Ekonomi

EMO: Ekonomik kaynaklar gereksiz harcanıyor 

İstanbul, 13 Ocak (DHA) - Türkiye`nin kurulu gücünün 2017 yılında yüzde 8

13 Ocak 2018 20:06

İstanbul, 13 Ocak (DHA) - Türkiye`nin kurulu gücünün 2017 yılında yüzde 8.5 artarak, 85 bin 200 megavata (MW) ulaştığını duyuran Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) tarafından yayınladığı yazılı açıklamada, artışın, ülkenin ekonomik kaynaklarının gereksiz harcandığını gösterdiğine işaret etti.
EMO tarafından yapılan açıklamada, elektriğin \"piyasa\" koşullarını aşan doğal kısıtları dikkate alındığında, özellikle üretildiği anda kullanım zorunluluğu nedeniyle, duran bir yatırımın ülke ekonomisi için zarar oluşturduğunun altını çizildi ve şöyle denildi:
“Türkiye`nin elektrik tüketimi 2006 yılında 174.6 milyar kilovat saat iken yüzde 59.92 artışla 2016 yılında 279.3 milyar kilovatsaate çıkmıştı. Aynı 10 yıllık dönemde yüzde 93.51 artışla 2016 yılsonunda kurulu güç 78 bin 497 MW olmuştu.
“Türkiye Elektrik İletim A.Ş.’nin (TEİAŞ) son verisine göre 2017 yılında kurulu güç, bir önceki yıla göre yüzde 8.5 artışla 85 bin 200 MW`a çıkmıştır. Böylece 2007 yılında 40 bin 835.8 MW olan kurulu güçte 2017 yılsonuna gelindiğinde 10 yıllık artış yüzde 108.6`ya ulaşmıştır. Kurulu güç artışı 1997-2007 yıllarını kapsayan 10 yıllık dönemde ise yüzde 86.5, 1987-1997 yıllarını kapsayan 10 yıllık dönemde ise yüzde 75.2 olmuştur. Her yıl için geriye dönük 10 yıllık kurulu güç artışına bakıldığında da 1996-2016 arasındaki hiçbir yılda bu oran yüzde 100`e ulaşmamaktadır. Hatta 10 yıllık kurulu güç artışının yüzde 90`ı geçtiği yıllar, yalnızca 2006 ve 2016 olmuştur. Yani piyasacı, yandaş sermayeyi gözeten teşvikçi dönemde elektrik üretimine gereksiz yatırımlar yapılmış ve elektrik piyasası şişirilmiştir.
“Henüz lisanssız üretim-tüketimin dahil olduğu Türkiye geneli 2017 verileri açıklanmamış olmakla birlikte, kurulu güç artışı ile elektrik tüketim artışı arasında 2006-2016 arasında oluşan makasın 2017 yılında da açılmaya devam edeceği görünmektedir. Yük Tevzi Sistemi`nin verilerine göre lisanssız üretim-tüketim hariç olmak üzere geçen yıl elektrik tüketimi 289 milyar 975 milyon kilovat saate ulaşırken; en yüksek tüketim 27.7 milyar kilovat saat ile Temmuz ayında yaşanmıştır. En düşük tüketim ise 21.95 milyar kilovat saat ile Nisan ayında kaydedilmiştir. Geçen yıl en yüksek puant talebi, 26 Temmuz saat 14.40`da 47 bin 659.65 MW olarak gerçekleşmiştir. En yüksek puant talebi ve kurulu güç üzerinden hesaplanan kurulu güç yedeğine bakıldığında; Türkiye`nin 2017 yılsonunda yüzde 78.77`lik kurulu güç yedeği oluşmuştur. Bu yedek güç; TEİAŞ`ın 2017-2021 Üretim Kapasite Projeksiyonu`nda ortaya konulan yüzde 69.2`lik öngörüsünün yaklaşık 9.6 puan üzerindedir.
“Santral yatırım kararlarının alınmasında ülkenin elektrik talep artışı kadar kurulan santralın emreamadeliği ve kapasite kullanımı da önemlidir. Emreamadeliği etkileyen unsurlar arıza, bakım ve yakıt yetersizliği olarak özetlenebilir. Kapasite faktörü ise bir santral için daha en başında yatırım kararı verilmesinde önemli bir etkendir. Kapasite faktörü santralın ekonomik olarak verimli olup olmadığı konusunda belirleyici olmaktadır. Bu çerçevede kapasite kullanımı açısından bakıldığında Türkiye`de plansız bir kurulu güç artışına gidilirken, kullanılmayan dolayısıyla da ekonomik olarak verimsiz bir kapasite ortaya çıkarılmış durumdadır.
“Uluslararası düzeyde yüzde 85-90`larda kabul gören doğalgaz santralları kapasite oranı Türkiye`de yüzde 46`lara, kömürde yüzde 75-85 yerine yüzde 49`lara düşmüştür. Barajlarda yüzde 50-60 yerine yüzde 27`ler, yüzde 40-60 olan akarsu santrallarında yüzde 32-33, yüzde 80-90 bandında olan jeotermalde yüzde 64`ler civarında kapasite kullanım oranı söz konusudur. Bunlara karşılık rüzgar ve ithal kömürde uluslararası kriterlere yaklaşılmıştır. Uluslararası kabul edilen kapasite oranı yüzde 75-85 aralığında olan ithal kömürde yüzde 73-74, yüzde 35-40 olan rüzgarda da yüzde 33`ler civarında kapasite kullanımı söz konusudur.
“Elektrik alanında planlamanın rafa kaldırılması, halkımıza ya elektrik kesintisi ya da gereksiz yapılan yatırımların bedeli olarak ödetilmektedir. Bugün piyasalaştırılan enerji sektörünün dış borçlar yoluyla yatırımlar gerçekleştirdiği, kur artışıyla da ülkenin borç batağı içerisinde önemli bir yere sahip oldukları bilinmektedir. Bu batağın daha fazla derinleştirilmemesi ve kurutulabilmesi için elektrik alanında kamu yararını gözeten bir planlama anlayışının acilen gündeme alınması gerekmektedir. “

(Grafik/Tablo)