Spor
E-spor sağlığa zararlı mı?
Bilgisayar oyunlarına yönelik ilgi üzerinden yüz milyonlarca dolarlık bir sektör yaratan e-sporun popülaritesi giderek artıyor. Peki insan sağlığı üzerindeki etkileri ne? DW bu konuyu bilimsel yönleriyle araştırdı.
08 Şubat 2019 23:05
Bilgisayar oyunlarına yönelik ilgi üzerinden yüz milyonlarca dolarlık bir sektör yaratan e-sporun popülaritesi giderek artıyor. Peki insan sağlığı üzerindeki etkileri ne? DW bu konuyu bilimsel yönleriyle araştırdı.Elektronik spor veya bilinen adıyla e-spor kapsamında düzenlenen video oyunu yarışmaları, dünya genelinde giderek popülerleşiyor. Milyonlarca izleyici çeken oyunlar birçok gence profesyonel bir kariyerin kapılarını açarken video oyunu endüstrisi için de büyük bir gelir kaynağı teşkil ediyor.
Analiz şirketi Newzoo'nun raporuna göre, 2018 yılında dünyadaki toplam e-spor izleyicisi 380 milyona ulaştı. Şirket, sektörde 2017'de elde edilen 696 milyon dolarlık gelirin 2020'ye kadar 1,5 milyar dolara yükseleceğini öngörüyor. Ancak e-sporun insan sağlığına muhtemel etkileri konusunda fazla bir bilgi yok.
DW'ye konuşan Werder Bremen e-futbolcusu Mohammed Harkousm, "Sağlığımız için neyin iyi, neyin kötü olduğuna dair bilime dayalı gerçeklere ihtiyacımız var" diyor.
Bilimsel verilerle sağlığa zararı
E-sporun en endişe verici yanı, oyuncuların saatlerce bilgisayar başında oturmaları. Köln Spor Akademisi'nde e-spor performansı ve sağlık üzerine sekiz yılı aşkın süre çalışma yürüten öğretim görevlisi Ingo Froböse, amatör ya da profesyonel e-sporcuların haftada ortalama 24-25 saat oyun oynadığını belirtiyor.
"MoAuba" lakaplı oyuncu Harkousm, "Turnuvalarda günde 12 saatten fazla koltukta kalıyorum. Hatta verilen aralarda bile önceki oyunlarımı analiz etmek ya da bir sonraki oyunu beklemek için oturuyor oluyorum" ifadesini kullanıyor.
Yapılan araştırmalar, iki hafta üst üste günde altı saat oturmanın kötü kolesterol seviyelerini yükseltebileceğini ortaya koyuyor. Kasların dejenere olmaya başlaması, kalbe kan gitmesini önlerken kilo alma ve kalp hastalıkları riskini de artırıyor. 24 saat kalkmadan oturmak ise insülinin glikoz absorbe etme kabiliyetini yüzde 40'a kadar azaltıyor ve tip 2 diyabet riskini yükseltiyor.
Hatta hareketsiz geçirilen sürenin ardından yapılan egzersiz dahi fazla oturmanın yol açtığı zararı telafi etmiyor. Froböse'nin yürüttüğü çalışma da bu gözlemleri doğruluyor ve "oyuncuların aralarda hareket etmesi ve ekran başından bir süreliğine ayrılması gerektiğini" belirtiyor.
Alman bilim insanının yaptığı çalışma kapsamındaki anket, bazı oyuncuların haftada 100 saate kadar bilgisayar başından kalkmadığını gösteriyor. Froböse, "Aşırı oyun oynamak; oyun bağımlılığı ve tükenmişlik sendromu gibi ciddi zihinsel, psikolojik ve sosyal sorunlara neden olabilir. Ancak e-sporun olası psikolojik, sosyal ve zihinsel etkilerini kanıtlamak için daha fazla çalışma yapmamız gerekiyor" ifadesini kullanıyor.
Amatör oyuncular daha büyük risk altında
Birçok profesyonel e-spor oyuncusu kariyerine MoAuba gibi başlıyor. MoAuba, "Altı yaşındayken eğlence için ağabeyimle birlikte oynayarak başladım. Okuldan sonra günde 4-5 saat oynuyorduk. Okul tatile girdiğinde ise bu süre sekiz saati buluyordu" diyor.
