Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Bu ülkede kazanıp varlıklarını yurt dışına çıkarmaya çalışanlara iyi nazarla bakamayız" ifadelerini kullanarak, "Bazı iş adamlarının varlıklarını yurt dışına kaçırma gayretlerinin olduğunu duyuyorum" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu "Bu zat bir darbe olduğu zaman tankların önüne önce ben çıkarım diyordu. Peki bu bay Kemal benden önce havalimanına geldi. Geldiği zaman oradaki arkadaşları onu karşıladılar ve tanklar oradaydı. Arkadaşları tankların başıdakilerle görüştüler, haber verdiler" sözleriyle eleştiren Erdoğan, "Bay Kemal tankların arasından yürüdü arabasına bindi, Bakırköy Belediye Başkanı'nın evine gitti. Ondan sonra da utanmadan ne dedi? Bu bir kontrollü darbedir dedi. Kontrollü darbenin sanığı sensin" ifadesini kullandı.
Erdoğan, "Kasetle gelen, dekontla gider" diye konuştu.
AKP Muş İl kongresinde konuşan Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
Sizleri en kalbi duydularımla selamlıyorum. Uzun bir aranın ardından tekrar Muş'ta olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. AK Parti Muş İl Kongremizin şehrimiz için yeni bir direnişe vesile olmasını diliyorum. Bugün bizi bir kez daha bağrına basan, dışarıda en az salondaki kardeşlerim kadar kongreyi izleyen dava arkadaşlarım var. Tüm Muşlu kardeşlerime gönülden teşekkür ediyorum. Yiğitlerin şehrini bugün bir kez daha yürekten selamlıyorum. Muş tarihimizdir, kimliğimizdir, özümüzdür. Buradan Muş'un tüm ilçelerindeki, bütün köylerindeki kardeşlerime en kalbi sevgilerimi yolluyorum. 1071'de Anadolu'nun kapılarını milletimize açan Malazgirt'in muzaffer komutanı Sultan Alparslan'ın tazimle yadediyorum. Önümüzdeki yıl Malazgirt'teki kutlamalara geldiğimizde bazı taleplerim olmuştu, onları da giderdiğimiz zaman Malazgirt'teki kutlamaları bu defa çok daha coşkulu şekilde yadedeceğiz.
Biz bu dünyada Hakk'a layıkıyla kul olmak, halkımıza da en iyi şekilde hizmet etmek için bulunuyoruz.
Nerede bir ihtiyaç sahibi varsa onların imdadına koşuyoruz. Siyasi alanda yaşanan gerilimlerin, komşuluk hukukumuzu zedelemesine asla izin vermedik. Bölgemizin her yerinde de köken, din, dil ayrımı yapmadan tüm mazlumların yaralarına merhem olduk. 16 yıldır bu sözümüze halel getirmedik. Sessiz devrimlerle, ret, inkar ve asimilasyon politikalarına son verdik. Kimsenin inancına, kültürüne karışmadık. 81 vilayeti ile 80 milyonu ile 780 bin kilometrekare vatan toprağı ile tüm Türkiye'yi kucaklama gayreti içinde olduk.
Türkiye'nin son 15 yılı demokrasinin şaha kalktığı bir süreç oldu. Bugün ekonomisi 3 kat büyümüş, milli geliri 11 bin dolara çıkmış bir Türkiye var. 15 yıl önce paralarımızda bol sıfırlar var mıydı? Biz bu 6 sıfırı attık mı? Tuvalete 1 milyona gidilen günler vardı. Sıfırları attık 1 liraya gider hale getirdik. IMF'ye borcumuz vardı. Kimler yaptı, bizden öncekiler. Bay Kemal. Onlardan bize miras kaldı. Biz 23.5 milyar doları 2013 yılında sıfırladık.
