sözleşmesi böyle bir cinayetin diplomatik dokunulmazlık zırhıyla korunmasına izin vermez"

23 Ekim 2018 14:39

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın vahşice öldürüldüğünü söylerken Riyad'a çağrıda bulundu. Erdoğan, olaya karıştığı belirtilen ve tutuklanan 18 kişinin Türkiye'de yargılanması gerektiğini ifade ederken "Viyana Sözleşmesi böyle bir cinayetin diplomatik dokunulmazlık zırhıyla korunmasına izin vermez" diye konuştu.

Erdoğan, partisinin grup toplantısında Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili olarak şu ifadeleri kullandı:

Merhum Cemal Kaşıkçı'ya rahmet, merhumun ailesine, vatandaşı olduğu Suudi Arabistan halkına başsağlığı diliyorum. Şöyle bir kısa hafıza tazelemesi yapalım. Kaşıkçı, ilk olarak 28 Eylül Cuma günü saat 11.50'de evlilik işlemleri için konsolosluğuna gidiyor. Bir planlama çalışmaya başlıyor. Konsolosluk görevlilerinden bazıları acele ile ülkelerine gitmeleri, hazırlık çalışmalarının orada yapıldığını gösteriyor. 1 Ekim tarihinde saat 16.30'da operasyondan bir gün önce, yani pazartesi, 3 kişilik bir ekip tarifeli seferle İstanbul'a inip önce otele yerleşiyor, sonra başkonsolosluğa gidiyor. Bu arada bir başka ekip de Belgrad Oramanı ve Yalova'da keşif çalışmaları yapıyor. 3 kişilik bir ekip yine İstanbul'a gelip otele yerleşiyor. Aralarında generallerin de bulunduğu 9 kişilik ekip de havalimanına inip başka otele gidiyor. 15 kişiden oluşan bu ekip sabah 09.50 ile 11.00 saatleri arasında ayrı ayrı gelip buluşuyor. Önce kamera sistemindeki hard disk sökülüyor. Kaşıkçı, saat 13.08'de konsolosluk binasına yaya olarak giriyor. Tabii, nişanlısı kendisi ile beraber. Bu saatten sonra da kendisinden haber alınamıyor. Akşam saat 17.50'de ülkemiz resmi makamlarına nişanlısı tarafından Kaşıkçı'nın konsolosluk binasında zorla alıkonulduğu şeklinde bir başvuru yapılıyor. İlgili birimler çalışmalar yapılıyor. Viyana Sözleşmesi gereği diplomatik dokunulmazlığa sahip olduğu için, bu da tartışma konusu oldu artık, masaya yatırılacak. Başkonsolosluk binası ve görevlileri hakkında fiili bir işlem yapılımıyor.

- Cinayetin olduğu günün arifesinde çeşitli uçaklarla 15 görevli ve adli tıpçının ülkemize geldiği görülüyor. Bu kişilerden ülkemizden ayrıldığı tespit ediliyor.

- Dublör ve yanındaki şahsın da akşam Riyad'a hareket ettiği görülüyor.

- Önce tabii bazı şeyleri sormak ve bunun da cevabını aramak zorundayız. Zira bu olay İstanbul'da gerçekleşiyor. Sorumluluk makamındayız. Öyleyse, bunu sorgulamak hakkımızdır. Meselenin üzerindeki sis bulutu yavaş yavaş ortadan kalkmaya başladıkça diğer ülkeler de harekete geçtiler. Biz de cinayet karşısında sessiz kalmayacağımızı, her türlü adımı atacağımızı ifade ettik. Hiç kimseyi haksız yere zan altında bırakmamak için araştırmaların sonucunu bekledik. Suudi Arabistan Kralı ile 14 Ekim'de yaptığımız görüşmede kendisine meseleyi elimizdeki bulgular ışığında anlattım. Ortak çalışma grubu konusunda mutabık kaldık.

- Suudi Başkonsolos'un kifayetsizliğini Kral hazretlerine söyledim, görevden alındı.


- 18 Ekim'de bir kez daha binada inceleme yapıldı. 19 Ekim tarihinde Suudi Arabistan yönetimi Cemal Kaşıkçı'nın öldürüldüğünü resmen kabul etti. Yönetim, arbedede öldüğünü söyledi. Kral ile bir konuşma daha gerçekleştirdik. Olaya karıştığı belirtilen 18 kişinin şu an tutuklandığını ifade etti. 

- 21 Ekim'de de ABD Başkanı Trump ile kapsamlı bir telefon görüşmesi gerçekleştirerek olayın tüm yönleriyle aydınlatılması konusunda mutabık kaldık. Biz tüm bu süreci devlet ciddiyetine uygun şekilde yürüttük, yönettik. Buna rağmen ülkemizi karalamak, hedef saptırmak için çeşitli medya mecralarında yoğun bir kampanya yürütüldü. Kimler tarafından, ne amaçla yapıldığını gayet iyi biliyoruz.

- Şu sorular herkesin kafasını kurcalamaya devam ediyor: Olayla ilişkili vasıflara sahip 15 kişi cinayet günü niçin İstanbul’da toplanmıştır. Biz bu soruya cevap arıyoruz. Bu kişiler kimden emir alarak olarak gelmişlerdir. Cevap arıyoruz. Başkonsolosluk binası niçin hemen değil de günler sonra incelemeye açılmıştır. Cevap arıyoruz. Cinayet açıkça ortadayken onca tutarsız açıklama niçin yapılmıştır. Cesedin yerli işbirlikçiye verildiği ifadesi doğruysa bu kimdir? Ceset hala neden ortada yok? Bu sorular cevaplanmadan mesele kapatılmayacak.

- Bundan sonra tüm sorumluları açık bir şekilde ortaya çıkararak hukuk önünde cezaya çarptırmalarını bekliyoruz. Cinayetin anlık değil planlı olduğuna yönelik emareler var. Bu 15 kişi cinayet günü neden İstanbul'da toplanmıştır. Bu kişiler kimden emir alarak oraya gelmiştir, başkonsolosluk binası neden hemen değil de neden günler sonra incelemeye açılmıştır, cinayet ortadayken onca tutarsız açıklama neden yapılmıştır, ceset neden hala ortada yok, cesedin yerli işbirlikçiye verildiği ifadesi doğruysa bu yerli işbirlikçi kimdir? Sıradan bir kişi bahsetmiyor bundan. Bu yerki işbirlikçiyi açıklamaya mecbursun. Kimse sorular cevaplanmadan meselenin kapatılacağını aklından geçirmesin. Güvenlik birimlerinin elindeki bilgiler hadisenin planlı olduğuna işaret ediyor. Böyle bir meseleyi, birkaç güvenlik ve istihbarat elemanının üzerine yıkmak kamuoyunu tatmin etmez. Kral Selman'ın samimiyetinden şüphe duymuyorum. Türkiye olarak meselenin sonuna kadar takipçisi olacağız. Bugün buradan bir çağrı yapıyorum; çağrım Kral ve üst yönetime... Olayın cereyan ettiği yer İstanbul'dur. 18 tutuklunun yargılanmasının İstanbul'da yapılmasını teklif ediyorum.