Ekonomi

Dünya Ticaret Teşkilatı es geçiliyor

Dünya Ticaret Teşkilatı yol ayrımında. Karar mekanizmasına kalkınma halindeki ülkeler de entegre edilemez ise teşkilatın dağılma tehlikesi baş gösterebilir.

14 Aralık 2015 15:24


Dünya Ticaret Teşkilatı (WTO) kurulduğu tarihten beri küresel ticaret antlaşması hayalleri kuruyor.

14 yıl önce teşkilat üyesi ülkeler Katar'da yapılan buluşmada ticari engellerin kaldırılıp pazarların rekabete açılmasını kararlaştırmışlardı.

Doha turu olarak adlandırılan ve günümüzde de devam etmekte olan görüşmelerde, dünya ülkeleri arasındaki ticari ilişkilerin kapsamlı bir şekilde liberalleştirilmesi amaçlanıyor. Aynı zamanda kalkınma halindeki ülkelerin ticaret antlaşmasına dahil edilip desteklenmesi de Doha turunun hedeflerli arasında yer alıyor. Gümrük vergileri ile ithalat ve ihracat sınırlarının kaldırılmasını talep eden sanayi ülkelerinin öncelikli hedefi mal ve hizmetlerini genç sanayi ülkelerinde sınırsız şekilde pazarlayabilmek. Kalkınmaktaki ekonomiler ise karşılığında AB ve ABD'den tarım sübvansiyonlarının kaldırılmasını ve pazarlarının kalkınma halindeki ülkelerin tarım ürünlerine tamamen açılmasını talep ediyorlar.

10'uncu ticaret konferansı Nairobi'de

15 – 18 Aralık tarihleri arasında Kenya'nın başkenti Nairobi'de düzenlenecek 10. Dünya Ticaret Konferansı'nda liberalleştirme hedefine varılması beklenmiyor. 162 üye ülkenin temsilcileri Doha turunun yarıda kesilmesini önlemeye çalışacaklar.

Berlin'deki Bilim ve Siyaset Vakfı uzmanlarından Heribert Dieter, Deutsche Welle'nin sorularını yanıtlarken, “Ya Doha turunun kısa adımlarla devamına karar verilir, ya da dünya ticaret görüşmeleri Nairobi'de noktalanır”, dedi. Dieter böyle bir durumda ülkeler ve bölgeler arasındaki tercihli ticari anlaşmaların geçerli olacağını sözlerine ekledi.

Heribert Dieter öncelikle fakir ve zayıf ülkelerin WTO bünyesindeki ticaret konferanslara büyük önem verdiğini, çünkü örneğin Afrika ülkelerinin Atlantik ve Pasifik aşırı ticaret müzakerelerine katılamadığını belirtti.

Zayıflar zarar ediyor

Dünya ticaret görüşmelerinin başarısızlığa uğramasının fakir ülkelerin kurallara ortak edilmesini önleyeceğini hatırlatan Bilim ve Siyaset Vakfı uzmanı Dieter, ikili ticaret anlaşmalarının ‘küçükleri' dezavantajlı duruma düşürdüğünü ve sadece WTO ve uluslar arası ticaret görüşmelerinin kalkınma halindeki ülkeleri dünya ticaretine ortak edebileceğini söyledi.

Aksi takdirde kalkınan dünyanın kaderine terk edilmiş olacağını ifade eden Heribert Dieter sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir yandan iltica nedenlerini ortadan kaldırıp fakir ülkelerin kalkındırılmasına çalışılıyor, diğer yandan ise bölgeler arası serbest ticaret anlaşmalarıyla söz konusu ülkelerin kalkınma perspektifi baltalanıyor. Bu çelişkili ve katılımcılığı önleyen bir tutumdur.”

Yararlı mekanizmalar

Alman uzman Dünya Ticaret Teşkilatı'nın her şeye rağmen ayakta kalacağı ve teşkilata gerek duyulmasını haklı gösteren mekanizmaların bulunduğunu dile getirdi ve ekledi: “Ticari anlaşmazlıklar özel değil resmi mahkemelerce karara bağlanabilir. WTO bundan böyle de dünya ticaretine ayar verebilecek ancak dinamizm başka kutuplara kayacaktır.”

Doha turu bu görüşü doğrulayan bir örnek olarak gösterilebilir. 2001 yılında olumsuz şartlara rağmen Katar'da Doha turu ticaret görüşmeleri başlatılabilmiş ve kalkınma halindeki ülkelerin ticari tavizlerle mekanizmaya entegre edilebileceği düşünülmüştü. Sanayi ülkelerinin üreticilerini korumaya önem vermesi yüzünden darboğaz aşılamadı. İki yılda bir düzenlenen bakanlar arası görüşmelerle Doha turu yaşatılmaya çalışılıyor.

20 yaşında

Tartışmalı konuların başında yine tarım sübvansiyonları geliyor. Hindistan'ın sözcülüğünü üstlendiği kalkınma halindeki ülkeler gıda maddesi ithalatının artmasına karşı koruyucu mekanizmalar geliştiriyor. Avrupa Birliği ve ABD yeri üreticiyi sübvansiyonlu ithal mallarından korunmasına karşı çıkıyor. Sanayi ülkelerinin uzlaşmaya yanaşmaması konunun sürüncemede kalmasına yol açıyor.

1995 yılında 120 ülke tarafından kurulan Dünya Ticaret Teşkilatı'nın üye sayısı 20'inci yılında Kazakistan'ın da katılmasıyla 162'ye çıktı. Teşkilat cazibesini korumakla birlikte dünya ticaretinin konuşulduğu tek merkez olma iddiasını yerine getiremedi. Bilim ve Siyaset Vakfı'ndan Heribert Dieter Deutsche Welle'ye verdiği mülakatta yaraya parmak basarken, “400'ün üzerinde bölgesel serbest ticaret anlaşması var. 200 kadarı da müzakere aşamasında. Bu açıdan bakıldığında WTO'nun amacına ulaştığı söylenemez”, dedi.