"Güçlü de olsa, zayıf da olsa Hilafetin büyük bir güç olduğunu" savunan Vahdet gazetesi yazarı Mehmet Şevket Eygi, "Osmanlı Hilafetinin tarihe karışmasından bu yana 90 sene geçti. Şimdi Siyonistler, emperyalistler, sömürgeci güçler, globalciler, kendilerine hizmet edecek fantoş (kukla) bir Halife türetmeye ve üretmeye çalışıyor" dedi. Eygi, "Hilafetin yıkılması Resulullah efendimize, Kur’ana, Ehl-i Sünnet ve Cemaat İslamlığına en büyük hıyanet olmuştur" ifadelerini kullandı.
Eygi'nin Vahdet'te "Hilafetsiz halifesiz başsız Müslümanlar" başlığıyla yayımlanan (30 Ocak 2015) yazısı şöyle:
Hilafetsiz halifesiz başsız Müslümanlar
İSLAM Hilafetinin yıkılmasında, Necid’de zuhur eden ve Müslümanların çoğunluğunu şirk ve küfürle suçlayıp, canlarını heder, mallarını helal kabul eden batıl ve bid’atçi mezhebin büyük rolü ve hıyaneti olmuştur. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem, Şama ve Yemen’e dua etmiş, orada bulunan biri, Necd’e de dua buyursanız deyince, istenen duayı etmemiş, Şeytanın boynuzu oradan çıkacaktır demiştir. Bu bozuk fırka ve ideoloji, İngiliz emperyalizminin ve Siyonistlerin aleti olmuştur.
Osmanlıların, birtakım hatâları olmuşsa da, İslama Şeriata Ehl-i Sünnete Hilafete samimî şekilde bağlı idiler ve ihlasla hizmet ediyorlardı.
Hilafet yıkıldıktan sonra İslam dünyası başsız kaldı.
Ortadoğu, haritaları kolonyalist devletler tarafından cetvelle çizilmiş bir yığın sun’î devlete ayrıldı. 1948’de Filistin’de İsrail devleti kuruldu.
Hilafet gittikten sonra Ümmet birliği de yıkıldı. Hilafet varken, başka devletlerin hakimiyetindeki Müslümanlar, cuma günlerinde camilere Osmanlı bayrağı çekiyordu.(Mesela Hint okyanusundaki İngiliz kolonisi Mauritius adasında…) Kenyada cuma hutbelerinde Sultan Abdülhamidin ismi zikr ediliyor, ona dua ediliyordu. Kütüphanemde Bombayda basılmış Arapça, İngilizce, Urduca bir kitap var. Sultan Abdülhamidin 25’inci cülus yıldönümünde Hindistan Müslümanlarının Halife hazretlerine bağlılıklarını ifade eden telgraflar ve yazılar yer alıyor. Bombay Osmanlı konsolosluğuna gönderilmiş…
Hilafetin yıkılması Resulullah efendimize (Salat ve selam olsun ona), Kur’ana, Ehl-i Sünnet ve Cemaat İslamlığına en büyük hıyanet olmuştur.
Güçlü de olsa, zayıf da olsa Hilafet büyük bir güçtü.
Halifesiz ve Hilafetsiz İslam alemi, ipi kopmuş bir tesbihin taneleri, şirazesi dağılmış bir kitabın sahifeleri gibi darmadağınık olmuştur.
Osmanlı Hilafetinin tarihe karışmasından bu yana 90 sene geçti. Şimdi Siyonistler, emperyalistler, sömürgeci güçler, globalciler, kendilerine hizmet edecek fantoş (kukla) bir Halife türetmeye ve üretmeye çalışıyor. Allah onlara fırsat vermesin.
Şer güçleri Hilafeti kaldırdıkları gibi Müslümanların büyük kısmından Ümmet birliği ve Râşid İmam-ı Kebire biat ve itaat kavramını da kaldırdılar.
Son hakikî ve iktidarı olan Halife Sultan Abdülhamid hazretleri idi. Ondan sonra gelen Sultan Reşad Jön Türklerin ve İttihadçı eşkıyanın elinde oyuncak oldu. Sultan Vahidüddin başa geçtiğinde devlet Birinci Dünya savaşında yenilmişti, yıkılma başlamıştı.
Katoliklerin Papası, İngiltere Anglikan kilisesinin Canterbury Başpiskoposu, Masonların Büyük Üstadı, Tibet Budistlerinin Dalay Laması, Yahudilerin Sefarad ve Eşkenaz Başhahamları, her dinin, her mezhebin, her cemaatin bir lideri ve büyüğü var da; Ümmetin, İslam aleminin niçin bir Halifesi yok sorusunu sormayan birtakım cahil, gafil, uyuşuk, uyurgezer Müslümanların haline kadar üzülsek ve acısak yeridir.