HDP Diyarbakır Milletvekili, Meclis Cezaevi Alt Komisyonu Üyesi Sibel Yiğitalp, olağan denetim kapsamında inceme yaptıkları Elazığ T Tipi Cezaevi’nde anneleriyle birlikte kalan çocukların mama, süt gibi gıdalara erişmelerinde sorunlar bulunduğunu söyledi. Cezaevine nakil olan LGBT’lilerin gelir gelmez darp edildiklerini ve sözlü hakarete maruz kaldıklarını ifade ettiklerini de aktaran Yiğitalp, tutuklu ve hükümlülere yönelik 'kıyafet kısıtlaması' bulunduğunu ve gezdikleri koğuşların oldukça soğuk olduğunu da sözlerine ekledi.
Cezaevindeki tutuklu ve hükümlülerin 'tek tip kıyafet uygulamasına' tepki gösterdiklerini belirten Yiğitalp, “'Bize tek tipi dayatırlarsa, biz her şeyi göze alır, ölümü de göze alır, bu kıyafetleri giymeyiz' dediler” ifadelerini kullandı.
"Kadın tutuklu ve hükümlüler ciddi sıkıntı yaşıyor"
"Yeni açılan bir cezaevi olmasından dolayı birtakım sorunların varlığının yanında, Elazığ da kadın tutuklu ve hükümlülere yönelik ciddi sıkıntılar olduğunu gözlemledik. Kadın tutuklu ve hükümlülerin kaldığı bölümlerle ilgili daha önceden komisyona bildirilen başvurular da mevcuttu.
"Elazığ T Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda; 1.082 erkek, 127 kadın ve 34 çocuk olmak üzere toplam 1.243 kişi bulunmaktadır. Tutuklu, hükümlü ve hükümözlü olmak üzere toplam 1.209 mahkûm vardır. Genel anlamda cezaevlerinde çok ciddi sıkıntılar bulunmaktadır. OHAL’le birlikte cezaevi yönetmelikleri ile verilen sınırsız yetkiler, ne yazık ki cezaevi yönetimlerinde kişisel, keyfi tutumların gelişmesine de kaynaklık sağlamıştır.
"Sadece iki kazak alınıyor; yıkama ve kurutma sorunu var"
"Tutuklu ve hükümlülerle yapılan görüşmelerde; bir giysi sınırlamasının söz konusu olduğu, tutuklu ve hükümlülere sadece iki kazak alındığı ve ne yazık ki bu insanların üçüncü bir kıyafetlerinin olmadığı bilgisi bizimle paylaşıldı. Yine kış koşulları sebebiyle zaten çok az sayıda sağlanan kıyafetlerin yıkanması ve kurutulması sorunu da aktarılmıştır.
"Çocukların beslenmelerine uygun gıda erişimi konusu çok acil çözüm bekliyor"
"Yoğun kış koşulları sebebiyle özellikle bazı koğuşlar oldukça soğuktu. Koğuşların hepsini gezemesek de, kimi koğuşlarda gördüklerimiz, resmin bütününü görebilmek açısından fikir verebilecek mahiyetteydi. Örneğin bazı koğuşlarda kalan tutuklu ve hükümlüler, yemeklerin iyi olmadığını ifade ettikten sonra asıl beslenme sorununu anneleriyle beraber cezaevinde kalan küçüklerin yaşadığını ifade etmişlerdir. Mesela koğuşların birisinde 2 yaşında bir çocuk vardı, bir başka koğuştaki iki anneden birinin 8-9 aylık bir bebeği, diğerinin ise 2 yaşlarında bir çocuğu vardı. Bu bebek ve çocuklar en temel insan haklarından birisi olan sağlıklı beslenme hakkına erişimde birtakım sorunlar yaşamaktadır. Annelerin çocukları için talep ettiği mama, süt vb. ihtiyaçlarının karşılanması konusunda sıkıntılar söz konusudur, başka bir deyişle çocukların beslenmelerine uygun gıda erişimi konusu çok acil çözüm beklemektedir.
"Yapmış olduğumuz gözlem ve incelemelerde, cezaevinde tutuklu veya hükümlü bulunan LGBTİ bireylerin de çeşitli sorunlarla karşı karşıya olduklarına ilişkin şikâyetleri söz konusu olmuştur. Örneğin, bir başka cezaevinden nakil olanlar gelir gelmez darp edildiklerini, sözlü hakarete maruz kaldıklarını ifade etmişlerdir.
Sağlık hizmetine erişimde sıkıntı
"Diğer taraftan cezaevinde tutuklu ve hükümlülerin sağlığa erişimde sıkıntı yaşadıkları söylenebilir. Cezaevi kampüsü büyük, tutuklu ve hükümlü sayısı fazla ve verilmeye çalışılan sağlık hizmetleri de yetersizdir. Örneğin cezaevinde bir diş ünitesi var ancak ilgili hekim belli zamanlarda gelmektedir. Bunun yanı sıra, psikolojik rahatsızlıkları bulunan ve hastaneye gitmek isteyen tutuklu ve hükümlüler de çok ciddi sıkıntılar yaşamaktadır.
"Bir başka dikkat çekilmesi gereken husus da, cezaevinde çalışan infaz koruma memurlarının tutumlarına ilişkin şikâyetlerdir. Bazı infaz koruma memurlarının tutuklu ve hükümlülere fiziksel ve sözlü hakaretlerde bulunduğu tarafımıza aktarılmıştır. Bununla birlikte cezaevi yönetimince söz konusu infaz koruma memurları hakkında soruşturma açıldığı yine komisyonumuza aktarılmıştır.
"Altını çizmekte fayda gördüğüm diğer konular da şunlardır: Açık görüşler iki ayda bir gerçekleştirilmekte ve görüş saatleri de en fazla yarım saat ya da 45 dakika olabilmektedir. Cezaevi çatısı altında her tutuklu ve hükümlü devlet güvencesi altındadır ve Devlet bu kişilerin ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüdür. Tarafımıza iletilen talep ve isteklerin genel anlamda insani ve vicdani olduğunu söylemekte fayda vardır.
"Hâlihazırda cezaevi kapasitelerinin en üst düzeyde olduğu, cezaevlerinde yaşanan ve ivedilikle çözüm bekleyen onlarca sorun söz konusuyken ne yazık ki bu sorunlara çözüm üretmek yerine tutuklu ve hükümlüler tek tip kıyafet dayatması ile karşı karşıya bırakılmıştır. Şunun altını çizmekte fayda var; bir taraftan Afrin’e operasyon yapıp Türkiye halklarını belirsiz bir sürece sokmak öte yandan tutuklu ve hükümlülere tek tip kıyafet uygulaması dayatmak kaosu derinleştirmekten öte bir anlam taşımamaktadır. Nitekim cezaevinde olan tutuklu ve hükümlü siyasi tutsaklar, tarafımıza ulaştırdıkları gerek mektuplarla gerekse de aileleri aracılığıyla net olarak şunu ifade etmişlerdir: “Bize tek tipi dayatırlarsa, biz her şeyi göze alır, ölümü de göze alır, bu kıyafetleri giymeyiz!