Gündem

Erdoğan: Artık banyo yapmak bile kolay bir iş

"Hatırlayın o günleri"

29 Kasım 2017 18:53

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Beştepe'de toplu açılış töreninde konuştu. Erdoğan konuşmasında, "Artık banyo yapmak bile kolay bir iş" ifadesini kullandı.

"İstanbul adeta susuzluktan kıvranıyordu" ifadesini kullanan Erdoğan, "İSKİ tam manasıyla iflas etmiş, her tarafı dökülen, adı sadece yolsuzluklarla anılan bir kurum haline gelmişti. O zaman bu kardeşiniz de belediyeyi CHP'den almıştı" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde Orman Bakanlığı Toplu Açılış Töreni'nde konuştu.

Erdoğan konuşmasında şu ifadeleri kullandı.

Sözlerimin hemen başında bu gece idrak edeceğimiz Mevlidin tüm milletimize hayırlar getirmesini, yapılacak duaların Rabbim katında kabul olmasını temenni ediyorum. Açılışını yaptığımız 7.7 milyar lira yatırım bedeli olan 305 eserin milletimize, ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Tüm bu eserlerin ülkemize kazandırılmasında emeği geçen, bakanlığımızdan müteahhitlerimize, işçilerimize kadar herkese şahsım milletim adına teşekkür ediyorum. Ülkemize kazandırılan 7200 eseri milletimize sunduk. 

İstanbul adeta susuzluktan kıvranıyordu. İSKİ tam manasıyla iflas etmiş, her tarafı dökülen, adı sadece yolsuzluklarla anılan bir kurum haline gelmişti. O zaman bu kardeşiniz de belediyeyi CHP'den almıştı. İSKİ'nin başında da CHP'nin atadığı genel müdür vardı. İSKİ'yi Veysel (Eroğlu) hocamızla birlikte ayağa kaldırdık. Hatırlayın o günleri. Herkes elinde bidonlarla giderler su istasyonlarından kuyrukta anneler babalar, o günleri yaşadı. Evlerindeki güvetleri istasyondan aldıkları su ile doldururlardı. Artık banyo yapmak bile zora girmişti. 

Artık en büyük en iddialı projeleri dahi kendi müteahhitlerimizle, işçilerimizle yapabiliyoruz. 

Türkiye'de daha önce 48 milyon dekar olan bu kadar alan sulanabilirken, bu rakam halihazırda 65.3 milyon dekardır. Hedefimiz 85 milyon dekar olan sulanabilir arazilerimizin tamamına bu imkanı sağlamaktır. Yeni yatırımlar yanında mevcut altyapının ıslahı konusunda da önemli çalışmalar gerçekleştirdik. Sadece kendi sınırlarmızla kalmadık, KKTC'ye de su götürdük. Afrika'da da 2 milyon kişinin temiz suya erişimini sağladık. Uygun alanı olan her yerde ağaçlandırma çalışmalarını sürdürüyoruz. 2023'e kadar 7 milyar fidanı toprakla buluşturmuş olacağız. Çevrecilikte bizimle kimse yarışamaz. Boşuna konuşmasınlar. Yok Greenpeace'ciymiş, yok şucuymuş, yok bucuymuş.

Şimdi konuşuyorlar ya, öğretmenlere şu kadar para vereniz, bu kadar para verseniz. Bizim verdiğimiz parayı kim verdi?

Kılıçdaroğlu'nun hayatı yalan. Üniversite sayımızı 75'ten 185'e ulaştırdık. Acaba bundan haberi var mı? Sağlıkta tam bir devrime imza attık. Biraz sonra geleceğim. SSK'da görev yaptın. O yıllardaki yolsuzluklarını anlatacağım. Nasıl batırdın o kurumu, onu anlatacağım. 'Onu o zamanın başbakanı yapmalıydı' der. Biz iş başına o tür bürokratları getiririz. Bölünmüş yol uzunluğunu 6 bin 100 kilometreden, biz ise geldik, 15 senede buna tuttuk 19 bin 500 kilometre ilave bölünmüş yol yaptık. Mevcut olan 83 karayolu tünelinin üzerine 229 yeni tünel ilave ettik. Haberin var mı Kılıçdaroğlu? Mevcut 26 havaalanımızın üzerine 29 havaalanı daha ilave ettik. Marmaray gibi, Avrasya gibi, Yavuz Sultan Selim, Osmangazi köprüleri gibi projelere imza attık ve hayata geçirdik. Haberin var mı Kılıçdaroğlu? Pek çok önemli proje şu anda devam ediyor. 

