"Kendi elleriyle babama ateş edenler kadar o da suçlu." Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi'nde görülen Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) davasında söz alan Gamze Kubaşık, başsanık Beate Zschäpe'yi kast ederek bu sözleri söyledi.
4 Nisan 2006 tarihinde çalıştırdığı büfenin önünde öldürülen baba Mehmet Kubaşık, NSU'nun 10 kurbanından sekizincisiydi. Federal Savcılık'ın kanaatine göre tetiği çekenler, davada yargılanan Zschäpe'nin fikirdaşları Uwe Böhnhardt ile Uwe Mundlos'tu.
"Eylemleri neden üstlenmediğini anlamıyorum” diyen Gamze Kubaşık şöyle devam etti: "Bunu korkakça buluyorum, videoları kendisi yaydı.”
4 Kasım 2011 tarihinde Böhnhardt ve Mundlos'un intihar etmesinin hemen ardından Zschäpe’nin kamuoyuna yaydığı videolarla NSU, cinayetlerinin sorumluluğunu üstlenmişti. Kubaşık, Zschäpe'nin videoların içeriğinin bilincinde olduğundan ve kurban ailelerinin acı çekmesi için bunu kasten yaptığından emin.
"Nasıl olup bittiğini neden bize söylemiyorlar?”
Terör grubunun kendisini ifşa etmesinden 6, NSU davasının başlamasından 4,5 yıl sonra Gamze Kubaşık'ın 42 yaşındaki sanığa birçok sorusu var: "Her şeyin nasıl olup bittiğini bize neden söylemiyor? Tüm bunlara kim yardımcı oldu? Babam neden seçildi?”
Maktulün eşi Elif Kubaşık da salı günü mahkemede aynı soruları yöneltti. Anne Elif Kubaşık "Kalbim Mehmet ile birlikte gömüldü” diyerek ruh halini ifade etti.
Ertesi gün fikir değiştirmesi için Gamze Kubaşık son kez Zschäpe'ye hitap etti: "Eğer bir gün biraz üzüntü duyacak olursanız, sorularıma yanıt verin!”
Gamze Kubaşık dava sonuçlansa dahi sorularının yanıtını istiyor ve Zschäpe'nin fikir değiştirmesini umuyor.
İstihbarat servisinin dosyalarına erişim izni yok
Federal Savcı Herbert Diemer eylül ayında Zschäpe hakkında müebbet hapis cezası istemişti. Hâkim Manfred Götzl başkanlığındaki heyet bu talebi kabul edecek olursa, sanık 13 yıl sonra ilk tecil başvurusunda bulunabiliyor.
Gamze Kubaşık'ın avukatı Sebastian Scharmer Zschäpe'nin NSU'ya yardım eden kişilerin isimlerini vermesi halinde, müvekkilinin de bunun ödüllendirilmesini savunacağını belirtiyor. Dava süreci bakımındansa bu teklifin hukuken artık bir geçerliliği yok, zira delil toplama süreci kapandı.
Kubaşık ailesi Federal Savcılık'ın tutumundan dolayı da derin bir hayalkırıklığı içinde. Elif Kubaşık'ın avukatı Carsten Ilius çarşamba günü savcılığın üçlü hücre teorisine sıkı sıkıya bağlanmış olmasını eleştirdi. Bu teoriye göre NSU'nun çekirdeği Zschäpe, Böhnhardt ve Mundlos'tan oluşuyor.
Her iki avukat da dosyanın görülmesi ve tanıkların davet edilmesi için yaptıkları hemen hemen tüm başvuruların reddedilmesinden dolayı da kızgın. Sözkonusu dosyalarda Almanya'nın iç istihbarat servisi Anayasayı Koruma Teşkilatı'nın dosya ve muhbirleri ile ilgili bilgiler yer alıyor. Müdahil avukatlar bu dosyalar aracılığıyla devlet kademeleri ile NSU arasındaki ilişkileri ortaya koymayı umuyorlar.
Dortmund'da Neonaziler: "Mehmet'in başına geldi”
Dortmund kentinde aktif bir Nazi çevresi olduğuna dikkat çeken Avukat Ilius "Müvekkilimin korkularının Dortmund'da çok gerçek bir temeli var” diyor. Ilius kentte cezaevinden çıkmış ya da yurtdışından dönmüş aşırı sağcıların da olduğunu ifade ediyor. 2014 yılındaki bir Neonazi gösterisinde "Almanya Almanlarındır” sloganının yanı sıra "Mehmet'in başına geldi” sloganının da atıldığını söylüyor. Alman avukat, Mehmet Kubaşık'ın öldürülmesinden 8 yıl sonra aynı kentte böyle bir şeyin yaşanmasına polisin izin verdiğini söylüyor.
Gamze Kubaşık Federal Savcılık'ın başka bir şüpheli hakkında daha soruşturma açacağına inanmıyor. Davanın çoktan sona erdiğini söyleyen Kubaşık "Ama ben ve ailem için bu dava kapanmadı” diyor. Dava sonrasında güvenlik duygusunun oluşmasını ümit ettiğini ancak bunun olmadığını ifade eden Kubaşık "Muhtemelen hiçbir zaman huzura kavuşamayacağız” diyerek kırgınlığını ifade ediyor.
Marcel Fürstenau
©Deutsche Welle Türkçe