Gündem

'Erbakan Hoca gelse 'sizi gidi ölü seviciler' derdi'

Hüseyin Çelik, muhalefet partilerinin merhum Başbakan Necmettin Erbakan'a dair sözlerini değerlendirdi...

01 Mart 2012 21:13

 

T24 - AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, muhalefet partilerinin merhum Başbakan Necmettin Erbakan'a ilişkin değerlendirmelerini "Erbakan hoca mezarından kalksa bu muhalefete 'Sizi gidi ölü seviciler sizi' derdi" sözleriyle eleştirdi.
 
 
AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, gündemdeki konulara ilişkin AKP Genel Merkezi’nde bir basın toplantısı düzenledi. Fransa’da Anayasa Konseyi'nin İnkar Yasası’na ilişkin verdiği iptal kararını değerlendiren Çelik bu gelişmenin sevindirici ve önemli olduğunu belirterek "Fransa'da bir kez daha aklıselimin, sağduyunun, ilmin var olduğu ortaya kondu.Fransa'nın 'Sarkozistan' olmadığı tescil edilmiş oldu” dedi. Çelik açıklamasında CHP’nin geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen olağanüstü kurultaylarına da değinerek şunları söyledi: 
 
“CHP, olağanüstü kurultaylarla anılan bir partidir. Bir kurultay yetmedi, iki kurultay yaptı yani çifte kurultay yaptı. Bunun hayırlı olmasını diliyorum, Türk demokrasisi ve çok partili hayatı açısından bunun önemli olduğunu ifade etmek istiyorum. Çünkü partiler, demokrasinin olmazsa olmazıdır. Anamuhalefet partisi her ülkede değerlidir. Çifte dikiş olmadan da CHP nedense bu işleri yapamıyor. Sayın Önder Sav ve onunla birlikte hareket eden muhaliflerin ‘CHP’de ideolojik sapma ve kayma’ tezini ortaya atınca, Sayın Kılıçdaroğlu, bir sapma olmadığını, özellikle ideolojik kayma olmadığını göstermek için CHP’nin özgeçmişine sahip çıkma, tek partili dikdatörya dönemindeki bütün icraatlarını savunma gibi bir refleks sergiledi.” 
 
 

'CHP'nin özgeçmişini işveren yeterli bulmadı'

 
Çelik, CHP Lideri’nin “Demokrasinin ehliyet sahibi biziz. Şanla şerefle dolu tarihimiz var” sözlerine de değinerek “Bir benzetme yapıyor;‘Bir şahıs özgeçmişe sahip olur, bunu götürüp işverene verir. O da özgeçmişe bakar, mülakata çağırır, mülakat sonrası işe alır ya da almaz' diyor. Ben Kılıçdaroğlu'nun bu metaforu üzerinden CHP'nin özgeçmişini irdelemek istiyorum. CHP'nin bir özgeçmişi vardır, CHP bu özgeçmişini işveren konumunda olan halka 62 senedir sunuyor ve arz ediyor. Halk 62 senedir CHP'yi mülakata alıyor, her seferinde ‘Sen işe alınacak yetenekte ve nitelikte değilsin’ diye CHP'yi reddediyor” diye konuştu. Çelik, CHP’nin çok partili hayatta sadece 1946'daki baskın, erken seçimi kazandığını anımsatarak “Uluslararası gözlemcilerin gözetiminde, hukuk denetimi altında yapılan hiçbir seçimde halk CHP'ye iktidarı vermemiştir. Yani işveren CHP'nin özgeçmişini tatmin edici, yeterli bulmamıştır” dedi. 
 
 

'Sizi gidi ölü seviciler sizi'

 
AKP Genel Başkan Yardımcısı Çelik, muhalefet partilerinin merhum Başbakan Necmettin Erbakan’a ilişkin değerlendirmelerini de eleştirdi. “Sağlığında Erbakan Hoca'ya hayatı zindan eden, sağlığında her yaptığıyla ve söyledikleriyle alay etmek gibi bir basitlik içine düşen bu zihniyet, ölümünden sonra yani kendileri için bir rakip olmaktan çıktıktan sonra övgüler düzüyorlar” diyen Çelik şöyle devam etti: 
 
“Menderes'i idam ettireceksiniz sonra oğlunu ziyaret edip, Menderes ailesine yönelik güzel şeyler söyleyeceksiniz. Buna timsah gözyaşı denir. Erbakan hoca mezarından kalksa bu muhalefete ne der biliyor musunuz? Erbakan Hoca o malum üslubuyla bunlara her halde şunu der: 'Sizi gidi ölü seviciler, sizi gidi ölü seviciler.” 
 
