Gündem

İmamoğlu: Bu sabah da benim diplomamla ilgili haber yapmışlar ama altını çizelim; olan diplomamla ilgili

21 Haziran 2019 11:02

CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, 23 Haziran seçimine günler kala İstanbul'un amatör spor kulübü temsilcileri ile bir araya geldi. Burada açıklamalarda bulunan İmamoğlu,16 milyon İstanbul İttifakı’nın tüm fertlerini göreve çağırıyorum.  Parti kimliklerinizi unutun, medyadan ve sosyal medyadan, zihinlerinizi zehirleyen kirli iftiraları, yalan haberlerin hepsini bir kenara bırakın. Sadece ve sadece çocuklarınızı düşünün. Sandık başına gidin ve özgür iradenizle karar verin" dedi. İmamoğlu, diploması hakkında yapılan habere ilişkin de Konuşmadıkları konu kalmadı. Bu sabah da benim diplomamla ilgili bir haber yapmışlar. Ama altını çizelim, olan diplomamla ilgili." ifadesini kullandı. 

İmamoğlu, seçime 48 saat kaldığını vurguladı ve İstanbullulara özgür iradeleri ile sandık başına gitme çağrısında bulundu. İmamoğlu,  "Tüm İstanbullu seçmenler sandık başına gideceğiz. Hep birlikte yeniden seçeceğiz. Buna tenezzül edenlerin, yol verenlerin bir daha böyle bir eylemde bulunmamaları için milletçe demokrasi adına Pazar günü en sert cevabı vereceğiz hep birlikte. Öncelikle seçimin anlamını bir kez daha tüm İstanbullulara hatırlatmak istiyorum. 23 Haziran'daki seçimin normal bir seçim olmadığını bilmenizi isterim. Bu seçim 6 Mayıs'ta hukuksuz ve adaletsiz bir şekilde gasp edilmiş bir seçimin tekrarıdır. 31 Mart'ta Ekrem İmamoğlu'nun yerine rakibimiz bir oy farkla bile seçilse 31 Mart gecesi yaşananlar yaşanmazdı. Hepimizin vicdanında bu çok net, bunu hepimiz biliyoruz. Ne yazık ki YSK, kurulduğundan beri yapmadığı adaletsizliği 6 Mayıs'ta yapmaya zorlanmıştır. YSK, hukuku unuttu ve siyasi bir karar verdi. Burada olan olmayan 16 milyon insanın da hakkını gasp etti. Böyle bir seçim bu denli sudan gerekçelerle yenilenen bir seçim, bu ülkenin tarihinde hiçbir zaman görülmemiştir. Geçtiğimiz pazar günü 6 aylık ısrarımla bir münazara yapıldı. 31 Mart'tan sonra sanki her şeyin normalleştiği gibi görülmesini istemiyorum. Yapılan bu münazara, demokrasi adına önemli bir adımdır. Ama asla 31 Mart'ta yapılanları unutturmamalıdır. Kimseyi haklı göstermez." ifadesini kullandı. 

İmamoğlu, "Gerçekten ortada adil bir seçim yoktur. Bu seçimde de centilmence bir seçim olduğunu söylenemez. İmamoğlu olarak şahsi kavgamı hiçbir zaman yapmadım, yapmam da. İmamoğlu'nun elinden alınan hak benim şahsıma ait değildir, milletin hakkıdır. Bu şehirde yaşanan 16 milyonun seçme hakkıdır. Bu nedenle 23 Haziran seçimleri asla ve asla rakibimle benim aramdaki bir mücadele değildir. 23 Haziran seçimleri kendi nefsinin peşine düşenlerle, milletin hakkını arayanların mücadelesidir. Bu mücadelede Ekrem İmamoğlu'nun yanında olmak demek, doğrunun, adaletin, hakkın ve haklının yanında olmaktır." diye konuştu. 

İmamoğlu, "Bu mücadelede Ekrem İmamoğlu'nun desteklemek demek bu ülkede demokrasiyi, kardeşliği ve milletçe kucaklaşmayı desteklemek demektir. İnsana saygının ve şehre özenin yanında saf tutmak anlamına gelir. İstanbullu 48 saat sonra sandık başına gidip aylardır oynanan oyunu bozduğu zaman kazanan ben olmayacağım, kazanan İstanbul ve Türkiye demokrasisi olacak." dedi. 

İmamoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: 

Bundan sonra 48 saat sonra hepimizi ülke adına olağanüstü bir gün bekliyor. Dengelerin düzeltilmesi, şeffaf katılımcı bir yönetim anlayışının hâkim olması için mutlak sandık başına gitmememiz çok önemli bir görev. Oraya mutlaka irademizi koymak zorundayız. 16 milyon İstanbul İttifakı’nın tüm fertlerini göreve çağırıyorum.  Parti kimliklerinizi unutun, medyadan ve sosyal medyadan, zihinlerinizi zehirleyen kirli iftiraları, yalan haberlerin hepsini bir kenara bırakın.

