Gündem

Erdoğan'dan Sakık'a: Terörün desteğiyle belediye başkanı seçildin

PKK tarafından kaçırıldığı söylenen çocuklar için B ve C planının ne olduğu sorulan Erdoğan, 'Yapılacak şeyler söylenirse netice alınabilir mi' cevabını verdi

03 Haziran 2014 15:14

Başbakan Tayyip Erdoğan, PKK tarafından dağa kaçırıldığı söylenen çocuklar için, "Bir taraftan çözüm diyeceksin sonra engelleyeceksin. Bir taraftan barış diyeceksin, o akşam yaptığın konuşmanın tamamı barış. Biz olmazsak kan olur diyor. Lafa bak ya. Barış barış barış diyorsun yavruları analarından alıp pikniğe götüreceğiz diyerek dağa kaçırıyorsun" dedi. Ağrı seçimlerini kazanan BDP'li Sırrı Sakık'a da seslenen Erdoğan, "Bu ülkede devlet teröründen bahseden bir insan önce aynaya bakmalı. Sen bir defa terörün desteğiyle belediye başkanı seçildin" ifadesini kullandı.

Partisinin grup toplantısı çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, daha önce çocukların geri getirilmemesi durumunda B ve C planının devre gireceğine ilişkin yaptığı açıklamaya atfen sorulan soruya "Yapılacak şeyler söylenirse netice alınabilir mi" cevabını verdi. 

Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

İşte şu anda bakıyorsunuz Ağrı'da belediye başkanlığını kazanan şahıs şunu söylüyor: Devlet terörü diyor. Şu ifadeye bak ya. O anda hala daha milletvekili bu. Bir milletvekili olarak bu ülkede devlet teröründen bahseden bir insan önce aynaya bakmalı. Sen bir defa terörün desteğiyle belediye başkanı seçildin. 

Diyarbakır'da ağlayan annelerin büyükşehir belediyesi önündeki oturma eylemine tahammül edemediniz. Onların çocuklarını kaçıranlar size destek veren bölücü örgüt. Neyle izah edeceksiniz. Oradan kaldırdınız. Devamlı TOMA'lardan bahsediyordunuz, onları oradan kovdunuz. Yol düzenlemesi yapacaklarmış. Niye rahatsız oldular. AK Parti olarak bunun takipçisi olacağız. BDP'nin vekilleri hadi bakalım. Şu anda bu çocukları sizin getirip anne babalarına teslim etmeniz lazım. Çünkü burada iktidar olarak devlet olarak yapılacak şey, bunlar getirirler vatandaşı silahın önüne koyarlar. Fakat dedim ya B ve C planı burada devreye girer. Onun için de şu anda özellikle HDP'li milletvekillerinin bu işin takipçisi olarak bu süreci kendilerinin çözmesi sorumluluğu var. Bizim çözüm yolumuz farklı olur. 

 

'Barış barış diyorsun, çocukları dağa kaçırıyorsun'

 

Bir taraftan çözüm diyeceksin sonra engelleyeceksin. Bir taraftan barış diyeceksin, o akşam yaptığın konuşmanın tamamı barış. Biz olmazsak kan olur diyor. Lafa bak ya. Barış barış barış diyorsun yavruları analarından alıp pikniğe götüreceğiz diyerek dağa kaçırıyorsun. Bu nasıl barış? Bazıları taciz bazıları öldürülüyor. Bu nasıl barış. Ülkenin değişik yerlerinde on binlerce insanın katili sizsiniz. Bu bölücü terör örgütü. Bunu görmeyecek miyiz? Hayır mı diyeceğiz? Sürekli aşağıladıkları köylülerin gariplerin acı çekmişlerin insafı olanların kardeşlik hukukunu savunanların ülkeyi yönetmesinden rahatsız oldular. 

