Dünya gazetesi yazarı Alaattin Aktaş, 2007 yıllında doların 1,16 liralara kadar düştüğünü ve bu dönemde "1 dolar 1 lira olacak" sözlerinin telaffuz edildiğini ifade ederek "Biz bu dönemi gereğince iyi değerlendiremedik" dedi. "O ucuz dolarları istihdam sağlayacak, vergi doğuracak, ihracata katkıda bulunacak yatırımlar yerine betona gömünce bu hale geldik." diyen Aktaş, "İktidar yirmi yıl geçmiş, hala üç beş aylık hedefler koyuyor, enflasyon diyor, yatırım diyor, istihdam diyor. Sanki yola yeni çıkmış gibi!" dedi.
Yatırımların ağırlıklı olarak yol ve köprü gibi inşaat alanlarına yapıldığına işaret eden Aktaş "Yolu, köprüyü yaptık bitti; yapılana kadar belli ölçüde doğrudan ve dolaylı istihdam ve üretim; ama iş bitti mi her şey sona eriyor. O yatırım ertesi yıl, bir ertesi yıl herhangi bir şey üretmiyor. İstihdam sağlamıyor, ihracat deseniz tabii ki yok. Orada bir yol var uzakta, geçsek de bize iş aş yaratmıyor, yol sonuçta, yol!" ifadelerini kullandı.
Aktaş, Merkez Bankası'nın faiz kararları sonrasında dolar kurunun 18,30'lara kadar yükseldiğini hatırlatarak şöyle devam etti:
"Dolar kırmızı bölgeye girip alarm sinyalleri çaldırır da enflasyon geri durur mu!
TÜFE’de yıllık artış aralık sonunda yüzde 36, bu yılın ocak ayı sonunda da yüzde 49’u buldu. Kim tutar fiyatları, öyle görünüyor ki şubat sonunda yüzde 50 düzeyini de aşarız.
2002 sonunda 100 olarak yola birlikte çıkan dolar ve TÜFE, uzun süre TÜFE lehine seyreden bir eğilimden sonra bu yılın ocak ayında yeniden birbirine kavuştu.
Şimdi görünürde tüm çabamız kurun düşmesini, bu sayede de enflasyonun gerilemesini sağlamak... Yirmi yıllık bir iktidar döneminin sonunda hala üç beş ay sonrasına ilişkin hedefler koymak, bu yirmi yılın kayda değer bir şekilde değerlendirilmediğinin işareti sayılmaz mı?
Sanki biraz da ağaca bakmaktan ormanı göremez olduk gibi... Ekonominin öncelikli sorunu enflasyon gibi görünüyorsa da, ki öyle, orta vadeli sorunumuz başka. Türkiye yatırım yapılan ve istihdam sağlayan bir ülke olmaktan giderek uzaklaşıyor"