İstanbul'da düzenlenen şehir hastanesi kredi töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, son dönemde gerilen Türkiye - Almanya ilişkileri nedeniyle Türkiye'de faaliyet gösteren bazı Alman şirketleri hakkında soruşturma başlatıldığı iddiasını yalanladı. Erdoğan, "MİT'i, İçişleri Bakanımı aradım ve kendilerine sordum. Şu ana kadar Alman şirketleriyle ilgili başlattığınız herhangi bir soruşturma var mı diye. Ve dün arkadaşlarımdan aldığım cevap şudur; hiçbir Alman şirketiyle ilgili başlattığımız bir soruşturma, araştırma yoktur" dedi. "Almanya kendine çeki düzen versin" diyen Erdoğan, "Alman ekonomi bakanın hiçbir mesnete dayanmayan, Türkiye'ye yatırım yapan şirketleri tedirgin etmeyi amaçlayan açıklamalarını kınıyorum" diye konuştu.
Erdoğan, şunları söyledi:
İlgili tüm kurumlarımız uluslararası kuruluşların önlerini açmaya hazırdır. Biz böylesine iyi niyetliyken bazılarının ticaretle siyaseti karıştırdığını görüyoruz.
Alman ekonomi bakanının hiçbir mesnete dayanmayan, Türkiye'ye yatırım yapan şirketleri tedirgin etmeyi amaçlayan açıklamalarını kınıyorum. Bu asla, siyasette temsil makamında olanlara yakışmaz.
"Soruşturma yok"
Terörle, teröre bulaşanlarla siyaseti lütfen birbirine karıştırmayın. Ve ben MİT'i, İçişleri Bakanımı aradım ve kendilerine sordum. Şu ana kadar Alman şirketleriyle ilgili başlattığınız herhangi bir soruşturma var mı diye. Ve dün arkadaşlarımdan aldığım cevap şudur; hiçbir Alman şirketiyle ilgili başlattığımız bir soruşturma, araştırma yoktur.
"Türkiye'yi karalamaya gücünüz yetmez"
Alman dostlarıma şunu hatırlatmak istiyorum, Türkiye'yi karalamaya gücünüz yetmez. Biz bugüne kadar Türkiye'de faaliyet gösteren Alman firmaları nasıl güvence altında çalıştıysak, bundan sonra da bu şekilde devam ederiz. Onların garantisi, güvencesi biziz. Çünkü biz bugüne kadar kazan-kazan felsefesiyle bugüne kadar çalıştık. Ama şimdi, olayları farklı bir yere çekmek isteyenler, Almanya-Türkiye ilişkilerini zedelemek isteyenler yanlış yoldan gidiyor. Önce Türkiye'den kaçan teröristleri, ülkelerinde saklayan hükümet hesap vermeli. Onları nasıl sakladıklarını, mali destek verdiklerini nasıl izah edecekler? AB'nin yasak koyduğu, terör örgütü olarak kabul ettiği PKK'yı kendi caddelerinde, kendi polisinin koruması altında gösteri yapmasına müsaade eden Almanya bunu nasıl izah edecek?
"Çok kışkırtıcı bir uyarı"
Biz, bin yıllara bali bir devletiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin böyle bir geleneği vardır, böyle bir geçmişi vardır. Tabii böyle bir çalışma yürütmediğine göre, bu iddia tamamen ülkemizi karalamaya yönelik bir iddiadan ibarettir. Alman şirketler, ülkemizde en rahat çalıştığımız kurumlar arasında özel bir yere sahiptir. Böyle bir kara propagandayla, 9 milyar dolara yakın yatırım yapan Alman şirketler üzerinde baskı kurmaya çalışıldığı ortadadır. Alman şirketlere ülkemizin ve milletimizin gönlünün kapıları sonuna kadar açıktır. Hasbelkader yakaladıkları zenginlikle, şimdi bizi tehdit etmeye kalkıyorlar. Herhangi bir mesnete dayanmayan bu iddiayı gündeme getirmek, hiçbir sorumlu siyasetçinin yapacağı iş olamaz. Ülkemizin seyahat için uygun olmadığı yolundaki uyarıyı da çok kışkırtıcı ve doğru olmayan bir iftira olarak gördüğümü söyleyebilirim.
"Yargımız daha bağımsız"
Bakın oralarda bakın, adım başı polis bekliyor. Ama biz bir G20 yaptık, muhteşemdi. Hala konuşuluyor. Bu denli demokrasiyi benimsemiş, oturtmuş bir Türkiye'ye kimse kara leke çalamaz. Ama yargımızı da, verdikleri talimatlarla yönlendirmeye güçleri yetmez. Almanya kendine çeki düzen vermelidir. Yargımız onların yargısından daha bağımsızdır.
Türkiye konusunda böyle değerlendirmelerde bulunan herkesi saygıya davet ediyorum. Diğer taraftan Türkiye, yatırım çeşitliliği konusunda çok mesafe kat etmiş bir ülkedir. Buradan Körfez'deki yatırımcılara çağrıda bulunmak istiyorum; Türkiye bu bölgede yaşayan herkesi kardeşi olarak görmekte ve güvende yaşamasını arzu etmektedir. Körfez ülkelerinden kardeşlerimizi seviyor, destekliyoruz.
Buradaki yatırımcılarımızın, yatırımlarını daha da artıracağına inanıyorum. Sorunlar gelip geçicidir, ekonomik ilişkiler ise uzun vadeli ve kalıcıdır. Kardeşimiz olarak gördüğümüz Körfez ülkeleri yatırımcılarından yatırımlarının devamı olarak görmelerini, uzun vadeli ve kalıcı ilişkileri tercih etmelerini bekliyoruz.