 

'Şizofrenik hayaller'

 
28 Şubat’ın AKP’yi iktidara getirmek için düzenlendiği yönündeki iddialara da yanıt veren Çelik “Sayın Kılıçdaroğlu o kadar ileri gitti ki Sayın Başbakanın hapse girmesi de bunun için tasarlanmış. Buna şizofrenik hayaller denir. Şunu diyebilirsiniz. Her darbeden sonra halk toplum mühendislerine, darbecilere ki burada darbeyi yapan zihniyet CHP’nin fikri kardeşidir, tepkisini darbecilere, kendisini reşit kabul etmeyenlere karşı gereken dersi veriyor. 2002'de AK Parti'nin iktidara gelmesinde, 28 Şubatçılara karşı, elbette bu toplum mühendislerine halkın ders verme arzusu vardır. Ama sanki birileri biz iktidara gelelim diye söyleminde bulunmak eğer safdillik değilse art niyettir” diye konuştu. 
 
 

Murat 124'ün direksiyonuna  Schumacher'i de getirseniz'

 
AKP Sözcüsü Çelik, yeni CHP söylemleri ile ilgili de “Yeni bir CHP sunuyorlarsa halka, ülke meselelerine bakışının da değişmesi gerekir. Yoksa araba aynı şoförü değiştirseniz ne değişir. Onun için sayın Kılıçdaroğlu genel başkan olduğunda, ‘1974 model Murat 124’ün direksiyonuna Schumacher'i de getirseniz ondan başarı elde edemezsiniz. Temenni ederim ki bir daha Sayın Kılıçdaroğlu bu özgeçmişiyle övünmeyi ağzına almaz. Aksi halde CHP'nin özgeçmişini irdelemeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. 
 
 

'Kız çocuklarını okutmayan beyninin yarısını kullanamıyor'

 
Çelik açıklamalarının ardından soruları da yanıtladı. Meclis'te görüşülen 4+4+4 modeli ve ilköğretim yaşının bir yaş geriye alınmasıyla ilgili soru üzerine Çelik, “Çocuklar 6 yaşına geldiği zaman okula gitmek için sabırsızlanıyor. Hayatın dinamizmini ancak eğitimin dinamizmiyle sağlarsınız. Eğitim süreci de durağan değildir. Alt komisyonda çalışılmış bu süreç devam etmektedir. Kafa yormaya devam edeceğiz. En doğrusu bulunacak. Okul çağında geçen süremiz henüz arzu edilen seviyeye gelmiş değildir. Kız çocuklarının okullaşmasına özel önem verdik. Buna rağmen burada hedef tahtasına oturtulmamız hakkaniyetle bağdaşmaz. Kız çocuklarını okutmayan milletler beyninin yarısını kullanmıyor" diye konuştu. Kız çocuklarının evden eğitim göreceğine ilişkin eleştirilere de yanıt veren Çelik, "Evde eğitim pahalı bir eğitimdir. Rastgele herkes evde eğitim yapamaz. Özürlü yatağa bağımlılara evde eğitim veriyoruz. Basit olay değil ve açık öğretim eğitim tarzıdır. Temennimiz herkesin eğitim görmesidir. Eğitimde alternatifleri çoğaltmak her zaman iyidir. Alternatiflere yolu kapatmayalım" dedi. 
 
 

Merve Kavakçı'ya iade-i itibar

 
Çelik, Merve Kavakçı'ya iade-i itibar tartışmaları için ise şu değerlendirmede bulundu: 
“Ben Merve Kavakçı Meclis'ten gönderilmesi olayında milletvekiliydim. O sahneleri Türkiye artık görmeyecektir. Seçilip cezaevinde olanlara maaşları ödeniyor. Merve Hanımın da hakkı hukuku varsa bunu alabilmesi için cezaevi gerekmiyor. Hukuk herkese uygulanmalı.”