TÜİK açıklanan enflasyon verilerinin yurttaşlar tarafından iki kat daha yüksek hissedildiğini hesapladı. Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise Türkiye İstatistik Kurumu’nu (TÜİK)enflasyon verileri konusunda eleştirdi. ENAG, Türkiye İstatistik Kurumu’nun TÜİK'in hissedilen enflasyon açıklamasına, “Bu itirafın hukuki sonucu olacaktır” diyerek tepki gösterdi.
TÜİK 2023 yılının son enflasyon oranını yüzde 64.77 olarak açıklamasının ardından kurum içinde yaptığı sunumlarda hissedilen enflasyonun yüzde 129.4 olarak ölçtü.
TÜİK açıklanan resmi verilerle kurum içinde yapılan sunumlarda açıklanan hissedilen enflasyon ölçümünün kişilerin tüketim alışkanlığından kaynaklandığını belirtmişti.
"'Sunulan enflasyon’ ve ‘hissedilen enflasyon’ diye bir ayırım yok”
ENAG, TÜİK’in kurum içinde yaptığı sunumda paylaştığı bu veriye sosyal medya hesabından tepki gösterdi. ENAG açıklamasında, “Ekonomi literatüründe ‘sunulan enflasyon’ ve ‘hissedilen enflasyon’ diye bir ayırım yoktur” dedi.
"Tam anlamıyla bir itiraftır"
“TÜİK’in fiyat verileri halkın gelir seviyesi ile uyumunu kaybetmiş, halk bundan dolayı fakirleşmiştir” diyen ENAG, TÜİK’in hissedilen enflasyon açıklamasına ise, “Bu oranın TÜİK tarafından açıklanması ise tam anlamıyla bir itiraftır ve bunun hukuki sonuçları olacaktır” sözleriyle tepki gösterdi.
ENAG’ın X üzerinden yaptığı açıklamalar şu şekilde:
“Haber içeriklerinden elde ettiğimiz bilgilere göre, TÜİK 2023 yılına ait hissedilen enflasyonun %129,4 olduğunu açıklamış, kamuoyuyla paylaştığı resmi verilerle ‘hissedilen enflasyon’ farkın nedenini tüketim alışkanlıkları ve harcama kalıplarına bağlamıştır
Devletin veri tekelini bünyesinde taşıyan ve toplumsal hayatı doğrudan etkileyen TÜİK’in, bu veri farklılıklarının nedenlerini açıklarken, Enflasyon Araştırma Grubu’nu (ENAG) verileri yanlı sunan, siyasi amaçlı bir kuruluş olarak suçlamamıştır
Kamuoyunun bilmesi gereken çok önemli bir gerçek vardır.
Ekonomi literatüründe ‘sunulan enflasyon’ ve ‘hissedilen enflasyon’ diye bir ayırım yoktur. Dahası hissedilen enflasyon kavramı üniversitelerde gündeme bile gelmemektedir
Sadece fiyat ve enflasyon verilerini değil, fiyat verileri ile bağlantılı olan daha birçok veriyi de taraflı ve gerçek olandan farklı sunan güzide kurumumuz TÜİK’i yönetenlerin bilmesi gereken birkaç önemli konu vardır:
- TÜİK’in fiyat verileri halkın gelir seviyesi ile uyumunu kaybetmiş, halk bundan dolayı fakirleşmiştir
- Fiyat verileri ile reel hale dönüştürülen ekonomik büyüme oranları da gerçeği yansıtmamaktadır. Bu ise gelir paylaşımını bozmaktadır
- Hissedilen enflasyon oranı, literatürde yeri olmasa da, esas itibariyle günümüz Türkiyesi’nde genel fiyat endeksindeki değişimi birebir yansıtmaktadır
- Bu oranın TÜİK tarafından açıklanması ise tam anlamıyla bir itiraftır ve bunun hukuki sonuçları olacaktır'"