17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda da görev alan polislere yönelik sahur vakti yapılan operasyonda 109 kişi için yakalama kararı çıkartılırken Operasyon kapsamında kaçtığı iddia edilen 9 isim arasında yer alan İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görevli emniyet amiri İsmail Arslan, bugün ifade vermek üzere avukatıyla birlikte İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne geldi. İfade öncesi basına açıklamalarda bulunan Arslan, gözyaşları ile kaçmasının söz konusu olmadığı, şarka tayini çıktığı için 3 gün izin alıp ev kiralamaya gittiğini söyledi.
'Gürcistan'dan dönüp ifadeye geldi'
Kaçma gibi bir niyetinin olması durumunda kendi isteğiyle ifade vermeye gelmeyeceğini belirten Arslan, “Kaçtı diye bir şey yok, zaten halen istihbarat şubede görevliyim, üç gün izin almıştım. Niye izin aldım, şark tayinim çıktığı için, şarka tayin oldum. Ev kiralamak için gittim. Gittiğim gün evde arama olduğu söylendi. Normal bir şey arama yapabilir arkadaşlar. Ve çağrıldık geldim. Ancak bugüne gelebildim. Bugün de avukatımla beraber geldim. Gidip arkadaşlarla görüşeceğiz. Teslim olacağız. Kaçma diye bir şey olmaz. Kaçma olsa ben Artvin'e gittim. Artvin'e uçaklar Gürcistan üzerinden gidiyor. Gürcistan'daydım. Öyle bir niyetim olsa gelmezdim, çünkü yurtdışındaydım. Öyle bir niyetimiz olsa gelmezdik.” dedi.
'Biz hak hukuk çerçevesinde ne yapmışsak onu yaptık'
Kendilerine zulüm yapıldığını vurgulayan emniyet amiri Arslan, zalimin zulmü arttıkça mazlumun izzetinin artacağını ifade etti. Hukuksuz bir işlem yapmadığını ve kendinden emin olduğunu vurgulayan Arslan duygularını şöyle dile getirdi:
“Biz hak hukuk çerçevesinde ne yapmışsak onu yaptık. Ben 11 yıl yatılı okullarda okudum. Ranzalarda büyüdüm. Devlet terbiyesiyle büyüdüm. Büyüklerim gel diyor geliyoruz. Takdir onların. Yüce mahkeme artık nasıl takdir ederlerse saygımız var. Gidip teslim olacağız. 14 yıldır PKK ile mücadele ediyorum. PKK'dan yaptığımız başarılı çalışmalardan sonra galiba ödül verecekler. Bu ödül de namusumuz gibi belimizde taşıdığımız silahımız ve kelepçemiz. Kelepçemizi biraz da bileklerimizde taşıyacağız. Bu bizim şerefimizdir. Biraz da bakalım bileklerimizde dursun kelepçelerimiz. Mevla’m görelim neyler, neylerse güzel eyler. Yapılan şeylerle ilgili de çok fazla bir şey söylemek istemiyorum. Zulüm yapılıyor açıkçası. Zalimiz zulmü arttıkça mazlumun izzeti artar. İnşallah böyle olur. Kendimden eminim. Yıllarca burada hep beraber çalıştık. Bizi çağıran abilerimizle de beraber çalıştık. Hala çalışıyorum ben. Bir aya kadar PKK masasında çalışıyordum. Koşturduk. Bunun da karşılığı buymuş demek ki. Gideceğiz, ifademizi vereceğiz. Ne isnat edecekler bilmiyoruz. Hakkımızda Allah hayırlısını eylesin. Teşekkür ediyorum.”