Sadece ve sadece çocuklarınızı düşünün. Sandık başına gidin ve özgür iradenizle karar verin. Etki altında kalmadan, mahalle baskına yenik düşmeden inandığınız adayın altına mührü vurun. Tabii ki süreci takip edin, oylarınıza mutlaka sahip çıkın. Kıymetli konuklar konumuza geçmeden önce sizlere şunu da belirtmek istiyorum; son dönemde atılan taklaları hepiniz izliyorsunuz, taklaların şekli bile değişti. Bu asitmetrik ötesi taklanın biçimini hayatım boyunca görmedim. Yani ne yapacaklarını şaşırdılar. Nasıl davranacaklarını ve ne söyleyeceklerini şaşırdılar, hangi konuya müdahale edeceklerini şaşırdılar…

Söylediğim gibi yerel seçim yaşanıyor değil mi? Onlara göre hukuka uygun bir yerel seçim, o zaman yerel seçimi konuşun. Konuşmadıkları konu kalmadı. Bu sabah da benim diplomamla ilgili bir haber yapmışlar. Ama altını çizelim, olan diplomamla ilgili.  Çok şey biliyorum da çoğu komik. Şu ciddi mevzunun ortasına bunları yapmayalım. 23 Haziran’dan sonra bol bol güleceğiz. Ama şunu sormak istiyorum. Bu kıyamet niye, ne var bu İstanbul’da? İBB’de ne var, bir avuç insanı ne rahatsız ediyor, kimin elinden neyi alıyoruz? Millete ait bir varlığın millete geçişidir 23 Haziran.

Çocukları, gençleri ve kendisini genç hisseden herkesi sporla buluşturan; sağlıklı, zinde nesiller yetişmesine katkı sağlayan siz değerli sporla ilgili yöneticiler, spor insanları konuşmamın bu bölümüne geçmeden önce Dünya Antrenörler Günü’nü de kutlamak istiyorum. Benim de bana ilkokulda hentbolu öğreten kıymetli beden eğitimi hocamı selamlıyorum. Antrenör demek sadece topa vurması öğreten kişi değildir. Antrenör aynı zamanda adalet demektir, fair-play demektir. Her türlü sportif etkinliklerde antrenörler unutulmaz. Spor insanlık tarihinin her döneminde çok önemli bir uğraş olmuştur. Bugün spordan uzak olmak, sağlıklı bir yaşamdan uzak kalmak demek. Toplumsal birlik ve bütünlüğü güçlendirmek adına da spor konusunu ciddiyetle ele almak zorundayız. Bu bakış açısıyla İstanbul halkının sağlıklı bir yaşam sürebilmesi için sporu yaşamın her dönemine ve her alanına yaymak için mücadele edeceğiz. Sporu herkes için erişilebilir kılmak. Daha çok uluslararası şampiyon yetiştirmek amacımız olacak. Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, spora çok önem vermiştir. Onu her alanda geliştirmeyi nasıl ulusal bir hareket olarak görmüşse, biz de aynı yolda ilerlemeye devam edeceğiz. Spor alanında tam da böyle hareket edeceğiz. Bugün maalesef gençlerimizin spor imkânlarına erişiminde ciddi sıkıntılar olduğunu biliyoruz. İstanbul’da örgün eğitim içerisinde yer alan okulların yüzde 65’inin spor salonlarının olmadığını biliyoruz. Kamuya ait ise 340 spor tesisi var. Bunlardan 105 tanesi spor kulüplerine tahsis edilmiş. Dolayısıyla halka da biraz kapalı durumda.

