T24 - Libya'da başlayan 'Yeşil Devrim' Trablus’u sallıyor. Merkezî hükümet birçok kentte kontrolü kaybetti. İsyancılar tanklar ve ağır silahlar ele geçirdi. Libya’yı 42 yıldır yöneten Muammer Kaddafi’nin ülkeyi terk ettiği ileri sürüldü. Ancak dün gece Venezüella Dışişleri Bakanı Nicolas Maduro, Libya lideri Muammer Kaddafi'nin ''Trablus'ta görevinin başında'' olduğunu söyledi. Libya'nın başkenti Trablus'ta Kaddafi yandaşlarıyla hükümet karşıtı protestocular arasında geceboyu süren çatışmaların ardından durumun sakin olduğu haberleri geldi. Libya'da bir grup dini lider, halkı Kaddafi iktidarına karşı ayaklanmaya çağırdı. Ayaklanma altıncı gününde isyan Bingazi’de sonra başkente de Trablus’a da sıçradı. Yaşanan çatışmalarda 200-400 kişinin öldüğü haberleri geliyor. Libya Adalet Bakanı da yaşanan olaylar üzerine istifa etti.
Libya Hava Kuvvetleri’ne bağlı çift koltuklu iki savaş uçağının Malta’ya inişi, Kaddafi’nin ülkeden ayrıldığı söylentilerini güçlendirdi. Ancak dakikalar sonra İngiltere Dışişleri Bakanı Libya Lideri'nin Venezuela'ya gittiğini iddia etti. Venezuela hükümeti ise bu iddiayı yalanladı. El Cezire televizyonu göstericilerin üzerine uçaklardan ateş açıldığını duyurdu.
Görgü tanıkları anlatıyor: Bu bir katliam
Libya'da 4 bin Türk kurtarılmayı bekliyor!
Halk Kral İdris’in bayrağıyla sokakta
Paralı asker vahşeti aşiretleri birleştirdi
Gül: Libya'daki Türkler siyasi olaylara karışmamıştır
42 yıllık saltanatın sahibi Kaddafi
'Yeşil Devrim' Libya'yı karıştırdı, Kaddafi kaçtı mı
Sabah erken saatlerde silah sesleri duyulmuş ve bir kamu binası ateşe verildi. Ancak Trablus'taki BBC muhabiri durumun şimdilik kontrol altına alınmış göründüğünü söyledi.
Libya'nın Arap Birliği temsilcisi Abdül Münayim el Honi, kendi ifadesiyle "devrime katıldığını" ilan ederken, Hindistan Büyükelçisi Ali el Essavi, yaptığı açıklamada, hükümetin eylemcilere yönelik tutumunu protesto amacıyla istifa ettiğini duyurdu.
Bir ay öncesine kadar Libya hükümetinin sözcüsü olan Muhammed Bayou ise yönetimin muhalifleri, şiddetle tehdit etmesinin yanlış olduğunu söyledi.
Kaddafi rejimine bir diğer darbe de Libya'nın Warfla dahil, en büyük iki aşiretinin protestoculara desteklerini açıklamaları oldu.
Bu arada Libya lideri Kaddafi'nin oğullarından Seyfülislam Kaddafi ülkenin iç savaşın eşiğinde olduğunu söyledi.
Devlet televizyonundan halka hitap eden Seyfülislam Kaddafi, Libya'da ulusal çapta bir kaos yaşandığını, ülkenin bütünlüğünün tehdit altında olduğunu belirtti.
Kaddafi ayrıca, ülkenin sömürgecilerin eline geçebileceğini iddia ederek "Libya'yı İtalyanlar’a ve Türkler’e bırakmayacağız" dedi.
Seyfülislam Kaddafi, devlet televizyonundan yayınlanan konuşmasında, aralarında Bingazi'nin de bulunduğu kentlerde şiddetli çatışmalar meydana geldiğini ve isyancıların, askerlerden silah ele geçirdiklerini belirterek, çatışmaları ülkenin birliğini yok etmek ve İslamcı bir cumhuriyet kurmak isteyen unsurların kışkırttığını savundu.
Yeni bir anayasa ve liberal kanunlar çıkarılacağı sözü veren Kaddafi, halkın "yeni bir Libya" ile iç savaş arasında seçim yapması gerektiğini söyledi.
