Sabah yazarı ve spor yorumcusu Hıncal Uluç, Galatasaray Kulübü Başkanı Dursun Özbek ve teknik direktör Igor Tudor'u eleştirdi.
Başkan Dursun Özbek'in sarı-kırmızılı kulübü, Igor Tudor'un ise takımı 'çökerteceğini' savunan Uluç, Sabri Sarıoğlu'nun kulüpten gönderilmesine de tepki gösterdi.
Hıncal Uluç'un Sabah gazetesinde 22 Haziran 2017 tarihinde yayımlanan "Galatasaray'ı bitiren Dursun!.." başlıklı yazısı şöyle:
"Sonunda Sevgili Öcal Ağabeyim de İgorcu ve Dursuncu oldu ya!..
Ağbim "Ben insanları değil, olayları değerlendiririm" der.. Tek tek olaylar bulup "İgor'u destekliyorum..
Dursun'u destekliyorum" diyor. Her defasında "Bu konuda" diye başlıyor ama, benden iyi biliyor ki, "Sel gider, kum kalır.." Sonunda Öcal Uluç da "İgor'u ve Dursun'u destekledi" kalır..
Bu Dursun da, bu İgor da, Galatasaray'ın tepesinden derhal ama derhal gitmeli..
Biri kulübü, öteki takımı çökertecek..
"Galatasaraylı olmak" diye bir şey var.. Onu bitirecekler..
En canlı örnek, Sabri!.
Reis'in Galatasaraylı kalmak için 15 yıldır ne fedakârlıklara katlandığını tüm ülke biliyor. En ağır muamelelere, aşağılanmalara tahammül etti. Yeri geldi, sözleşmeli milyonlarla alacağından vazgeçti.
Onu yerinden etmek için yerli yabancı tonla adam transfer edildi, ama sonunda hep o oynadı.
Ayağıyla değil, Galatasaraylı yüreğiyle oynadı. Oynattı da.. Takımı oynattı hırsını bulaştırarak.. Takımı koşturdu sonuna dek, "Yenilgi kabul etmeyen" ruhunu onlara aşılayarak..
Çoğu zaman sahada "Tek" Galatasaraylı iken, o ruhun yayıldığını, öteki 10 kişiyi de kapsadığını gördük.. Kaç maç öyle kurtuldu.
Yetenekleri hep tartışıldı..
"Eksik" dendi.. Bunu ben de derdim bir zamanlar.. Ama şimdi futbolunun en olgun döneminde..
Geçen sezonun en iyi hücum beklerinin başında geliyordu. Herhangi bir Sabri maçını, isteyen herkesle, en başta da Dursun adlı futbol ve yöneticilik cahili ve "Ben Sabri'yi istemem. Gönderin" diye bastıran İgor Efendi ile seyre hazırım..
Onun kadar önündeki açıkla ikili oynayan, onun kadar çizgiye kadar inen, orada akla sığmaz paslar (Orta değil, pas) veren, onun kadar şut atan başka bek var mı, gözlerine sokayım..
Peki savunmada?. Onun kadar yılmayan, yıkılmayan, geçilse de peşini bırakmayan, daima oyunun içinde, daima kademede bek var mı peki, İgor Efendi?.
Kaç gollük akını kesti, kaç gol kurtardı biliyor musun?. Farkında mısın?.
Top Galatasaray'da.. En ilerde Sabri..
Top rakipte.. En geride Sabri..
Oyunu iki avut çizgisi arasında oynayan kaç futbolcu var ülkemizde?.
Bu ne peki İgor?. Bu ne peki Dursun!.
"Galatasaray ve Galatasaraylılık" deyince sizi dedenizin dedesine dek katlayacak Sabri'yi utanmadan, sıkılmadan kovarsanız, yarın bu takımda oynayanlara "Takım ruhu"nu nasıl anlatacaksınız?.
Onları "Galatasaraylı" olmaya nasıl teşvik edeceksiniz?.
Önlerinde Sabri örneği dururken.. 15 yıl bu formaya, kanını, canını ortaya koyarak hizmet edenin nasıl kovulduğu Galatasaray tarihine yazılırken hangi "Galatasaraylı olmak" masalını anlatacaksınız onlara..
Bir Roma'nın Totti'yi, ezeli rakip Laziolulara bile alkışlatarak tarihe geçen uğurlanmasına, bir de Sabri'nin kovulmasına bakan genç "Galatasaraylılık ruhu" palavrasına artık inanır mı?.
"Galatasaray Adası", Suada olurken, göz yumup teşvik edenlere, 15 yıldır bu kulüp, bu forma için ter döken Sabri'yi kovanlara inanır mı artık günümüzün genci..
"Bu palavracılara bakma.. Paranın tadını çıkar, keyfine bak" derse kendi kendine, haksız mı olur?.
Dursun, Galatasaray'ı maddi olarak bitirdin. Riva ve Florya da gitti. Ama borç bitmedi, arttı.. Palavra rakamlarla göz boyadın, kananlar oldu..
Hatice'ye kanan çok olur bu dünyada..
Peki netice?.
Taner Aşkın!..
Açıklasana neticeyi?. Şu müthiş (!) ihaleden sonra, "Netice nedir" çıkıp söylesene Divan'da?. Niye sindin?. Niye sesin soluğun kesildi?. Çık konuşsana..
Desene "Riva satışından kulüp kasasına giren net para şu kadardır. Bugünkü borç bu kadar!. Bu borcun faizi şu kadar olacaktır, her sene!." Sonra sorsana Dursun'a.. "Peki artık Riva ve Florya da olmadığına göre bu ana borcu geçtik, faizi nasıl ödeyeceksin?." Galatasaray'ı hem manevi, hem maddi bitiren Dursun'un yanında duranlar!.
Sizler, Ali Sami Yen'in kurduğu, bu ülkeye sporun tüm dallarını öğreten muhteşem kulübün değil, paçayı "Galatasaray Futbol Kulübü"ne dönüşerek kurtarmaya çalışan geleceği karanlık bir gecekondunun taraftarları!.
Sessiz kaldığınız sürece bu cinayetin ortakları olacaksınız!."