Gündem

Erdoğan, Atütürk'ün sözüyle millet olmanın tanımını yaptı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Özgürlüklerden, temel haklardan asla taviz vermeyeceğiz" dedi.

10 Kasım 2011 02:00
T24-Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Birlikte, beraberlikte ve kardeşlikte ısrarcı olmaya devam edeceğiz. Özgürlüklerden temel haklardan, ileri demokratik standartlardan asla taviz vermeden nifak ve fesada asla fırsat tanımadan, Türkiye’yi büyütmeyi, yüceltmeyi kararlılıkla sürdüreceğiz” dedi.

Erdoğan, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından Milli Kütüphane Konferans Salonu'nda düzenlenen Atatürk'ü anma töreninde, ''Cumhuriyetimizin banisi'' dediği, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, 1929 yılında el yazısıyla kaleme aldığı satırları paylaştı.

Başbakan Erdoğan, bu satırların esasen, Türkiye Cumhuriyeti'nin hangi ruh ve esaslar üzerine kurulduğunu, nasıl bir millet tarif ve tasavvuruyla inşa edildiğini ortaya koyan satırlar olduğunu ifade etti.

''Bir çok spekülasyonlar oluyor, ama bunların ötesinde bir tarih var'' diyen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: .

''Diyor ki Gazi... 'Zengin bir hatırat mirasına sahip bulunan; beraber yaşamak hususunda müşterek arzu ve muvafakatte samimi olan; sahip olunan mirasın muhafazasına beraber devam hususunda iradeleri müşterek olan insanların birleştirilmesinden vücuda gelen cemiyete millet namı verilir'.

Mustafa Kemal, satırlarına şöyle devam ediyor; 'Maziden, müşterek zafer ve yeis mirası, istikbalde tahakkuk ettirilecek aynı program, beraber sevinmiş olmak, beraber aynı ümitleri beslemiş olmak... Bunlar, elbette bugünün medeni zihniyetinde diğer her türlü şartların üzerinde mana ve şümul alır'. Evet... Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de çok net bir biçimde ortaya koyduğu gibi, millet, aynı ırkın, aynı kabilenin, aynı kavmin mensupları değil, geçmişleri ve gelecekleri müşterek olan, sevinçleri, hüzünleri ve ümitleri ortak olan, yek vücut olarak kader birliği eden bir cemiyettir.

Kurtuluş Savaşı'nın nasıl kazanıldığını, Gazi şu satırlarla kaydetmişti; 'Millet, topyekun manevi bir şahıs halinde ve tek bir kitle olarak tecelli etti. Birliğini ve beraberliğini muhafaza ederek, ona düşman olanları bertaraf eyledi'. Atatürk'ün bu millet tanımı ve tasavvuru, ilk Meclis'te çok somut olarak tezahür etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti, işte, bu millet tanımından yola çıkılarak, çok renklilik, birlik, kardeşlik ve dayanışma temelleri üzerinde yükselmişti. 1940'lardan sonra ortaya çıkan asimilasyon, red ve inkar politikaları, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesine olduğu kadar, Atatürk'ün millet tarifine de bütünüyle aykırıdır.''


-Yeni anayasadaki ruh ve anlayış...-

Başbakan Erdoğan, vefatının 73. yılında, Gazi Mustafa Kemal'in altını çizdiği istikametten ilham alarak, bazı hususları tekrar etmekte fayda gördüğünü belirtti ve şöyle konuştu:
''Bu ülkenin her bir ferdi birinci sınıf vatandaştır. Bu tartışılmaz. 74 milyonun fertleri arasında herhangi bir ayrımcılığı, eşitsizliği ve adaletsizliği asla kabul etmeyiz, buna müsamaha da göstermeyiz. Devletin tüm imkanları ve tüm kurumları karşısında herkesin eşit mesafede durmasını sağlamak, adalet anlayışımızın sarsılmaz bir gereğidir. İşte yeni anayasanın, böyle bir ruh ve anlayışla yazılması, bireyi, vatandaşı, özgürlükleri öne çıkarması, ülkenin birlik ve bütünlüğünü daha da pekiştirmesi en büyük arzumuzdur. Terörün bertaraf edilmesi ve Türkiye üzerine kirli hesapları olan çevrelerin oyunlarının bozulması da ancak bu şekilde mümkün olacaktır. Bu millet, tarihi boyunca yaptığı gibi muhabbetle, uhuvvetle, samimiyet içinde birbiriyle kucaklaştığı sürece, terör ve onu maşa olarak kullanan çevreler, bir kez daha hayal kırıklığına uğrayacaktır.

Atatürk'ün, Nutuk adlı eserinde kaydettiği şu ifadeler bu noktada son derece anlamlıdır: 'Birlik ve emelde kararlı ve ısrar eden millet, mağrur ve mütecaviz her düşmanı, eninde sonunda gurur ve tecavüzünde pişman edebilir'. Evet... Millet olarak, 74 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak, birlikte, beraberlikte, kardeşlikte ısrarcı olmaya devam edeceğiz. Özgürlüklerden, temel haklardan, ileri demokratik standartlardan asla taviz vermeden, nifak ve fesada asla fırsat tanımadan, Türkiye'yi büyütmeyi, yüceltmeyi kararlılıkla sürdüreceğiz. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Cumhuriyet, emin ellerdedir... Gazi Mustafa Kemal'in, diğer gazilerimiz ve şehitlerimizin hatırasına gölge düşürmeden, onlardan aldığımız kutsal emaneti yücelterek yolumuzda ilerleyeceğiz.''

Başbakan Erdoğan, konuşmasının sonunda, vefatının 73. yıl dönümünde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve tüm silah arkadaşlarını, tüm şehitleri ve gazileri tekrar şükranla ve rahmetle andı.