Sokak eylemleriyle bunu başaracaklarını zannettiler. Irkçılık manşetleriyle başaracaklarını zannettiler. Sermayeleriyle kuklaya çevirdikleri marjinal sol örgütleri sokağa dökerek başarabileceklerini zannettiler. AKP'nin akıbetini DP'nin akıbetine benzeteceklerini zannettiler. Ama karşılarında dimdik duran bir hükümet buldular. 

2010 yılında terör örgütü içindeki 5 kadın terörist dağdaki zorbalığa dayanamayarak örgütten kaçma kararı aldı. Diyarbakır kırsalında örgüt mensuplarınca yakalandılar. Bu beş kadını bir mağaraya hapsettiler. Günlerce işkence yaptılar. Ardından acımasızca katlettiler. Cansız bedenlerini bilinmeyen yerlere gömdüler. Anneleri babaları yavrularının öldüğünden habersizdi. Bu katliama şahit olan İranlı bir kadın terörist dayanamadı. Anneleri aradı yavrularının katledildiğini duyurdu. Bu olayı haber aldığımız anda güvenlik güçlerimizi görevlendirdik. Çeşitli vesilelerle olayı gündeme taşıdık. Terör örgütü bir açıklama yaptı. Kış hazırlıkları sırasında jeneratör gazından zehirlendiler dedi. Vicdansızlık bununla da kalmadı. 1 yıl geçtikten sonra bu kadın teröristler için cenaze düzenlediler. Şu hale bak. Çünkü karakterleri cibilliyetleri bu. HDP'nin bazı kadın milletvekilleri bu alçakça cinayete sahip çıktı. Bu cenaze törenlerinde boy gösterdiler. BDP bunu sorgulamadı. Güya özgürlük yanlısı barıştan yana olan güya kadın hakları yanlısı vekilleri bu katliamı sorgulamadı. Bunu gizlemeye çalıştılar. 2011 yılında Cudi dağındaki operasyonda şuna şahit olduk. Teröristler mağarada kıstırılıyor iknaya çalışılıyor. Nihayet teslim oulyorlar. Bir tanesine subayımız soruyor. Annen baban sağ mı? Terörist bilmiyorum diyor. Kaç yıldır görüşmüyorsun diye soruyor, 5 yıl diyor. Değerli arkadaşlar bunlar üzeri örtülemeyen yüzlerce hikayeden sadece bir tanesi. Buna benzer çok acı yaşandı.

 

'Sizin çocuğunuz, insafınız, vicdanınız yok mu?'

 

Çocukları aldılar dağa götürdüler. Yıllarca ailelerinden gizlediler. İşlerine gelmeyince de vahşice katlettiler. Genç bir çocuğun annesiyle babasıyla 5 yıl boyunca görüşmesini engelleyerek neyin mücadelesi veriliyor? Buradan mı özgürlük ve barış gelecek? Vicdanın olmadığı yerde özgürlük olur mu? Biz terör örgütünden ne vicdan ne insaf bekliyoruz. Ama ben BDP'nin şimdi HDP'nin yöneticilerine soruyorum. Sizin çocuğunuz insafınız vicdanınız yok mu? Maalesef. Kaçırıyorlar dağa götürüyorlar kendi çocuklarını da ABD'ye götürüyorlar. Fark bu. Benim doğudaki Kürt kardeşimin bunu bilmesi lazım. Bizim yavrularımız dağlara kaçırılırken şu anda bölücülerle el ele olan BDP'nin başındakiler veya milletvekilleri veya belediye başkanlarının çocukları da ABD'de Avrupa'da eğitim alıyorlar veya turistik seyahat ediyorlar. Doğuda yoksul halkın çocukları dağda insanlık dışı bir hayata mahkum edilirken, ey HDP vekilleri siz evde çocuklarınızın yüzüne nasıl bakıyorsunuz?

