Gündem

Eczacılar Birliğine eleştiri

Taraf gazetesi yazarı Ramazan Çanakkaleli, eczanelerin yaptığı eylemleri eleştirdi.

20 Aralık 2009 02:00
T24 - Bakanlar Kurulu'nun yeni ilaç fiyat kararnamesi serbest eczanelere yönelik doğrudan herhangi bir karar yada uygulama olmamasına rağmen, Türkiye'deki 24 bin eczaneden yedi bin civarında eczanenin kapanacağı iddiası ile eczacıların yaptıkları eylem geçen hafta gündemi etkilemişti.

Ramazan Çanakkaleli'nin Taraf gazetesinde "12 milyonluk eylem faturası" başlıklı (20 Aralık 2009) yazı şöyle:



Merhaba sevgili okuyucular, eczacılar, son dört yıldır, eylemleri ile ülke gündemini zaman zaman meşgul ettiler ve hâlâ etmeye devam ediyorlar. İlk zamanlar SSK’nın daha sonra SGK’nın paralarını zamanında vermemesi nedeniyle eylem yapıyorlardı ve eylemlerinde haklıydılar. Devletin paralarını zamanında ödemesine rağmen zaman içinde eylemleri, muhalefet etmenin, pasif direnişin yolu haline gelince haklı durumdan haksız duruma düşmeye başladı.

Aralık 2008’den sonraki 4 aralık eylemleri bardağı taşıran son damla oldu. Bakanlar Kurulu’nun yeni ilaç fiyat kararnamesi serbest eczanelere yönelik doğrudan herhangi bir karar ya da bir uygulama olmamasına rağmen, Türkiye’deki 24 bin eczaneden yedi bin civarında eczanenin kapanacağı iddiası ile eczacıların yaptıkları eylem, tekel konumundaki eczacılık mesleği ile eczacıların eczacı odalarının elinde nasıl hayatı felç eden politik bir güç haline geldiğini gösteren örnek oldu. Yaptıkları eylemler Türk Eczacılar Birliği ile eczacı odalarının bir meslek örgütü olmaktan ziyade muhalefet partisi gibi hareket eden kuruluşlar haline geldiğini gösterdi.

Eczacı odasının eczaneler üzerinde var olan denetim yetkisi ve SGK ile protokolün eczacı odaları vasıtası ile yapılması nedeniyle eyleme katılmak istemeyen çok sayıda eczacı 4 aralıktaki eylemde eczanesini kapatmak zorunda kaldı.

Türk Eczacıları Birliği, kuruluş amaç ve yapısının tersine, etkisini ve tekel konumda olmalarının avantajını, vatandaşların tedaviye ulaşımını engellemede kullanmış olması nedeniyle SGK ile Türk Eczacılar Birliği arasında 19.01.2009 tarihinde imzalanmış olan protokol, SGK tarafından tek taraflı olarak 16.01.2010 tarihinden geçerli olmak üzere feshedildi.

Bundan sonra eczaneler SGK ile önce eczane provizyon sisteminden e-sözleşme yapıp arkasından SGK İl Müdürlüklerine giderek söz konusu sözleşmeyi imzalayacaklar. Vatandaşların bu süreçte herhangi bir mağduriyetlerinin söz konusu olmayacağı öngörülmektedir.


Eczacı odaları kendi ayaklarına sıktı

Eczacı odaları, her sözleşme döneminde SGK ile yaptıkları protokole uygun olarak düzenlenen dört sayfalık tip sözleşmeyi üyelerine 500.-TL karşılığında satıp bir anlamda SGK üzerinden kendi meslek odaları üyelerini soyuyordu. SGK ile anlaşma yapan 22.870 eczanenin her sözleşme başına 500.-TL ödediği gözönüne alındığında bir sözleşme döneminde odaların sadece SGK tip sözleşmesi satışından 11.435.000.-TL gelir elde ettiği açıkça ortaya çıkmaktadır. SGK ile serbest eczacıların yeni dönemde yapacakları sözleşmelerden herhangi bir ücret talep edilmeyeceği SGK tarafından kamuoyuna yapılan açıklama ile deklare edildi. Ayrıca eczacı odaları tip sözleşmeyi eczacılara satarken odaya aidat borcu bulunmaması şartı aradıklarından, aidat tahsilatlarını düzenli olarak her yıl yapmaktaydılar. Türk Eczacılar Birliği ile onu provokatif eylem yapmaya teşvik eden eczacı odaları büyük bir karşılıksız gelirden olmuş oldular.

Yasalar gereği eczacılık fakültesi mezunu olmayan bir kimse Türkiye Cumhuriyeti sınırları içersinde eczane açamaz ve eczacılık mesleğini icra edemez. Eczacılar eczacılık mesleğinin tekel konumundan yararlanarak daha fazla kâr elde etmek için vatandaşların ilaca kolay ulaşımını eylemleri daha fazla ses getirsin diye engellediklerinde, Türkiye de eczanelerde satılan 7.500-8.000 ilacın büyük bir çoğunluğunun marketlerde satılması da gündeme geldi, tartışılmaya başladı. Nitekim bu uygulama Amerika Bileşik Devletleri başta olmak üzere birçok Avrupa Birliği ülkesinde başarıyla uygulanmaktadır. Yani eczacılar bir anlamda “dimyata pirince giderken eldeki bulgurdan” olacaklar.


Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dinçer’i kutluyorum

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’i, eczacı odalarının aba altından sopa göstermesine aldırmayarak aldığı cesur karar ile, eczacıları eczacı odalarının mahalle baskısından kurtararak, eczacılardan alınan yaklaşık 12 milyon liralık haraca dur dediği için ayrıca kutlamak gerekir.

Eczacı odalarının protokol gereği organize ettikleri ve eczaneler tarafından zorunlu olarak dönüşümlü dağıtımını yaptıkları diyaliz reçeteleri, işyeri reçeteleri, mor ve turuncu reçeteye yazılması zorunlu ilaçların yer aldığı reçeteler, eritropoietin ve darbepœtin preparatlarını ihtiva eden reçeteler üzerinde eczacı odalarının eczanelerden reçete bedelinin yüzde 1-2’si oranında peşin olarak aldıkları bedellerin tahsilatına dur diyecek düzenlemenin yeni sözleşmelerde yer alması da ayrıca temennimizdir.