Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Latin Amerika gezisinden dönerken, 1 Mart 2003 günü Irak tezkeresinin reddedilmesini ve tezkereye karşı olanları eleştirdi.
Hürriyet'ten Deniz Zeyrek'in haberine göre; döneme dair tanıklıklar, Bülent Arınç, Beşir Atalay, Mehmet Aydın, Ertuğrul Yalçınbayır, Zeki Ergezen ve Hüseyin Çelik gibi AKP’nin önemli isimlerinin tezkereye karşı çıktığını, dönemin Başbakanı Abdullah Gül’ün arada kalarak partiyi serbest bıraktığını, o dönem Gül’ün danışmanlarından olan Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ise karşı olanlar safında yer aldığını gösteriyor.
"Gizli kulisler attılar"
Erdoğan gazetecilerle sohbetinde şu ifadeleri kullandı: “Ben 1 Mart tezkeresinin yanındaydım, karşı olanlar bunu açıkça söylemediler. Birileri de gizli kulisler attılar. O insanların kimler olduğunu araştırır bulursunuz. 1 Mart tezkeresi ilk anda kabul edilip Türkiye, Irak’ta olsaydı, Irak’ın durumu böyle olmazdı. 1 Mart tezkeresi ilk anda geçseydi, Türkiye masada olacaktı. O zaman Bush (ABD Başkanı), benimle yaptığı görüşmelerde bir ricada bulundu. Ama maalesef biz kendi arkadaşlarımızın yanlışıyla baş başa kaldık.”
346 vekilden 264 evet
Erdoğan’ın bu sözleri, akıllara ‘adres kim?’ sorusunu getirdi. Abdullah Gül’ün Başbakan olduğu 58. Hükümet, 25 Şubat 2003’te TBMM’ye “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması için Hükümet’e yetki verilmesine ilişkin başbakanlık tezkeresi” başlıklı bir tezkere göndermişti. Tezkerede, en fazla 62 bin yabancı askeri personelin 6 ay süreyle Türkiye’de bulunması öngörülüyordu. Yabancı kuvvetlerin hava unsurları 255 uçak ve 65 helikopteri aşamayacaktı. Oturuma 533 milletvekili katıldı, 58. Hükümet 346 oyla güvenoyu aldığı halde, tezkere oylamasında 250 ret, 264 kabul ve 19 çekimser oy kullanıldı. O anda TBMM Genel Kurulu’nda bulunan milletvekillerinin salt çoğunluğu 268’di. Evetçi 264 vekil, salt çoğunluğu yakalayamadığı için tezkere reddedilmişti. 3 Kasım 2002 seçiminde 363 vekil çıkaran AK Parti’de tezkere oylamasında 99 fire yaşanmıştı.
Destekleyenler cephesi
Müzakereler 57. Hükümet döneminde merhum Bülent Ecevit’in Başbakanlığı sırasında başlamıştı. Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu ile dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hilmi Özkök de tezkerenin geçmesinden yanaydı. Kıvrıkoğlu, dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e sunduğu raporda ‘avantajlar’ bölümüne 3 sayfa, ‘Türkiye’nin dezavantajları’ bölümüne ise sadece iki paragraf koymuştu.
3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra konu AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın masasındaydı. Erdoğan, o tarihte yasağı nedeniyle milletvekili olamamıştı. Ancak tezkerenin geçmesi için yoğun mesai içindeydi. Dönemin Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış ve Ekonomiden sorumlu Bakan Ali Babacan, tezkere geçmesi halinde ABD’nin sağlayacağı ekonomik desteğin resmi pazarlığını yürütüyordu. Erdoğan’ın danışmanları Ömer Çelik, Egemen Bağış ve Cüneyd Zapsu ise George W. Bush ekibiyle gayri resmi bir pazarlık içindeydiler.
AKP’deki ANAP’lılar kanadı da tezkerenin geçmesinden yanaydı. Adalet Bakanı Cemil Çiçek, gönüllü görünmeyen Başbakan Abdullah Gül’e konuyu MGK’ya götürme tavsiyesinde bulunmuştu.
İtiraz edenler cephesi
Tezkereye net bir şekilde karşı çıkan en önemli isim Ahmet Necdet Sezer olmuştu. Sezer, kendisini ziyaret edip, ABD’nin TSK’ya 2.5 milyar dolarlık hibe askeri destek sağlayacağını söylemesine rağmen geri adım atmamıştı. Sezer, Gül’ün “MGK tavsiye kararı alsın” isteğini de geri çevirmişti. Başbakan Gül’ün tezkere konusundaki tavrı net değildi. Sezer’den ve MGK’dan tezkere için destek isteyen Gül, tezkereyi istemeyenlerin de yolunu açmayı seçti. Tezkerenin görüşüldüğü 1 Mart 2003 günü, parti grubuna “Kararınızı vicdanınızın sesine göre vereceksiniz” diye seslendi. Gül’ün tezkere tavrını en net ortaya koyan ise danışmanı Ahmet Sever oldu. Sever, “Abdullah Gül ile 12 yıl” adlı kitabında Erdoğan’ın, tezkerenin geçmesinin ülke menfaatleri açısından daha doğru olacağını düşündüğünü, Gül’ün ise endişeli olduğunu aktardı. Sever, Gül’ün tavrını yansıtmak için kitabında şu çarpıcı anekdota yer verdi: “Gül, bir sabah danışmanlarına şöyle dedi: Dün gece bir kâbus gördüm. Rüyamda Türkiye’den kalkan savaş uçakları Irak’ı bombalıyordu. Her tarafta parçalanmış çocuk cesetleri vardı. Kan ter içinde uyandım. Bir daha da uyuyamadım.”
Karşı olanlar Sezer ve Gül’le sınırlı değildi. Oylama öncesi Bakanlar Kurulu toplantısında bakanlar Hüseyin Çelik, Beşir Atalay, Mehmet Aydın, Ertuğrul Yalçınbayır, Bülent Arınç, Zeki Ergezen gibi isimler tezkereye sert sözlerle karşı çıktı.
Sever'in aktardığı anekdot
Tezkereye karşı çıkan isimlerden biri de o tarihlerde Gül’ün Dışişleri danışmanlarından olan Ahmet Davutoğlu idi. Davutoğlu ile Erdoğan’ın ABD ile görüşmeleri yürüten danışmanlarından Ömer Çelik arasında bir tezkere tartışması yaşandığı da tarihe düşülen notlar arasında.
Kıvrıkoğlu’ndan bayrağı devralan Özkök tezkereyi desteklese de komuta kademesinde görüş ayrılığı oluşmuştu. Bazı komutanlar tezkereye karşı çıkıyordu. 1 Mart 2003 günü Milliyet gazetesinin manşeti “asker rahatsız” başlığını taşıyordu ve yıllar sonra dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman ve ekibinin tezkereye karşı çıktığı anlaşıldı.