“Siviller tankları ele geçirdi”
Seyfülislam Kaddafi, isyancıların silah ele geçirdiklerini ve on binlerce kişinin Trablus'a gelmekte olduğunu belirterek, "Şu anda Bingazi'de sivillerin kullandığı tanklar dolaşıyor. El Bayda'da insanların tüfekleri var ve birçok silah deposu yağmalandı. Bizim silahlarımız var, ordunun silahları var, Libya'yı yıkmak isteyenlerin silahları var" dedi.
Libya ordusunun şimdi asayişi sağlamak için temel bir rolü bulunduğunu, çünkü sözkonusu olanın Libya'nın birliği ve istikrarı olduğunu söyleyen Kaddafi, sözlerini şöyle sürdürdü: "Libya bir yol ayrımında. İster bugün reformlar konusunda anlaşalım, ister binlere değil, ölen 84 kişiye ağlamayalım, tüm Libya kan gölüne döner. Libya, Mısır veya Tunus değil. Libya ordusu büyük rol oynayacak, Tunus veya Mısır ordusu değil. Muammer Kaddafi, Zeynelabidin Bin Ali değil, Mübarek değil. Libya'dan bir parmak yer vermeyiz. Libya'da yaşayacak, Libya'da öleceğiz."
'Yeşil Meydan savaş alanı gibi'
Haber ajansları başkentte isyancılar ile hükümet yanlıları arasında çatışmalar yaşandığını bildiriyor. Çatışmalar özellikle kentin merkezi konumundaki Yeşil Meydan çevresinde yoğunlaşıyor. Güvenlik güçlerinin ve keskin nişancıların halka ateş açtığı da iddia ediliyor.
Bakan istifa etti
Olaylarda şiddetin dozu giderek artarken, Libya Adalet Bakanı Mustafa Muhammed Ebud El Celil "eylemcilere karşı uygulanan aşırı şiddet" nedeniyle istifa etti.
'Kaddafi iktidarına karşı mücadele edin'
Libya’da geçtiğimiz Çarşamba günü başlayan ayaklanma tüm ülkeye yayılırken bir grup dini lider halkı isyana çağrıdı. Dini liderler, Kaddafi iktidarına karşı mücadele etmenin herkesin görevi görevi olduğunu söylediler.
İsyansa ülke çapında yayılıyor. Libya'nın ikinci büyük kenti olan ve isyanın merkezi konumundaki Bingazi’de isyancıların kontrolü ele geçirdikleri iddia edildi.
Öte yandan isyan, Bingazi’den sonra başkent Trablus’a da sıçradı. Reuters haber ajansı başbakanlık binasının ve pek çok kamu binasının ateşe verildiğini duyurdu. Görgü tanıkları belediye binasının da yandığını, itfaiyenin yangını söndürmeye çalıştığını belritti.
AFP haber ajansı da kentte bulunan televizyon ve radyo binalarının yağmalandığını duyurdu.
Başkentin banliyölerinden Souk El Cemma'da bir polis karakolu yakıldı. Bugüne kadar bu bölgede ayaklanma işareti olmamıştı.
Bilanço en az 290 ölü
6 gündür süren çatışmalarda, Libya insan hakları örgütlerine göre can kaybı sayısı 290'ı buldu.
Göstericilere karşı ağır silahlarla karşılık verilmesi ve katliamların yaşanmasının ardından aşiretler de yönetimden desteğini çekmeye başladı.
Kaddafi kaçtı mı?
El Cezire Televizyonu, Libya'nın başkenti Trablus'ta yönetim karşıtlarıyla yandaşları arasında çatışma çıktığını duyurdu. Haberde, binlerce protestocuyla Libya lideri Muammer Kaddafi yandaşının kentin merkezindeki Yeşil Meydan'da çatıştığı belirtildi. Bazı haber ajansları ise teyit edilemeyen bilgilere göre, olayların başlamasından bu yana hiçbir açıklama yapmayan Libya lideri Muammer Kaddafi'nin dün gece ülkeyi terk ettiği iddiasına yer verdi.
Maduro: kaddafi Libya'da
Venezüella Dışişleri Bakanı Nicolas Maduro, Libya lideri Muammer Kaddafi'nin ''Trablus'ta görevinin başında'' olduğunu belirtti. Dışişleri Bakanlığının bildirisine göre, Maduro, Libya Dışişleri Bakanı Musa Kusa'yla görüştükten sonra yaptığı açıklamada, ''Kaddafi'nin Trablus'ta bulunduğunu, devletin verdiği yetkilerini yerine getirdiğini, ülkenin içinde bulunduğu durumla mücadele ettiğini ve böylece İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague'ın sorumsuzca yaptığı yorumların yalanlandığını'' söyledi. William Hague, ''Libya lideri Muammer Kaddafi'nin Güney Amerika ülkelerinden Venezüella'ya gitmekte olduğunun'' iddia edildiğini söylemişti. Öte yandan El Arabiya televizyonu, Kaddafi'nin ''kısa bir süre içerisinde bir konuşma yapacağını'' duyurdu. Haberde, ayrıntı verilmedi.