Şu an profesyonel bir e-spor oyuncusu olan MoAuba, herhangi bir turnuvada yarışmadığı dönemlerde günde 3-4 saat oyun oynayarak antrenman yapıyor. Egzersiz yapmak, uyumak ya da arkadaşlarıyla vakit geçirmek için fazlasıyla zamanı oluyor.
Alman araştırmacı Froböse'ye göre, daha fazla risk altındakiler de MoAuba'dan ziyade amatör e-sporcular. Amatör oyuncular "daha fazla daha iyidir" düşüncesiyle, uyku düzenlerini bozacak kadar uzun saatler boyunca antrenman yapmaya yönelebiliyor. Üstelik e-sporun görece yeni bir aktivite olmasından ötürü, amatör oyuncuların profesyonel bir şekilde antrenman yapabilmesini sağlayacak sarih bir kılavuz da yok.
Kalp atışları 180'e çıkabiliyor
Froböse'nin araştırma ekibi, yaptıkları çalışma kapsamında bin 200 e-spor oyuncusunu fizyolojik açıdan analiz etti. Araştırmanın ön sonuçları, e-spor oyuncularının aralıksız stres altında olduğunu ortaya koydu. Araştırma, e-sporun fiziksel yeterlilik gerektirmesinden ötürü bir spor branşı olarak değerlendirilebileceğini de savundu.
Başarılı olmak için son derece hızlı el ve göz hareketleriyle performans göstermeleri beklenen e-spor oyuncularının, dakikada 400 harekete kadar koordine ettikleri belirlendi. Kalp atışları dakikada 120 ile 180 arasında değişebiliyor. Bu sayı, bir otomobil yarışçısının stres seviyesine yakın bir duruma işaret ediyor. Froböse, e-spor oyuncularının stres hormonunun, UEFA Şampiyonlar Ligi finalinde penaltı atan bir futbolcunun salgıladığı seviyeye kadar yükseldiğini belirtiyor.
Söz konusu stres büyük oranda; yüksek konsantrasyon, hızlı koordinasyon ve oyunun gerektirdiği tepkilerden kaynaklanıyor. Bu nedenle sporcuların vücutlarını doğru ve özellikle bu yüklemeyi kaldırabilecek şekilde çalıştırmaları gerekiyor.
E-sporun beyne olumlu etkileri
E-sporun insan sağlığı üzerinde sadece olumsuz etkileri yok. Bilişsel nörolog Daphne Bavelier tarafından yürütülen araştırma, bazı video oyunlarının beyin üzerinde olumlu etkileri olduğunu ortaya çıkardı.
Araştırmaya göre, haftada beş ila 10 saat oyun oynamak; beyinde hafıza, dikkat, motor beceriler ve stratejik planlama yetenekleriyle ilgili bölümleri uyarıyor. Elektronik oyunlar aynı zamanda insanların, öğrenme ve odaklanmasına yardımcı olurken aynı anda birden fazla görevi yerine getirebilme yeteneğini de geliştiriyor.
Alman araştırmacı Froböse, sanal oyunların, futbol kulüpleri için de büyük bir potansiyel olduğu görüşünde. Froböse, "Bundesliga'daki birçok futbol kulübü, oyuncularını zihinsel ve taktiksel olarak maçlara hazırlamak için e-sporun olumlu etkilerinden faydalanabilir. Böylece futbolcuların gerçek oyunda daha hızlı tepki ve karar vermelerini sağlayabilirler" diyor.
Froböse, e-spor oyuncularına günde en az sekiz saat uyumalarını ve enerji verici besinler tüketmelerini tavsiye ediyor. E-sporcu MoAuba ise geleceğin yıldız adaylarına şöyle sesleniyor:
"Daha iyi bir e-futbolcu olmak istiyorsanız, her gün antrenman yapmalısınız. Ama aynı zamanda hayatınızı bir dengeye de oturtmalısınız. Örneğin okulunuzu sürdürmelisiniz. Ve tabii ki bu sporun getirdiği baskıyla baş edebilmek için kendinize gülüp eğlenecek, rahatlayacak zaman da yaratmalısınız."
Türkiye'de e-spor
E-spor, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye'de de son yıllarda yaygınlaştı. Geçen yıl Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Genel Müdürlüğüne bağlı olarak Türkiye E-Spor Federasyonu da kuruldu. Spor Genel Müdürlüğünden lisans alarak profesyonelleşen oyuncu sayısı hızla artarken Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe gibi köklü kulüpler de e-spora yatırımda bulunuyor.
Kristel Martinez Lagunas/CÖ
© Deutsche Welle Türkçe