Gündem

Emine Erdoğan: Eğer kadınların hak ettikleri gibi insana yakışır bir hayat sürmelerini istiyorsak, önce savaşları durduralım

"Tüm kurumlarımız, ama’sız, fakat’sız, hiçbir bahaneye geçit vermeden, şiddete “sıfır tolerans” ilkesiyle, kadına yönelik şiddete yaklaşıyor ”

08 Mart 2022 17:30

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, ”Böyle önemli bir günde, kadınların ve tabii çocukların, savaşlardan orantısız etkilendikleri gerçeğinin altını çizmek istiyorum. Gerek Ukrayna’da, gerek dünyanın birçok mazlum coğrafyasında savaşlar kadınların ve çocukların hayatlarını yok etmeye devam ediyor. Eğer kadınların hak ettikleri gibi insana yakışır bir hayat sürmelerini istiyorsak, önce savaşları durduralım" dedi.

Emine Erdoğan, Kadının Gücü Türkiye’nin Gücü Programında konuştu.

Kadınların toplumların kalkınmasının ana aktörleri olduğunu ifade eden Emine Erdoğan, “Bugün dünya nüfusu, yaklaşık olarak 7.9 milyara dayandı. Bu nüfusun yarısını, kadınlar oluşturuyor. Ülkemizde de, 85 milyonluk nüfusumuzun yarısı, kadındır. Kadınlarımız, toplumsal hayatın ve ailelerimizin olduğu kadar, kalkınmanın da, ana aktörleridir. Kalkınma dediğimiz kavram, bugünün dünyasında yalnızca, fiziksel kalkınmayı değil, toplumsal ve sosyal kalkınmayı da içine alan, geniş bir çapa ulaştı. Dolayısıyla, kadınların güçlendirilmesi, sürdürülebilir kalkınma için, bir zarurettir. Kadınların sosyal hayatta, iş hayatında veya akademik hayatta karşılaştıkları engellerin kaldırılması, ortak çabamız olmalıdır” dedi.

"Kadına yönelik şiddet, insanlığa karşı işlenmiş, en ağır suçlardan biridir"

Hükümetin tüm kurum ve imkanlarıyla, kadınların her alanda aktif rol almaları için, kapsamlı çalışmalar yürüttüğünü söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu: 

"En başta, kadınların, insan onuruna yakışan bir hayat sürmeleri, hak ve fırsatlardan eşit yararlanmaları için türlü destek mekanizmalarıyla, kadınların yanında yer alıyor. Güçlü bir ülke; güçlü bir aile kurumu ve güçlü kadınları olan ülkedir. Biz, kadını ve erkeğiyle bir milletiz. Milletimiz için koyduğumuz hedefleri de, kadın ve erkek omuz omuza, dayanışma içinde gerçekleştireceğiz. Dolayısıyla, kadınların karşılaştıkları her türlü soruna, kalıcı ve dönüştürücü çözümler sunmalıyız. Hükümetimiz bugüne kadar, reform niteliğinde düzenlemeler gerçekleştirdi. Kadınların haklarının korunması için, güçlü bir hukuksal ve idari altyapının temellerini attı. Bu temelin üzerine, her gün yeni başlıklar ekleniyor. Kadınların, geleceğe ümitvar bakabilmelerini istiyoruz. Her şeyden önce, kadına yönelik şiddetle mücadele, en önemli gündem maddemizdir. Kadına yönelik şiddet, insanlığa. karşı işlenmiş, en ağır suçlardan biridir. Tüm kurumlarımız, ama’sız, fakat’sız, hiçbir bahaneye geçit vermeden, şiddete “sıfır tolerans” ilkesiyle, konuya yaklaşıyor ”

Aile ve Sosyal Hizmetler, İçişleri ve Adalet Bakanlıklarının, yoğun bir mesai ve koordinasyon içinde olduklarını belirten Erdoğan, "Dünyanın her yerinde yaygın olan ve toplumsal bir hastalık kabul ettiğimiz, kadına yönelik şiddetle mücadelede, örnek uygulamalar ortaya koyuyorlar. Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi ŞÖNİM, 81 ilimizde, 7/24 esasına göre, hizmet veriyor. 2002’de 283 kişi kapasitesi olan, 11 Kadın Konukevi, bugün 3 bin 624 kişi kapasitesiyle, 149’a çıkmıştır. Kadın Acil Destek Uygulaması KADES, İtalya’da gerçekleşen, 2021 Akdeniz Parlamenter Asamblesi Ödül Töreni’nde, ödüle layık görüldü. KADES üzerinden yardım çağrısı alan polis ve jandarmamız, en hızlı şekilde, mağdur kadının yardımına koşuyor. Bugün yaklaşık 3.3 milyon kişi, KADES’i telefonuna indirmiş durumda. Burada tek tek sayamayacağımız, titizlikle tasarlanmış ve yürürlüğe konmuş birçok hizmet, kadınları güvence altına alıyor.


