Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak kabul etmesinin ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Filistin meselesiyle ilgili olarak kullandığı “İsrail terör devletidir” ifadelerini eleştiren emekli büyükelçi Yalım Eralp, “Devletlere terör devleti demek doğru değildir. Bir devlet barışçı olmayabilir. Ama terör devleti sıfatını taktığınız zaman orada sizin bulunmamanız lazım. Bazı cümlelerin diplomaside sonuçları olur” dedi.
Eralp, “Türkiye, Filistin politikasına tabii önem vermeli ama Türkiye Arapların meselesini milli mesele addetmemeli diye düşünüyorum. Taraf olmamalı. Görüş beyan etmeli, yani Fransızlar da gayet sert bir şekilde Trump’ın Kudüs’ü başkent ilan etmesine karşılar. Ama bu Fransa’nın milli meselesi değil. Bu Türkiye’nin milli meselesi değil. Bu uluslararası camianın meselesi” diye konuştu.
ABD’deki Türkiye Büyükelçiliği'nde müsteşar ve elçi müsteşar olarak görev yapan, Hindistan Büyükelçiliği görevini 5 yıl yürüten Yalım Eralp’in T24’e yaptığı değerlendirmeler şöyle:
- İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) Doğu Kudüs’ü Filistin’in başkenti olarak ilan etmesi uluslararası bir etki yaratabilir mi?
Zaten Avrupa Birliği de aynı şeyi söylüyor. Yani “Kudüs’ün bir tarafı İsrail’in, öbür tarafı Filistin’in başkenti olsun” diyor. Ve doğrusu da bence budur. Bu kararı veren ülkelerin kararın arkasında durmalarına bağlı. İİT’deki birçok ülke, çoğu kez bir karara imza atıp uygulamıyor. Sıkıntı orada.
- İstanbul’daki İİT toplantısına sadece 16 ülkenin lider seviyesinde katılması bize bir şey anlatıyor mu?
Bence o teşkilatın zaafını gösteriyor. Bu konuya İslam ülkeleri, Avrupa Birliği ve Türkiye kadar önem vermiyor. Ayrıca bu konu Türkiye’nin milli meselesi değildir. Bu konu uluslararası camianın meselesidir.
- Cumhurbaşkanı’nın kullandığı “İsrail terör devletidir” sözünün diplomasideki karşılığı nedir?
Devletlere terör devleti demek doğru değildir. Bir devlet barışçı olmayabilir. Ama terör devleti sıfatını taktığınız zaman orada sizin bulunmamanız lazım. Bazı cümlelerin diplomaside sonuçları olur.
- Bu sözlerin sonucu ne olur?
Ben böyle bir ifade kullanmazdım doğrusu. “İsrail’e barışa hizmet etmiyor” dersiniz. Şunu dersiniz, bunu dersiniz. Terör devleti dediğiniz zaman o devletle ilişkide bulunmamanız lazım.
- Batı basınında Erdoğan’ın kendisini Filistin davasının bir numaralı savunucusu (şampiyonu) olarak gördüğünü yazdı dün. Buna katılıyor musunuz?
Türkiye, Filistin politikasına tabii önem vermeli ama Türkiye Arapların meselesini milli mesele addetmemeli diye düşünüyorum. Taraf olmamalı. Görüş beyan etmeli, yani Fransızlar da gayet sert bir şekilde Trump’ın Kudüs’ü başkent ilan etmesine karşılar. Ama bu Fransa’nın milli meselesi değil. Bu Türkiye’nin milli meselesi değil. Bu uluslararası camianın meselesi.
- Mavi Marmara sonrası bozulan ilişkiler onarılma yoluna girmişti. Kudüs sonrası yeniden Mavi Marmara krizinin yaşandığı döneme geri dönülür mü?
Yaşanır mı, yaşanmaz mı bilmiyorum. Bu biraz da Türkiye’nin ne kadar ön alıp almayacağına bağlı. Milli mesele haline getirirse tabii İsrail’le ilişkiler etkilenir.
- Ön almakla kast ettiğiniz Filistin meselesini milli dava haline getirmek mi?
Milli mesele haline getirince davanın şampiyonu oluyorsun. Davanın şampiyonu olursanız ön almış oluyorsunuz. Ön aldığınız zaman bu ister istemez bir ölçüde sizi ABD ve İsrail’le karşı karşıya getiriyor. Halbuki uluslararası camianın içinde yer alır ve baskı yaparsanız, bu daha anlaşılır bir şeydir.
- Türk – Amerikan ilişkilerinin de inişli çıkışlı olduğu bir dönemde Kudüs’te bu tonda yürütülecek bir siyasi ilişkileri nasıl etkiler?
Bu da bundan sonra bu konuda Türkiye’nin ne kadar ön alıp almayacağına bağlı.