Ey Kılıçdaroğlu duy duy. Kulağın var duymazsın, gözün var görmezsin, dilin var, hakkı, hakikatı konuşamazsın. 

Milli geliri 863 milyar dolar seviyesine, kişi başına milli geliri 11 bin dolar seviyesine ulaştırdık. Sadece 2005'ten bu yana 9.2 milyon kişiye ilave istihdam oluşturduk. 

Tilki yetişemediği üzüme koruk dermiş. Bunun örneği Kılıçdaroğlu'dur. Geçtiğimiz 15 yılda ülkemizi büyütmek, zenginleştirmek için gerçekten çok çalıştık. Çok mücadele ettik. Bugün ise Türkiye her alanda kritik bir dönemden geçiyor. 

Kılıçdaroğlu'na yanıt

Tüm kurumları ile bu tarihi süreçten ülkemizi en güçlü şekilde çıkarmanın mücadelesini veriyoruz. Bir de ana muhalefet partisinin başındaki zatın hezayanlarına cevap vermekle uğraşıyoruz. Mecburen bu konulara girmek zorunda kalıyoruz. Bu zat çıktı Cumhurbaşkanı ve ailesi yurt dışındaki bir takım hesaplara milyonlarca dolar para gönderdi diye iddia ortaya attı. Dün çıktı yurt dışındak bir şirkete şu kişi şu kadar milyon dolar para gönderdi diye sözler söyledi. Bir tomar kağıdı sallayarak dekontları da bunlar dedi. Ne gazetecilere ne adli makamlara vermedi. Avukatlar anında kendisine bunu ilgili savcılığı, medyaya veriniz dedi. Kağıtların ne olduğunu bir kendisi bir de onları eline tutuşturanlar biliyor. Bu hadise ilk yalan söyleyişi ilk iftirası da değil. Bir ara İsviçre'de hesaplarım olduğunu söyleyip durdu, belge gösteremedi. Yine, ispat et ben Cumhurbaşkanlığı'ndan çekileceğim, siyaseti de bırakacağım dedim. Ben siyasete girmeyeceğim dedi ertesi gün siyasete girdi. 

Bizim yolumuzdan gidenler bile şunu soruyor. Bunları açıklayacağız ki sizler de bunu anlatmanız lazım ki bu tür insanlar bu ülkenin siyasetinden çekilsinler. Millet buna çarkçı Kemal diyor. Bir ara Güney Asya'daki tsunami felaketinde toplanan paraların gönderilmediğini öne sürdü. Yine işi pişkinliğe vurup kulağının üzerine yattı. Hayati Yazıcı arkadaşımızın ÖSYM Başkanı'na mail gödnerip şu kişiyi üniversiteye yerleştirin dediğini öne sürdü. Bu zat da çıkıp bir özür dahi dilemedi. Şu anki Çevre ve Şehircilik Bakanımızla ilgili iddialar ortaya attı ispat edemediği için sürekli tazminatlar ödemek zorunda kaldı. Bakanımız da bol bol sucuk ekmek dağıttı. TÜRGEV'e 20 dönümz arazi verildi dedi, ispatını ortaya koyamadı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi için, eseri karalamak için altın klozet iddialarına kadar pek çok yalanı aylarca diline pelesenk etmişti. Özür dilemeyi aklından bile geçirmedi. Böyle vicdansızlık olur mu ya? Sıkıyorsa gel bak bakalım nasıl bir altından klozet var. Bir ara bilmem kaç tane FETÖ'cü vekilin ismini açıklayacağını iddia etmiş bu sözünü de yutmuştu. Amerika'da FETÖ'cü vekillerin kimler olduğu ortaya çıkıyor. 2 CHP'li milletvekili Amerika'da kurulan kumpasın içinde yer almışlar. Ortaya çıkıyor. Ana muhalefet bunun yükünü daha fazla çekemez. Çünkü bunun adı ana hıyanettir. 