ABD ve AB Libya yönetimini uyardı
ABD Dışişleri Bakanlığı, Libya'da son birkaç günde yüzlerce kişinin öldüğü ve yaralandığı yolunda haberler geldiğini belirterek, Trablus makamlarını barışçı gösterilere izin vermeye çağırdı. Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki gelişmeleri tartışmak üzere toplanan AB dışişleri bakanları, Libya'da göstericilere ateş açılmasını kınadı. AB dışişleri bakanlarının ortak açıklamasında, Libya'da çok sayıda göstericinin katledilmesinin son derece endişe verici olduğu belirtilerek yönetime, teenniyle hareket edilmesi ve barışçıl göstericilere karşı güç kullanımının derhal durdurulması çağrısı yapıldı.
Libya'ya seyahat uyarıları
ABD, yönetim karşıtı protestocular ve güvenlik güçleri arasındaki çatışmalar nedeniyle vatandaşlarını zaruri olmadığı sürece Libya'ya gitmemeleri konusunda uyardı. ABD Dışişleri Bakanlığının yayımladığı seyahat uyarısında, halihazırda Libya'da bulunan vatandaşlarına da ülkenin doğusuna seyahat konusunda dikkatli olmaları salık verildi. ABD'nin yanı sıra İtalya da vatandaşlarına Libya'ya zorunlu olmayan ziyaretlerden kaçınmaları uyarısında bulundu.
AB'ye göçmen tehdidi
Bu arada Libya, AB'ye, "ülkedeki yönetim karşıtı gösterileri teşvik etmesi halinde, yasa dışı göç konusunda işbirliğini durduracağını" iletti. AB Dönem Başkanı Macaristan'ın yaptığı açıklamada, Libya'daki Macar Büyükelçisine geçen perşembe günü "AB'nin ülkedeki demokrasi yanlısı protestolara destek içeren açıklamalara devam etmesi halinde göçmen meseleleriyle ilgili işbirliğini durduracakları" mesajının iletildiği belirtildi.
Libya temsilcisi “devrime katıldı”
Öte yandan Libya'nın Arap Birliği temsilcisinin, ülkesindeki "protestoculara yapılan zulmü" protesto için istifasını sunduğu bildirildi. El Cezire'nin haberinde, temsilcinin istifa ederek "devrime katıldığı" belirtildi. Libyalı temsilcinin halka yapılanları "katliam" olarak nitelendirdiği kaydedildi.
Libya’daki isyan petrol fiyatlarını uçurdu
Libya’da devam eden olaylar nedeniyle petrol fiyatları son iki buçuk senenin en yüksek noktasına ulaştı.
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) üyesi Libya'daki olayların, bu ülkenin petrol arzını tehlikeye atacağı endişeleri uluslararası piyasalarda petrol fiyatlarını fırlattı.
Londra Brent tipi ham petrolün vadeli fiyatları 2,5 dolar kadar artarak 105,08 dolara kadar çıktı. Bu Brent tipi ham petrolün varil fiyatının Eylül 2008'den bu yana en yüksek seviyesi oldu. Geçen hafta 104,52 dolara kadar çıkan Brent tipi ham petrolün vadeli fiyatları daha sonra 1,73 dolarlık artışla 104,25 dolardan işlem görmeye başladı.
ABD ham petrolünün varil fiyatı da 3,10 dolar artışla 89,30 dolara çıktı. ABD ham petrolünün varil fiyatı mart ayı teslimi geçen hafta cuma günü 16 sent düşüşle 86,20 dolardan haftayı kapatmıştı.
Libya'nın doğusundaki El Zuveyye aşireti liderinin, yetkililerin protestoculara karşı kullandığı şiddeti durdurmazsa Batı'ya petrol ihracatını keseceği tehdidinin petrol fiyatlarının yükselişinde rol oynadığı belirtiliyor. Petrol fiyatlarının artmasında bu ülkedeki Nafoora petrol sahasında grevdeki işçilerin üretimi durdurması da etkili oldu.