Geçen akşam bir tanesinin anne babasıyla görüştüm. ONlar da son kaçırma eylemlerinde kaçırıllmış. Telefonda hüngür hüngür ağlıyor. Kısa geçmişiyle ilgili bazı bilgileri vermek suretiyle dertleştik. Belediyenin önünde de kalkıyorsun onların üzerine saldırıyorsun. Kaldırmak için elinden geleni yapıyorsun. İşte onlar Kürt. Çocuklarını kaçıırdınız. Niye rahatsız oluyorsun. Taksim'de her eylemi molotoflarla yapıyorsunuz can alıyorsunuz yeri geldiğinde silah kullanıyorsunuz işte bu son seçimlerde de bunu bir çok yerde yaşadık. Evladı ölse bile gözyaşı dökemeyen anne babalar var bugün. Bunlar sadece çocukları almakla kalmıyor çocuklar öldüğünde ağıt yakılmasına bile engel oluyor. 

 

'Şimdi anneler yavrularına sahip çıkıyor'

 

Anneler babalar artık susmuyor. Kan tüccarlığına dönen terör örgütüne boyun eğmiyorlar. Anne babalar sessiz kalmıyor boyunlarını bükmüyor. Milli birlik ve kardeşlik projesini başlattığımız andan itibaren annelere seslendik. Yavrularınıza sahip çıkın dedik. İşte şimdi Diyarbakır'da anneler yavrularına sahip çıkıyor. BDP ve HDP bırakın tavır almayı göstericilere eziyet ediyor. Maskelerinin düşmesinden çok rahatsız oldular. İnanın rezil oldular. Şimdi rezilliklerini bastırmak için belediye önünde gösteri yapan vatandaşlarımızı dağıtmaya çalışıyorlar. 30 yıl susturdunuz artık daha fazla susturamayacaksınız. Annelerin acısını 30 yıl zorbalıkla bastırdınız. Artık bastıramayacaksınız. Özgürlük ve barış bağımlılık yapar. Doğu'daki kardeşim özgürlüğün ve barışın tadına vardı. Artık sahip çıkıyorlar. 1 buçuk yıldır anneler babalar sofranın başında bir araya gelip barışın huzurun yaşıyor. Bunu sabote etmeye kimsenin hakkı yok. Bizim hiçbir şekilde şımarıklığa tahammülümüz yok. Yol keserek huzursuzluk çıkararak şımarık tavırlar gösterenlere tahammül etmeyiz eyvallah demeyiz. Biz çözüm için değil elini gövdesini taşın altına koymuş bir iktidarız. Bu meseleyi çözeceğiz dedik. 

BDP ve HDp'ye sesleniyorum dürüst ve samimiyseniz siyasi kürtçülük yapmayan kürt kardeşlerime diğerlerine de sesleniyourm siz acaba bu yol kesmelere evet diyor musunuz? Bu insani midir? Yol kesmek tarihimizde eşkiyanın işi olarak bilinir. Şimdi tabi teröristin işi.. Terörist eşkiyanın çok daha ötesinde. Köyüne gidecek onların da yolu kesiliyor. Ne varsa ellerinde alıyorlar. Bazıları bakıyorsunzu kaçırılıyor. Paralar isteniyor. BUnlar haraççı. Bu kadar haraç vereceksin diyor. 

O çocukları anneleriyle kavuşturmak için bizim de yöntemlerimiz var. Ama buna gerek kalmadan kaçırılan çocukların geri getirilmesini istiyoruz. HDP'nin bunu çözmesini bekliyoruz. Diyarbakır'da çocuğunun peşine düşen annelerin karşısına başka anneleri çıkarmak zalimliktir. Hep söyledim anneliğin siyaseti yoktur. Hiçbir annenin gözyaşı dökmesine yavrusundan kopmasına tahammülümüz olamaz.

Bir kez daha tüm annelerin bu sürece yüreklerini koymalarını istiyorum. Bu terör baronlarına kan tüccarlarına itiraz etmelerini istiyorum. Korkmasınlar çekinmesinler. Anneler ne kadar sürecin içinde olursa barış da o kadar yakın olacak. Diyarbakır'da eylem yapan o cesur yürekli kahraman anneleri yürekten selamlıyorum. Yavrularına sağ salim kavuşmaları için çırpınmaya devam edeceğimizi söylüyorum.