"Bazı işadamlarının varlıklarını yurt dışına kaçırma gayretlerinin olduğunu duyuyorum"
Yine Türkiye'ye bir kumpas uygulamaya çalışıyorlar. Sizinle beraber buradan Türkiye'yi bir sinyal veriyorum. Bazı haberler alıyorum, bazı sinyaller alıyorum, bazı iş adamlarının varlıklarını yurt dışına kaçırma gibi gayretlerinin olduğunu duyuyorum, buradan kabineye sesleniyorum. Bunların hiçbirine çıkış için asla izin vermemelisiniz. Bu ülkede kazanıp varlıklarını yurt dışına çıkarmaya çalışanlara iyi nazarla bakamayız.
Hans'a, Mike'a göre değil, Ali'ye göre hareket etmemiz birilerinin canını fena halde sıkıyor. Diledikleri zaman oyun dışına attıkları o pısırık ülkeye, güçlü ve bağımsız Türkiye'yi hazmedemiyorlar.
Ne yapmışız? Sözleşmemiz olan bir ülkeden vatandaşımız kışın üşümesin diye doğalgaz satın almışız. Ortada ticari bir hesaplaşma varsa onu da kendi mecrasında takip etmek gerekir. Asıl olan meselenin siyasi bir yere çekilmeye çalışılmasıdır. bu dava, 17-25 Aralık kumpasının okyanus ötesine taşınmış olmasından başka bir şey değildir. Kimse kusura bakmasın biz bu şantaja boyun eğmeyiz. 15 Temmuz gecesi FETÖ'cü alçakların silahlarla sindiremediği bu milleti, FETÖ'nün kuklası olmuş mahkemeler de sindiremez. Ana muhalefetin başındaki zata rol biçtiklerini görüyoruz.
FETÖ'nün trolleri sosya medyadan, CHP'nin trolü Meclis kürsüsünden aylarca iftira kampanyaları yürüttüler. Bu zat FETÖ'cü televizyon kanallarının değişmez konuğu olmuştu. Milletvekilleri de FETÖ'nün gazetelerinde kapı nöbeti tutuyordu. 15 Temmuz'da, o gece bizler Yeşilköy'de havalimanına geldik, 10 binler oradaydı. Bu zat bir darbe olduğu zaman tankların önüne önce ben çıkarım diyordu. Peki bu bay Kemal benden önce havalimanına geldi. Geldiği zaman oradaki arkadaşları onu karşıladılar ve tanklar oradaydı. Arkadaşları tankların başıdakilerle görüştüler, haber verdiler. Bay Kemal tankların arasından yürüdü arabasına bindi, Bakırköy Belediye Başkanı'nın evine gitti. Ondan sonra da utanmadan ne dedi? Bu bir kontrollü darbedir dedi. Kontrollü darbenin sanığı sensin.
Kahveyi yudumlarken bir yandan da darbeyi izliyordu. Şahsım, enerji bakanımız, biz havalimanına indiğimizde bu gelmiş ve oradan kaçmış. Sende yürek yok be. Sen dürüst değilsin ya. 7 Ağustos'ta Yenikapı'da yaptığımız muhteşem buluşmaya bu beyefendiyi de davet ettim. Sayın Bahçeli anında olumlu dönüş yaptı, bu ise önce gelemeyeceğini söyledi. Bu bay Kemal önce gelemeyeceğini söyledi, sonradan ikna ettiler cumartesi günü muhteşem buluşmamız vardı, cuma akşama doğru katılacağının haberini verdi. Her zaman yalan söyledin. Yine bir yalan. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Yine FETÖ'nün sosyal medya tetikçilerinin servis ettiği bilgilerle günlerce MİT'i hedef aldı.
"Kasetle gelen dekontla gider"
Son olay 2019 seçimlerine farklı bir isimle gitmek istediklerine işaret ediyor. Gidicidir bay Kemal. Ali okulunu bitiren herkes önündeki kağıtları okuyunca meselenin başka türlü bir şey olduğunu anlar. Bu zat okuduğun da anlamıyor. Ne diyelim, kasetle gelen giden, dekontla gider.
Biz Muş meydanında oy isteyip, seçim sonrası aldıkları oyları bir avuç Cihangir elitine peşkeş çekenlerden olmadık. 15 yılda Muş'a 9 milyar liradan fazla yatırım yaptık. Yani 9 katrilyon.