Credit Agricole Corporate ve Investment Bank'da görevli petrol uzmanı Christophe Barret, ''Libya önemli bir üretici ve iyi kalite ham petrol ihracatçısı ve aşiret liderinin üretimi durduracağı tehditleri de kaygı verici'' dedi.
Dünya petrol üretiminin yüzde 2'si
Dünyadaki petrol üretiminin yüzde 2'sini karşılayan ve geçen ay günde 1,58 milyon varil petrol üreten Libya'nın, Avrupa'da petrol ve doğalgaz piyasasındaki payının ise yüzde 10 kadar olduğu tahmin ediliyor. Avrupa piyasası için önemli petrol ve doğalgaz üreticisi Libya için petrol üretimi ekonomide
önemli bir yer oluşturuyor. Petrol üretimi Libya'nın ihracatının yüzde 95'ini ve ekonomik üretiminin yüzde 25'ini oluşturuyor.
Libya'da faaliyet gösteren batılı büyük petrol ve doğalgaz şirketleri, olayların artması üzerine bu ülkedeki çalışanlarını tahliye etmeye ve sondaj çalışmalarını durdurmaya başladılar.
Petrol şirketlerinin değeri düştü
Bu ülkede önemli faaliyetler yürüten Italyan petrol ve doğalgaz şirketi ENI'nin sözcüsü, Libya'da son 24 saatte normal üretimlerini sürdürdüklerini açıklarken, şirketin hisseleri yüzde 4,1 değer kaybetti. Avusturyalı enerji şirketi OVM de Libya'daki operasyonlarının sürdüğünü bildirirken, bu şirketin hisseleri de yüzde 3,2 düştü.
Libya'nın petrol ve doğalgaz ihracatının üçte birini yaptığı Italya, şimdiye kadar bu ülkenin en büyük müşterisi konumunda bulunuyor. On yıllardır Libya'dan doğalgaz satın alan ENI, Italya ve Libya arasındaki yakın siyasi ilişkilerin merkezinde görülüyor. ENI'nın gelirlerinin yüzde 13'ünün Libya ve yüzde 30'unun Kuzey Afrika'dan gelmesi yüzünden şirketin bölgedeki istikrarsızlıktan çok fazla olumsuz etkileneceği değerlendiriliyor.
Suudi Arabistan'a da bulaşır endişesi
Bu arada Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki halk ayaklanmalarının Tunus ve Mısır'da cumhurbaşkanlarının görevlerinden istifa etmelerine yol açması üzerine yatırımcılar, bu olayların bölgedeki önemli petrol üretici ülkelerine sıçramasından endişe ediyorlar. En önemli endişeyi ise olayların dünyanın en büyük petrol ihracatçısı Suudi Arabistan'a sirayet etmesi oluşturuyor.
Suudi Arabistan yetkilileri, Bahreyn'de Sünni hükümeti protesto eden çoğunluktaki Şiilerin ayaklanmasının, kendi ülkelerinde Şii azınlığın büyük bölümünün yaşadığı ve büyük petrol yataklarının bulunduğu doğuya yayılmasından kaygılanıyorlar.
Değerli metallerin fiyatları
Öte yandan Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki ayaklanmalar başta altın olmak üzere diğer değerli metallerin de fiyatlarını artırdı.
Spot altının ons fiyatı 1.403,38 dolarla ocak ayı başından bu yana en yüksek seviyesine çıktıktan sonra 1.401,30 dolardan işlem görmeye başladı. Altının ons fiyatı geçen hafta cuma günü New York Borsası'nda 1.388,58 dolardan haftayı kapatmıştı.
Diğer değerli metallerin de fiyatları artarken, gümüş 31 yıldaki en yüksek seviyesine ve paladyum 10 yılın zirvesine çıktı. Gümüşün onsu 33,50 doları gördükten sonra 33,44 dolardan, paladyumun onsu 859 dolardan ve platinyumun onsu 1.842,35 dolardan işlem gördü.
Nikelin tonu 29.425 dolarla 34 ayın ve aluminyumun tonu 2.585 dolarla 29 ayın zirvesine çıktı.
Petrol bölgesinde de ayaklanma
İsyan petrole dayalı Llibya ekonomisini de vuracağa benziyor. Reuters haber ajansı ülkenin petrol rafinelerinin bulunduğu Ras Lanuf bölgesinde de ayaklanmanın çıktığını duyurdu.