Hükümetimiz, tek bir şiddet mağduru kalmayana kadar, kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda, büyük bir kararlılık içindedir" açıklamasında bulundu.

"Bu konuya, mutlaka cinsiyet adaleti nazarıyla yaklaşmalı, iş ve aile hayatını, çatışmalı bir alan olmaktan kurtarmalıyız"

Kadınların iş gücüne katılım oranlarının artış gösterdiğine dikkat çeken Erdoğan, "Son rakamlara baktığımızda, 2002 yılında yüzde 27.9 olan, kadınların iş gücüne katılma oranı, 2021 Aralık itibarıyla, yüzde 33.6’ya yükseldi. Kadın istihdam oranı, yüzde 25.3’ten, yüzde 29’a çıktı. Kayıt dışı çalışan kadın oranı, yüzde 72.5’ten, yüzde 33.8’e geriledi. Hükümetimiz, hayata geçirdiği, evde bakım desteği, doğum izni düzenlemeleri, kreş desteği gibi uygulamalarla, iş ve aile hayatı arasındaki hassas dengeyi, koruyor. Bu anlamda, kadınların aile hayatına yönelik, rahatlatıcı uygulamaların, tüm sektörlerde yaygınlaşmasını diliyorum. Bu konuya, mutlaka cinsiyet adaleti nazarıyla yaklaşmalı, iş ve aile hayatını, çatışmalı bir alan olmaktan kurtarmalıyız. Bununla birlikte, bildiğiniz gibi kalkınma politikaları, toplumsal değişimi de hedefliyor. Kadın ve erkek arasındaki okullaşma oranı farklarının giderilmesi, kadınların, istihdamdan, ekonominin güçlü aktörleri olmasına kadar, birçok kazanımın ilk adımıdır. Bu konuda birçok kampanya düzenliyoruz. “Haydi Kızlar Okula”, “Ana-Kız Okuldayız” gibi kampanyalarla, kız çocuklarının ve kadınların eğitimini, çok yönlü destekliyoruz" dedi.

"Kadınların ışığının, tüm karanlıkları aydınlattığı, bir dünya diliyorum"

Savaş'ın kadınlar ve çocuklar üzerinde olan etkilerinin daha fazla olduğuna dikkat çeken Erdoğan, "Sözlerime son vermeden, böyle önemli bir günde, kadınların ve tabii çocukların, savaşlardan orantısız etkilendikleri gerçeğinin altını çizmek istiyorum. Gerek Ukrayna’da, gerek dünyanın birçok mazlum coğrafyasında savaşlar kadınların ve çocukların hayatlarını yok etmeye devam ediyor. Eğer kadınların hak ettikleri gibi insana yakışır bir hayat sürmelerini istiyorsak, önce savaşları durduralım. Bu duygularla sözlerime son veriyorum. Tüm kadınların, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum. Kadınların ışığının, tüm karanlıkları aydınlattığı, bir dünya diliyorum" açıklamasında bulundu.


Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık ise Kadınların potansiyelini yansıtabileceği projelere öncelik verildiğini belirterek, şöyle devam etti: 

"Bugün Bakanlığımız bünyesinde yaptığımız kadın çalışmalarıyla aslında kodlarımızda yer alan bu gücü ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Hani deniyor ya bizim yaptığımız bir takım çalışmaların bunun bizim tarihimizde, kültürümüzde, inancımızda yeri yok, ayrımcılık yapıyorsunuz. Hayır tam da kültürümüzde, tarihimizde, inancımızda yeri olan bize böyle davranmamız gereken öğretiyi yerine getiriyoruz. Tam da yapmamız gereken şeyi yapıyoruz. Bu yüzden bugün programımızın adını “Kadının gücü, Türkiye’nin gücü” olarak koyarken bunu düşünerek hareket ettik. Kadınların statüsünün güçlendirilmesi için eğitimden ekonomiye, hukuki haklardan istihdama kadar birçok başlıkta çalışmalar yürütüyoruz. 20 yılda Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde kararlılıkla nasıl çalıştığımızı hazırladığımız filmimizde belli başlıklar halinde sizinle paylaştık. Farklı kurum ve kuruluşların işbirliği ile projeler gerçekleştiriyor, ülkemizin gelişiminde önemli bir kaynak olan kadınlarımızın potansiyellerinden daha fazla faydalanmak üzere çalışmalar yapıyoruz"