Bu zatın başında olduğu CHP kayıptır. Bazı milletvekillerinin de yurt dışında ülkemiz aleyhindeki davalara belge bilgi taşıdığını gayet iyi biliyoruz. Kimi zaman kendileri kullanan kimi zaman yurtdışına götüren bu kişilerin ihanetlerinin hesabı mutlaka sorulacaktır. Bu sefil durum bizim işimize geliyor ama ülkemiz adına üzülüyoruz. İnsan mindere çıktığı zaman az buçuk eline gelebilecek, dengi sayılabilecek bir rakip görmek istiyor. Karşınızda bir karikatür tipli birini buluyorsunuz. 

Dün, şahsımın ve iddialarla ismi geçen arkadaşlarımızın avukatı bir açıklama yaptı. Bu açıklamada iddialar yalanlanarak belge olduğu öne sürülen kağıtların derhal savcılığa verilmesi, medya ile paylaşılması çağrısında bulunuldu. 1 saat öncesine kadar, henüz bu yönde gelişme olduğunu duymadık dediler. Aynı çağrıyı tekrarlıyorum. Madem belgelşerin elinde olduğunu söylüyorsun, kürsüden sallamayı bırak. Milletimizle ve ilgili mercilerle paylaş. Git savcılığa teslim et. Bugüne kadar o kürsüden salladığın her kağıt ya yalan ya yanlış çıktı. Bizim için önemli olan şahsımıza ve ailemize yapılan saldırının cevapsız kalmamasıdır. İsimlerin çoğu 30-40 yıldır önemli işler yapmış iş adamlarıdır. Tayyip Erdoğan belediye başkanı değilkin de bu insanlar işlerle uğraşıyordu. 

Bu zat önce şahsımın, çocuklarımın, eniştemin, dünürümün, eski özel kalem müdürüm diye iddia ettiği o şahıs benim hiçbir zaman özel kalem müdürüm olmadı. Zerre kadar sende şahsiyet varsa, Mustafa Gündoğan bana ne zaman özel kalem müdürlüğü yapmış ispat et. Edemezsen de durma artık çekil git. Bu zat bir iş adamıdır. Bir şirkete milyonlarca dolar para gönderdiğini iddia ediyor. Yurt dışında şirket ismi verip rakamlar zikretti. Ticaretle uğraşan birisi yurt dışında da şirket kurar, alır satar, Para havale eder, havale alır. Bunları anlatmanın zorluğunu elbette biliyorum. Bu 5 isim asla o şirkete ve yere para göndermiş de değil. Mevcut şirketlerini satmaları sebebiyle onlara para geldi. Oraya da para gitmedi. Bu yapılan işlemlerde hiçbir sorun yoktur.

İddia edildiği gibi yurt dışına giden tek kuruş yok. Bu zatın söylediği yalan mı? Yalan. Bir kez daha müfteri durumuna düştü mü? Düştü. Yüzü kızaracak mı? Hiç sanmıyorum. Kendisinde manda derisi gibi yüz var. 

"Suriyelilere harcanan 30 milyar dolar"

Bu zat hızla siyaset çöplüğüne doğru yol alıyor. Dün bir de Suriyelilere harcanan 30 milyar doları soruyordu. Bu zatın gezi olaylarında 100 milyarlarca zarara uğrayan Türkiye'nin kayıplarının hesabını sorduğunu duymadım. 15 Temmuz darbe girişiminin zararlarının peşine düştüğünü görmedim. 15 Temmuz'la alakalı da bu zatın en ufak bir derdi yoktur. Bunu da biliniz. Son günlerde aleni ekonomik saldırılar karşısında milletimizin hakkını savunan 2 çift laf ettiğine de şahit olmadık. Kafayı Suriyelilere harcanan paraya takmış. Türkiye Suriyeliler için AFAD eli ile yaklaşık 2.3 milyar dolar. Belediye olarak, 6 milyar dolar, sivil toplum vasıtaları ile 1.2 milyar dolar harcama yapmıştır. Eğitim ve sağlık hizmetleri sınırsız olmuştur. Görevlendirilen personellerin maliyeti vardır. Diğer maliyetler vardır. Suriyelilere sadece kamu kuruluşları yardım etmiyor. Asıl büyük yardımı milletimiz yapıyor. Tüm bunları topladığımızda karşımızda yaklaşık 30 milyar dolarlık bir meblağ çıkıyor.