BP çalışanlarını tahliye ediyor
İngiliz petrol şirketi BP, Libya'daki çalışanların tahliye edileceğini açıkladı. Şirket adına yapılan açıklamada 140 çalışanın tahliyesinin önümüzdeki birkaç gün içinde başlayacağı kaydedildi.
Bingazi'de, isyancıların kentin kontrolünü ele geçirdiği iddia ediliyor.
Arap Birliği'nden 'şiddete son verin' çağrısı
Arap Birliği, Libya'da şiddete son verilmesi çağrısında bulundu.
Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa, Mısır'ın resmi MENA ajansında yayımlanan açıklamasında, Arap halkının değişim taleplerinin meşru olduğunu ifade ederek, kargaşanın başkent Trablus'a sıçradığı Libya'daki şiddetin durması gerektiğini söyledi.
Musa, "Arap halklarının reform, kalkınma ve değişim talepleri meşrudur ve tüm Arap ülkelerinin duyguları, tarihteki bu dönüm noktasında kaynaşmıştır" diye konuştu.
'ABD İngiltere'yi Kaddafi rejimini meşrulaştırmakla suçluyor'
Daily Telegraph gazetesi, Libya'daki gösteriler başkent Trablus'a da uzanırken, Seyfülislam Kaddafi'nin 'kan nehirlerinden' bahsettiğini ve Libya'nın petrol zenginliğini yakacak bir iç savaşın eşiğinde olduğu uyarısında bulunduğunu aktarıyor.
Gazetenin ilk sayfasındaki haberin başlığı ise "Amerika Birleşik Devletleri Libya 'yanlışı' yüzünden İngiltere'yi eleştiriyor".
Washington'un eleştirdiği nokta, İngiltere'nin, eski başbakan Tony Blair'in ziyaretiyle 2007'den itibaren Libya'yla yeni ticari anlaşmalar imzalaması.
Amerika Birleşik Devletleri'nin Londra Büyükelçisi Louis Susman'a göre, Libya'nın diktatörü Muammer Kaddafi'yle ilişkileri düzeltme çabaları sadece Kaddafi'nin dünya sahnesinde 'daha fazla boy göstermesine' hizmet etti.
Daily Telegraph Amerikan hükümetinin bu sözlerle, İngiltere'yi, Kaddafi rejimini meşrulaştırmakla suçladığı görüşünde.
Gazete, Başbakanlıktan yapılan açıklamada "David Cameron'ın artan şiddet ve çok sayıda sivilin ölmesinden derin kaygı duyduğunun belirtildiğini" aktarıyor.
Gazeteye göre İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague de Kaddafi'nin İngiltere'de eğitim görmüş oğlunu arayarak bu kaygıları iletti.
Ancak Daily Telegraph, tüm bu eleştirilere rağmen Hague ve Adalet Bakanı Kenneth Clarke'ın 2007'de Tony Blair'in başlattığı ziyaret sonrasındaki ticari anlaşmaları savunduklarına dikkat çekiyor.
Clarke, BBC'ye yaptığı açıklamada Libya'ya yatırımlarla bir yanlış yapmadıklarına inandıklarını söylemişti.
Guardian'daki bir diğer haberde de, İngiliz hükümetinin sivillere karşı kullanılan göz yaşartıcı gaz dahil çeşitli teçhizatın Libya'ya satışını onayladığı, geçen yılın ilk 9 ayında Trablus'a 200 milyon sterlin değerinde satış yapıldığı belirtiliyor.
İsyan Formula 1'e de darbe vurabilir
Formula 1 takımları, son sezon öncesi testlerini Bahreyn'de yapıp yapmamaya yarın karar verecek. Takımlar, güvenlikleri konusunda endişeli.
Bahreyn'deki hükümet karşıtı eylemler, Formula 1 takvimine de darbe vurabilir. Sezonun ilk Grand Prix'sinin 13 Mart'ta Bahreyn'de yapılması planlanıyor.
Bahreyn'in bundan önce de sezon öncesi testlerin sonuncusuna mekan olması kararlaştırılmıştı. Ancak can kayıplarının meydana geldiği eylemler, Formula 1 takımlarını endişelendiriyor. Barcelona'da düzenlenen testler bugün sona erecek.
Takımlar Bahreyn'de test yapıp yapmamaya yarın gece düzenleyecekleri toplantıda karar verecek. Bahreyn'den vazgeçilirse takımlar Barcelona'da kalacak ya da Jerez'e gidecek. Bahreyn Grand Prix'sinin akibeti de belirsiz.