Gündem

Erdoğan: Bakıyorsun koskoca profesör ama sigarayı da, alkolü de hepsini götürüyor

'Müslümanın sigarayla, alkolle işi olmaz'

04 Temmuz 2015 12:41

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Bir Müslüman'ın ne uyuşturucuyla, ne içkiyle, ne kumarlar zaten asla hiç bir işi yoktur, olamaz. Ben mekruh kabul edilen sigarayı da bu kapsamda değerlendiriyorum. Bazı bilim adamı sözde olanlar, bir bakıyorsun hoca, koskoca profesör ama sigarayı da, alkolü de hepsini götürüyor. Sonra kendisiyle konuştuğunuz zamanda savunuyor'' ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan eşi Emine Erdoğan ile birlikte Yeşilay'ın Sepetçiler Kasrı'da düzenlediği iftar yemeğine katıldı.

Erdoğan iftar programında bir konuşma yaparak, "Ramazan ayının manevi temizlenme yanında, vücudumuzun fiziki arınmasını sağlayan bir yanı olduğuna da inanıyorum. Diğer zamanlarda gün boyu sigara kullanan pek çok insanın Ramazan'da bu alışkanlığını gündüzleri mecburen terk ettiğini, akşamları da azalttığını görüyoruz, biliyoruz. Hatta diğer aylarda zaman zaman alkol alan, kumar oynayan pek çok kişinin de Ramazan'da bu illetten tamamen uzak durduğu ifade ediliyor. İstatistikler bunu gösteriyor. Yılın tamamını ramazan gibi değerlendirebildiğimiz zaman Yeşilay çatısı altında verdiğimiz mücadelenin kat be kat yükseleceği açıktır" dedi.

 

‘Ama ben mücadeleden yılmadım’

 

Erdoğan, "2008 yılında çıkan kanundan bu yana, bu konuda kat ettiğimiz mesafeye baktığımızda böyle bir iklimi oluşturmamız halinde, elde edeceğimiz sonuçtan heyecan duymamak mümkün değil" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Küreselleşmenin avantajları yanında, gençlerin zararlı maddelere bağımlılığın teşvik eden sorunlu yönleride bulunuyor. Bu durum bizim zararlı alışkanlıklarla yürüttüğümüz mücadeleyi daha güçlü, daha yaygın ve daha etkin şekilde sürdürmemizi gerekli kılıyor. Ramazan ayı bize bu mücadelenin manevi boyutunun en az yasaklar ve cezalar kadar önemli olduğunu gösteriyor. Zararlı alışkanlıklara karşı toplumsal bilinç oluşturma anlayışının en somut karşılığı değerler dünyamızda bu konuda zaten var olan dinamikleri harekete geçirmektir. Bir Müslüman'ın ne uyuşturucuyla, ne içkiyle, ne kumarlar zaten asla hiç bir işi yoktur, olamaz. Ben mekruh kabul edilen sigarayı da bu kapsamda değerlendiriyorum. Sigaranın vücuda zarar verdiği bilimsel olarak teyit edilmiş midir, edilmiştir. Bilim bunu bu şekilde teyit etmiş midir, etmiştir. Bazı bilim adamı sözde olanlar, bir bakıyorsun hoca, koskoca profesör ama sigarayı da,  alkolü de hepsini götürüyor. Sonra kendisiyle konuştuğunuz zamanda savunuyor. Ama öbür tarafta bakıyorsunuz, yok kalpten, yok böbrekten, şuradan, buradan bir sıkıntıyla karşısına gelindiği zamanda, 'sigarayı bırakman lazım' veya 'alkolü bırakman lazım'. Tamam da bunu diğer zamanlarda savunma. Bunu açık ve net ortaya koy ki, insanlığı bizler katletmeyelim. İnsanlığın zararına çalışmayalım.

Ben medya ile bu konuda çok savaş verdim. Anayasamızın 58. maddesinde gençliğimizin korunmasına yönelik anayasa maddesi olduğu halde, o zaman belediye başkanıyım, ben bu konuda bazı televizyon programlarında açık net tavrımı koyduğum için eleştirenler oldu. Ama ben mücadeleden yılmadım. Gene de yılmayacağım."

 

‘İlla bunun sana bilimsel izahınıda ayrıca mı getireceğiz?’

