Ekonomi

Dünyada rekora koşuyor, Türkiye’de azalıyor

Dünya buğday üretimi bu yıl 672 milyon ton. Türkiye'de ise 2006’ya göre yüzde 11,3 düşüşle 17,8 milyon ton buğday üretimi bekleniyor.

18 Eylül 2008 03:00
Dünyada hububat ve buğdayda 2008 yılında rekor üretim beklenirken, TÜİK'in 2008 yılı bitkisel üretim tahminlerine göre Türkiye'de buğday ve arpa üretimi, beklenen düzeyde
gerçekleşmeyecek.

Uluslararası Hububat Konseyi'nin (IGC) son raporunda, Temmuz 2008/Haziran 2009 sezonu dünya hububat üretiminin, 1 milyar 749 milyon ton düzeyinde gerçekleşmesi bekleniyor. Bu oran, son 5 yılın en yüksek üretimi olarak belirtiliyor. Rekor üretimle dünya hububat stokları da 282 milyon tondan 300 milyon tona ulaşıyor.

Konseyin raporunda, dünya buğday üretimi de rekor düzeyde 672 milyon ton olarak öngörülüyor. Tüketimin üretimin altında olacağı, bu yüzden de dönem sonu buğday stoklarının, geçen yılki 122 milyon ton düzeyinden 151 milyon tona çıkmasının beklendiği belirtiliyor.

Dünya bu şekilde üretimde rekora giderken tarım ülkesi Türkiye'de özellikle buğday ve arpa üretiminde düşüşler bekleniyor. TÜİK'in açıkladığı bitkisel üretim tahminlerine göre Türkiye'nin buğday ve arpa üretimi önemli oranda düşüşte.

Tahminlere göre Türkiye buğday üretimi, geçen yıla göre yüzde 3,4 artıyor ancak normal üretimin olduğu 2006 yılına göre yüzde 11,3 azalıyor. Bu yıl, 17,8 milyon ton buğday üretimi bekleniyor.

Hububat üretiminde asıl sorun arpada görünüyor. Arpa üretiminin, geçen yıla göre yüzde 18,4, 2006'ya göre ise yüzde 37,6 azalarak 5,95 milyon ton düzeyinde gerçekleşmesi bekleniyor.

Yulaf üretiminde önemli bir değişiklik beklenmezken, çavdar üretiminde 2006'ya göre yüzde 5.5'lik bir azalma olacağı öngörülüyor.

Türkiye’nin geldiği nokta

Konya Ticaret Borsası (KTB) Başkanı Mehmet Kara, yaptığı açıklamada, dünya tarımsal üretimde rekorlar kırarken, stoklarını artırırken, tarım ülkesi Türkiye'de tahıl üretiminde azalma yaşanmasının üzücü olduğunu söyledi.

Azalmanın, sadece kuraklığa bağlanmasının yanlış ve bu gerçekten kaçmak olacağını ifade eden Kara, şunları kaydetti: “Türkiye'de sanayi ve bilgi çağına geçişte tarım yok sayıldı. Çiftçi kesimi, popülist yaklaşımlarla hareket edilmesi nedeniyle arka planda kaldı. Gerekli planlamalar, politikalar sağlıklı yapılmadı. Özellikle 1980'den sonra tarım kesimi yokmuş gibi hareket edilmesi Türkiye'yi bu noktaya taşıdı. Ar-Ge çalışmaları, ürün geliştirme çabaları sanayide yer aldı ancak tarıma uygulanmadı. Şimdi de çıkıp üretimdeki düşüşü sadece kuraklığa bağlayamayız. Bu gerçek dışı yaklaşım olur."

Kara, dünya çiftçisinin destek ve teşviklerle üretime yönlendirildiğini ve sonucunda rekorlar kırıldığını belirterek, "Artık tarımı yok sayamayız. Dünyada geçen yıl yaşanan gıda krizi bazı gerçekleri ortaya çıkardı. Topraktan başlayarak, tohumu, ekimi, hasadı, işlemeyi, suyu ele almalıyız. En iyi tohumla az su kullanarak, iyi işleyerek yüksek verim almalıyız. Bu destekle olur, teşvikle yapılır" dedi.

Ürünlere göre havzaların oluşturulması ve havzaya göre destek verilmesi döneminin geldiğini ifade eden Kara, "Endişe yok ama gecikme var. Halen birçok şeyi düzeltebilir, dünyanın kırdığı rekorları kırabiliriz. Kuraklığa dayanıklı ürünleri geliştirmeliyiz. Çöl oluyor diye ağlamak yerine, ağaçlandırmalı, suyu akılcı kullanmalıyız" diye konuştu.