Sinem ERYILMAZ / İSTANBUL,(DHA) - EYLÜL ayında beklentilerin neredeyse 2 katı olarak gerçekleşen enflasyon rakamları, 2001 yılında yaşanan krizden bu yana en yüksek artışı gösterdi ve yüzde 6,3 arttı. Yıllık enflasyon ise yüzde 24,52 oldu. Enflasyon rakamlarını değerlendiren Ekonomist Emre Alkin, 2018 yılına \'kayıp yıl\' gözüyle bakılması gerektiğini ifade etti.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), eylül ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Enflasyon rakamları aylık bazda 2001 krizinden bu yana en yüksek seviyede gerçekleşirken aylık bazda son 15 yılın, yıllık bazda ise son 17 yılın zirvesine çıktı.
Enflasyon verisine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Ekonomist Prof. Dr. Emre Alkin, 2018 yılına \'kayıp yıl\' gözüyle bakılması gerektiğini ifade ederek, \"Gol atmaktan çok defans yaptığımız bir yıl geçirdik. Kaçmaktan kovalamaya fırsat bulamadık. Özellikle 2017 senesinin sonbaharına kadar işler iyi giderken daha sonrasında raydan çıkıldığını gördük. Bunun dışarıdan ve içeriden sebeplerinin olduğunu biliyoruz. Şimdi bir gerçekle karşı karşıyayız\" diye konuştu.
ÜRETİCİ FİYATLARINDAKİ MALİYET ARTIŞI TÜKETİCİYE YANSIYACAK
Yurt içi Üretici Fiyat Endeksi\'nin (Yİ-ÜFE) yıllık yüzde 46.15 olarak açıklandığını anımsatarak çok anormal bir artış yaşandığını dile getiren Prof. Dr. Alkin, \"Bu uzun vadede üreticinin sırtına binen maliyetler talebin kendini toparladığı zamanlarda doğrudan satış fiyatına yansıyacak. Dolayısıyla YEP\'te öngörülen enflasyon rakamlarının kolay kolay 3-4 yılda tek haneye inmeyeceği gerçeği bir kez daha doğruluğunu kanıtladı ve hatta bahsedilen oranların daha da üzerinde yaşanacağını da öngörebiliyoruz. Bu doğrultuda gelecek yıl YEP\'te revizeler yapılacağını tahmin ediyoruz\" ifadelerini kullandı.
\"YÜKSEK BÜYÜME HEDEFİ ENFLASYONU RAYDAN ÇIKARIR\"
\"Bu kadar yüksek bir enflasyona düşük bir büyüme hedefi var. Ancak düşük büyüme ya da kontrollü büyümeden vazgeçilip tekrardan geçmiş senelerde olduğu gibi yüzde 7\'leri bulmak için karar değişikliği yapılırsa da enflasyonu tamamen raydan çıkarma gibi bir riskle karşılaşabiliriz\" diyerek sözlerine devam eden Prof. Dr. Alkin, \"2018 yılında gördüğümüz bu rakamları bir \'şok\' olarak nitelendirmemek ve bu yılı bir \'kayıp yıl\' olarak ilan edip gelecek senelere odaklanmak gerekiyor. Yani 2018 yılını bu saatten sonra kurtaramayız\" dedi.
FAİZLER VE DÖVİZ KURLARINDA ARTIŞ BEKLENTİSİ
Prof. Dr. Alkin sözlerine şu şekilde devam etti:
\"Şuan piyasaların yaşadığı durumun sonuçlarını tartışıyoruz. Piyasa üreticinin üzerinde yüzde 40\'ın üzerinde bir maliyet yükü olduğu gerçeği var. Maliyet yükünün fiyatlara yansıması yaklaşık yüzde 24 seviyesinde olmuş. Bu piyasaların uzun süre daha maliyet yükünü sırtında taşıyacağı anlamına geliyor. Fakat talebi kırılgan gördükleri için de hemen fiyata yansıtamayacaklar. Ancak bunun bir gün fiyatlara yansıdığı zamanlar gelecek. Dolayısıyla faizlerin ve döviz kurlarının yüksek enflasyonun bir sonucu olarak yukarı tırmanacağını görüyorum.\"
\"YAŞANANLAR DERS OLMALI\"
\"2018 yılında maçı kaybettik. Önümüzdeki üç yıllık dönemde kontrollü büyümek, kaynakları doğru yerlerde etkin kullanmak ve çok ciddi piyasa kontrolleri yapmaya doğru yönelmemiz gerekiyor\" şeklinde açıklamada bulunan Prof. Dr. Alkin, \"Ancak bu dönemlerde özel sektörde birçok şirketin tarihe karışacağına da hazırlıklı olmak gerekiyor. Çok hızlı yüksek büyüme süreçlerinden sonra bu tip saha temizliği olan sert dönemlerin yaşanması doğaldır. Bunun tarihte birçok örneğini gördük. Bu yaşananlardan çok ciddi bir ders almalıyız. \'Neye dokunsam altın oluyor\' diyen yönetici, bir süre sonra, \'ne yapsam düzelmiyor\' diyorsa bundan mutlaka ciddi bir ders çıkarmalıdır\" ifadelerini kullandı.
(FOTOĞRAFLI)