-Toplumsal birlik ve bütünlüğü güçlendirmek adına spor konusunu ele almak zorundayız. Sporu yaşamın her dönemine ve her alanına yaymak için mücadele edeceğiz. Her alanda daha çok uluslararası şampiyon yetiştireceğiz.  Zeki, çevik ve ahlaklı bir kesimin yetişmesine katkı sunacağız. Fikri çalışma bedeni çalışmayla paralel gitmeli diye bir yazı yazmış Atatürk. Spor alanında tam da böyle hareket edeceğiz. Bugün maalesef gençlerimizin spor imkânlarıne erişimde sıkıntı olduğunu biliyoruz. İstanbul belediyemiz olarak 28 ilçeye dağılmış toplam 64 spor tesisi bulunuyor. Kamuya ait ise toplam 340 spor tesisi var. Halka biraz kapalı durumdalar. Bu rakamlar 16 milyonluk İstanbul için yeterli olmadığını biliyoruz. İstanbul gibi nüfus yoğunluğunun bu kadar yüksek olduğu bir şehirde tesisleşme açısından eksikler bulunuyor. Birçok ilçede Büyükşehir Belediyesinin spor tesisi yok. 24 Haziran sonrası spor konusu da özel ilgi alanlarımızdan bir tanesi olacak. Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürlüğü ve Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğiyle yaz ve kış spor okulları gerçekleşecek. Tesisleşme anlamında önemli bir adım atacağız. 30 adet yeni kapalı spor salonu ve 30 adet yüzme havuzu yapacağız. Hepsi engelli erişimine uygun inşa edilecek. Tüm bu tesisler İstanbul'da yaşayan herkesin kullanımına gün ve saat kısıtlaması olmadan açık olacak. 18-25 yaş arası öğrenci olmayan gençlerimiz için GençKart ile yüzde 40 indirim uygulanacak. Uzun vadeli hedefte spor tesisi olmayan mahalle bırakmayacağız. Her noktanın dokusuna göre sporla bağlantısı olacak. Spor salonu olmayan okullara ücretsiz faydalanma sağlanacak. Atletizme çok önem vereceğiz. Bu konuda maalesef İstanbul'un kamu yatırımı açısından ciddi eksiklikleri var. İstanbul bu konuda ulusal ve uluslararası bir merkez haline gelecek. O zaman biz Olimpiyatların peşinden koşmayacağız, İstanbul'u bir Olimpiyat kenti haline getireceğiz. Olimpiyatların peşinden koşarak ancak siyasi bahane oluşturursunuz.

Tesisleşme ve amatör spor kulüplerini geliştirme anlamında hepinize bir spor insanı olarak söz veriyorum. Belediyenin imkanlarını parasını sponsorluklarını öyle taraftarı bile olmayan ya da siyasi anlam taşıyan kulüplerin zenginleşmesi için asla ve asla israf etmeyeceğiz. 

Günümüzde e-spor dünyada yükselen bir trend. Gençlerimizin evlerine kapanıp yapmasındansa sosyalleşip bir araya gelerek vakit geçirebilecekleri e-spor merkezleri kuracağız.

Kent hareketliliğini artıracağımıza inanıyoruz. Bu amaçla bir mobil uygulama geliştiriyoruz. Tüm İstanbulluların kullanımına açık olacak. Adı da 'yürü be İstanbul' olacak. Ulaşım, kültür sanat ve diğer tüm sosyal etkinliklerden faydalanabilecekleri puanları yürüdükçe vatandaşa hediye edeceğiz. Bütün dünya kentlerinde nasıl hareketli bir yaşam sağlarım, obezite gibi çağın hastalıklarıyla nasıl baş edebilirim diye kafa yorarken, biz de İstanbul için adımlarımız atmaya başlayacağız. Amacımız İstanbul'un çocuklarını gençlerini Kadıköy'de Bağcılar'da Esenler'de eşit imkanlara ulaştırmak olacak. -Daha çok milli sporcu yetiştirebilmek için projeler hazırladık. Siyaseti, partizanlığın sporun bile içine kattılar. Siyasetin spor da ne işi var.  Sporun içine siyaseti bu denli sokarsanız daha iyi mi gol atılıyor? Adımlarını bu yönde kararlılıkla adımlarımızı atacağız. 

Rakibimizin kaybetme telaşıyla birçok vaatte bulunduğunun farkındayım, bunların hepsi hurafe.

Tüm bu spora yönelik projelerimizin yanı sıra çok daha temel bir şeyi vurgulamak istiyorum ki, o da şu: İstanbul, herkes için Yürünebilir Bir Şehir haline gelecek. Fiziksel olarak yaya ulaşımını iyileştirmekle kalmayacağız. Şehirde yürüyen, hareket eden İstanbulluların da teşvik edileceği bir sistem kurmak istiyoruz. Bu sayede kent hareketliliğini arttıracağımıza, daha sağlıklı nesillerin gelişimini destekleyebileceğimize inanıyoruz. Bu amaçla bir mobil uygulama geliştiriyoruz. Bu uygulama tamamıyla ücretsiz ve herkesin kullanımına açık olacak : Yürü Be! İstanbul Yürü Be! İstanbul uygulaması ile İstanbullular yürüdükçe puan biriktirecek. Biriktirdikleri puanlar ile Büyükşehir Belediyesinin ulaşım, kültür-sanat ve diğer sosyal etkinliklerinden ücretsiz faydalanabilecekler. Bütün dünya, kentlerde nasıl hareketli bir yaşam sağlarım, obezite gibi çağın hastalıkları ile nasıl baş edebilirim diye kafa yorarken, biz de İstanbul için bugünden 'adımlarımızı' atmaya başlayacağız."