Dünya

Dünyanın gözü bu ziyarette

İngiliz The Guardian gazetesi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Ermenistan'a gitme kararını "Türkiye-Ermenistan Futbol Diplomasisi" başlıklı bir makalede değerlendirdi

04 Eylül 2008 03:00
İngiltere'de The Guardian gazetesi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Ermenistan'a gitme kararını "Türkiye-Ermenistan Futbol Diplomasisi" başlıklı bir makalede değerlendirdi ve ziyaret kararının iki ülke arasında uzun bir geçmişe ve duygusal temellere dayanan yabancılaşmanın sona eriyor olabileceği anlamına geldiğini yazdı.

Daha önce Türkiye'de görev yapan Amerikalı gazeteci Stephen Kinzer'ın yazdığı makalede, hafta sonunda gerçekleşecek ziyaretin iki ülke arasındaki gerginliğin nihayet sona ereceğinin işareti olarak yorumlanabileceği belirtilirken, "bu her iki ülke açısından da muhteşem bir ilerleme olabilir. Türkiye Ortadoğu ve Kafkaslarda yeni ve umut verici bir arabuluculuğa soyunuyor. Ancak komşusuyla düşmanlık yaşayan bir ülke olarak kaldığı müddetçe tam anlamıyla etkili olamaz" denildi.

Ermenistan'ın fakir ve tecrit edilmiş bir halde olduğuna da dikkat çekilen makalede, söz konusu ülkenin dünyanın geri kalan bölümüyle, Türkiye sayesinde yeniden ilişki kurabileceği ihtimaline işaret edildi.

Geçmişte iki ülke arasında hiç üst düzeyde ilişki kurulmadığı da hatırlatılan makalede, bu sebeple de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ziyaretinin rahatlıkla "tarihi" diye nitelenebileceği ifade edildi.

Gül'ün resmi ziyaret sebebinin iki ülke arasında oynanacak milli futbol karşılaşmasına katılmak olarak görüldüğü de belirtilen makalede, ancak Cumhurbaşkanı Gül'ün ev sahibi Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan ile müzakerelerde bulunmayı istediğini de gizlemediği kaydedildi.

Gül'ün değerlendirmesi

Gül'ün kendisine geçen ay Sarkisyan ile Kazakistan'da görüştüğünü ve ona "hepimiz bu toprakların çocuklarıyız ve sorunlarımızı birlikte çözmek zorundayız. Bunu düşmanca duygularla yapamayız, bu düşmanlıkları beslemememiz lazım" dediğini anlattığına da işaret eden yazar, Gül'ün Sarkisyan'ı da makul gördüğünü söylediğini bildirdi.

Türkiye'nin Ermenistan'ın 1990'da bağımsızlığına kavuşmasının ardından ilk tanıyan ülkeler arasında bulunduğu, ancak Türkiye'nin üç yıl sonra Ermenistan'ın Azarbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesini işgal etmesinin ardından iki ülke arasındaki sınırı kapattığına dikkat çekilen makalede, Cumhurbaşkanı Gül'ün, bu uzun bir geçmişe dayanan sorunu da masaya getireceği tahminine yer verildi.

Türkiye'nin son günlerde bölgesel güvenlik meselelerine büyük bir dikkat sarfettiğini ve son günlerde Rusya ile Gürcistan arasında yaşanan gerginliğin de bu dikkati artırdığını kaydeden yazar, Türkiye'nin ortaya koyduğu Kafkas İstikrar ve İşbirliği Paktı önerisine de işaret etti. Yazar böyle bir paktın Ermenistan'ın katılımı sağlanmadan fazla anlam taşımayacağını da savundu.

Türkiye bölgesel güç

Türkiye'nin bölgesel bir güç konumuna yükselmesinin ancak komşularıyla ilişkilerini dramatik biçimde geliştirmesiyle mümkün olabildiği de belirtilen makalede, Ermenistan'ın bu konudaki tek istisnayı oluşturduğu hatırlatıldı.
Makalede, Türkiye'nin Ermenistan'ı bölgesel birliklerin ve petrol boru hattı gibi planların dışında tutarak tecrit etmeye çalıştığı da savunulurken, "Ankara'daki stratejistler bu politikanın artık geçerliliğini kaybettiği sonucuna vardı. Şimdi bir uzlaşma aramaya istekliler" denildi.

Gül'ün Ermenistan ziyaretini çevreleyen belirsizliklerin iki liderin ilerleme sağlayıp sağlamayacağıyla sınırlı olmadığı, Ermeni milliyetçilerin bazı gösteriler yapabilecekleri de kaydedilen makalade, AKP'nin milletvekillerine
de güvenlik gerekçeleriyle maça katılma izni vermediğine işaret edildi.

Makalede iki ülkeden bazı gençlik gruplarının ise barış yanlısı gösterilerle ziyarete destek vermeye hazırlandıkları hatırlatıldı.

Makalede Türkiye'deki askeri çevrelerin ve Ermeni diyasporasının Türk-Ermeni ilişkilerinin iyileşmesi fikrinden rahatsız oldukları belirtildi.

Türkiye ve Ermenistan'ın üst düzey müzakereler yapmayı kabul etmesiyle önemli bir eşiğin aşıldığını kaydeden yazar, iki tarafın da ilişkilerin düzelmesinin uzun zaman kapalı kalan sınırın iki tarafında ve hatta onun da ötesinde da pozitif etkiler yaratacağını anladıklarını bildirdi.