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunu alıp İslami noktada değerlendirenler oldu. İslam Doğruyu emrediyor ya, kötüyü emretmiyor ki. Yani bunu İslam emrediyor diye, buna karşı çıkmanın anlamı nedir. İlla bunun sana bilimsel izahını da ayrıca mı getireceğiz? O da getirilmiş. Bütün bunlara rağmen bu mücadeleler sürdü. Ve şu anda zaman zaman söyleriz, tinerciler, alkol partilerinde ölenler öldürülenler... Bunları hep konuşuyoruz. Doktorlarımızın açıklamalarını dinliyoruz... Ama bütün bunlara rağmen, inadına bir mücadele var. Yeşilay işte bunların karşısında bu mücadelesini her safhada inanıyorum ki sürdürecektir" diye konuştu.^

 

‘Azınlık hükümetinin böyle bir imkana sahip olamayacağına inanıyorum’

 

Erdoğan, "Bilindiği gibi Türkiye Büyük Millet Meclisimiz başkanlık seçimini tamamladı. Şimdi sıra başkanlık divanının oluşturulmasında" diyerek şunları kaydetti:

"Anayasamıza göre başkanlık divanının oluşumunun ardından hükümet kurma görevi noktasında, 45 günlük süreci başlatma noktasında parlamentodan bir milletvekiline, ki teamül bu güne kadar en fazla oyu alan partinin genel başkanlarına bu görev verilmiştir... Bu süreci başlatacağım. Mecliste çoğunluğa sahip bir hükümetin en kısa sürede kurulması temennimdir. Tüm siyasi partilerimizi bu konuda sorumluluk üstlenmeye davet ediyorum. Türkiye'nin önünde çok ciddi sorunlar, alınması gereken çok önemli kararlar var. Bu yükün altından kalkabilecek güç, dirayet ve kararlılıkla bir hükümet kurulması arzusundayım. Azınlık hükümetinin böyle bir imkana sahip olamayacağına inanıyorum."

 

‘Türkiye'nin hükümet meselesiyle uğraşmak zorunda kalmasını asla arzu etmezdim’

 

Erdoğan, "Aynı şekilde gündemimizdeki kritik meselelerde asgari bir anlayış birliği sağlayamamış partilerin kuracağı hükümetinde, ihtiyacımız olan çözümleri üretemeyeceği kanaatindeyim. Hükümetin kurulamaması halinde yapılacak işlemlerde yine anayasamızda belirtildiği şekilde tarafımdan adım adım hayata geçirilecektir. Dünyada ve bölgemizde gerçekten hayati gelişmelerin yaşandığı bir dönemde, Türkiye'nin hükümet meselesiyle uğraşmak zorunda kalmasını asla arzu etmezdim. Ama şartlar ülkemizi bu notaya getirdi. İnşallah bu dönemi de en kısa sürede ve en hayırlı şekilde geride bırakacağız" dedi.

 

‘Kimse bu noktada milletimize gitmekten bir defa çekinmesin, kaçmasın’

 

Erdoğan, milletimin 7 Haziran da takdirini ortaya koyduğunu ifade ederek, "Bu tablodan bir hükümet çıkmazsa çözüm mercii yine milletimizin ta kendisidir. Eğer parlamento çözemiyorsa çözecek olan milletimizin ta kendisidir. Yani kimse bu noktada milletimize gitmekten bir defa çekinmesin, kaçmasın. Biz uzun zamandır mevcut sistemimizdeki bu mahsurlara dikkat çekerek alternatif tekliflerimizi dile getiriyoruz. Yaşanan her gelişme bizim tespitlerimizi ve bu tespitlerin doğruluğunu bir kez daha teyit ediyor. İnşallah önümüzdeki dönem bu sorunların çözümüyle ilgili tekliflerimiz, sağ duyulu bir şekilde tartışılır, değerlendirilir" diye konuştu.

 

‘Mısır'ın Cumhurbaşkanı Mursi'dir’

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir diğer taraftan Mısır'da, tabi ki evlerinde 13 tane Müslüman Kardeşler mensubu insanın başlarına kurşun sıkmak suretiyle onları şehit edenleri de huzurunuzda lanetliyorum. Zaman zaman Mısır'ın şu anda başındaki işgalci zatla ilgili bu şekilde konuşmamı eleştirenler çıkıyor. Eğer ben demokrasiye inanmışsam, eğer halkın iradesine inanmışsam halkın iradesini yok sayanlara karşı mücadelem devam edecektir. Bunu çok açık, net söylemek zorundayım. Zira benim nezrimde yine söylüyorum, Mısır'ın Cumhurbaşkanı Mursi'dir. Halkın oylarıyla o gelmiştir. Yanında savunma bakanlığı yapan general maalesef onu darbeyle indirmiştir. Neyin ne olduğunu çok iyi görmemiz lazım. Ama ne yazık ki dünya ikiyüzlü, samimi değil ve bu samimiyetsizlikler sebebiyle işte şu anda komşumuzda meydana gelenler de ortada. Daha farklı yerlerde meydana gelenler ortada. Eğer ilkeli, samimi duruşların hakim olduğu bir dünya olmuş olsa, bu insanlık bu sıkıntıları yaşamayacaktır. Ben buna inanıyorum" şeklinde konuştu.

İftara ayrıca Erdoğan'ın kızı Esra Albayrak Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Ak Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci, Ak Parti Milletvekili Berat Albayrak'ta katıldı.

Erdoğan konuşmasının ardından iftara katılanlarla sohbet edip, fotoğraf çektirdi. Ardından iftara katılan Yeşilay heyeti ile Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan toplu fotoğraf çektirdi.