Bu yılın başından beri en az 11 dağcı Everest Dağı'nın zirvesine tırmanmaya çalışırken yaşamını yitirdi. Dünyanın en yüksek noktasına bu yılki tırmanış sezonunda ölen dağcıların sayısı, son 4 yılın en yükseğiydi. Everest'e 24 kez tırmanan ve iki kez dünya rekoru kıran Şerpa Kami Rita, bu zorlu tırmanışın tehlikelerini BBC'ye anlattı.
13 Mayıs'ta 20'li yaşlarının sonundaki Çinli dağcı Yunfei Wang yorgunluktan bitap düşüp sendeleyerek 3. Kamp bölgesine geldi. 7,162 metrede kendi kişisel rekorunu kırmıştı ancak işler istenilen şekilde gitmiyordu.
Kami Rita, Yunfei'in de aralarında olduğu grubun lideriydi.
Himalayalar'da yaşayan yerel halk Şerpalar'dan olan Kami, daha başından beri Yunfei'in zorlandığının farkındaydı. Ana Kamp'tan 2. Kamp'a çıkması tahmini sürenin iki katı sürmüş, 19 saati bulmuştu.
Kami, oksijen maskesini taktığı genç dağcının zirveye tırmanmak için hazır olmadığına karar verdi ve onu helikopterle aşağıya, başkent Katmandu'ya indirmeleri talimatı verdi.
Birkaç gün sonra Yunfei, aynı gruba yeniden katıldı.
Ana Kamp'tan yola çıktığında işler iyi gidiyordu ancak 6 bin metrede Yunfei yedek oksijene bağımlı halde devam edebiliyordu.
Bu oksijen desteği, 7 bin metre ve daha yüksek rakımlar için ayrılmıştı. Kami, risk almayı bir kez daha reddetti ve üçüncü kamp bölgesine geldiklerinde Yunfei'in güvenli bir şekilde dağı terk etmesi için talimat verdi.
Şerpa Kami Rita, Nepal'deki Şerpa kabilesindeki pek çok kişi gibi, Everest'e çıkmak isteyen dağcılara ve turistlere rehberlik yapıyor.
Ancak Kami Rita herhangi bir Şerpa değil: Everest'e en çok tırmanan dağcı unvanına sahip.
Dağdaki çığ tehlikesine ve özellikle 3. Kamp'tan sonraki tırmanışın dik ve güvenilmez olduğuna dikkat çeken Kami, şöyle devam ediyor:
"Everest asla kolay değildir. Eğer kuşkunuz varsa en doğru karar inmek olacaktır. Siz yeter ki hayatta kalın, Everest bir yere gitmiyor. Her müşterimin zirveye ulaşmayı başarması için elbette çalışırım ama bunun bir sınırı var. Müşterinin yapamayacağını düşünürsem, tırmanışı durdururum."
Ölümler son 4 yılın en yükseği
Everest Dağı her zaman tehlikeliydi ama bu yılın tırmanış sezonunda ölen dağcıların sayısı son 4 yılın en yükseğiydi.
Tırmananların sayısının fazla olması ve rekor sayıda kişiye tırmanış izni verilmesi gibi pek çok olası neden sıralansa da, Kami asıl olarak Yunfei gibi görece az deneyimli tırmanışçıların sayısında artış olmasının durumu daha da kötüleştirdiğini söylüyor:
"Everest'te aşırı kalabalıklaşma hep vardı. İnsanların ölüyor olmasının nedeniyse bu değil. Asıl sorun, bazı tur şirketlerinin genç dağcılara Everest sanki kolaymış gibi baskı yapması."
Rita gibi pek çok deneyimli dağcı, yeterince eğitim almamış turistlerin dağa çıkmaya çalışmasının riskli olduğunu söylüyor.
Dağcılık uzmanı ve yazar Alan Arnette, "Dağcılar gözlerini açıp Everest gibi yüksek bir zirveye çıkmanın çok riskli olduğu gerçeğine uyanmalılar. Yanlarında bir 'Şerpa rehber' olması ve zirveye en az 10 kez çıkmış olmaları, başınız belaya girerse şerpaların sizi kurtarabilecekleri anlamına gelmiyor" diyor.
En güçlü şerpanın dahi yeterince deneyimli olmayan birini aşağı indiremeyeceğini dile getiren Arnette, "Helikopterlerin de, kurtarma ekiplerinin de, GPS hizmetlerinin de bir sınırı var" diyor.
Deniz seviyesinden 8.848 metre yükseklikte bulunan Nepal-Tibet sınırındaki Everest Dağı'na her yıl dünyanın dört bir yanından yüzlerce dağcı geliyor.
Şerpaların bu tırmanışlardaki rolü büyük. Kökleri Tibet topraklarına dayanan Şerpalar, Himalaya Bölgesi'nin yerlilerinden oluşan bir etnik grup.
Nepal'in dışındakiler için ise "Şerpa" kelimesi, dağcı rehberleri anlamına geliyor.
Şerpalar -30°C'ye , hatta -50 °C'ye kadar inen dondurucu soğuklarda oksijen tüpleri, su ve gıda gibi ekipmanları taşımakla kalmıyor, aynı zamanda çığ ve buz çağlayanları gibi doğal zorluklara karşı dağcılara yön gösteriyor.
4. Kamp'tan zirveye kadar olan bölüm "ölüm bölgesi" olarak da biliniyor. 8 bin metrenin üzerindeki bu bölümde dağcıların yüzde 95'e yakını oksijen tüplerine ihtiyaç duyuyor. Şerpalar da liderlik ettikleri gruptakilerin oksijen desteklerinin dönüş için de yeterli olacağından emin olmak zorunda.
Mayıs ayının ortasındaki bir haftalık sürece denk gelen dağcılık sezonu kısa olsa da, Şerpalar üç ay boyunca dağda oluyor. Dağcılar gelmeden önce ip ve merdivenleri hazırlıyor, sezonun ardından da bırakılan tonlarca çöpün temizlenmesi için büyük bir operasyona girişiyorlar.
Tibet dilinde Everest Dağı, "Chomolungma" yani dünyanın ana tanrısı olarak adlandırılıyor.
Budist tanrıça Miyolangsangma'nın evi olduğu söyleyen Everest Zirvesi'ne ilk başarılı tırmanışı yapan ikiliye (1953'te zirveye ulaşan Şerpa Tenzing Norgay ve Yeni Zelandalı dağcı Edmund Hillary) izin verenin de bu tanrıça olduğuna inanılıyor.
8 kez Everest'e tırmanan Şerpa Mingma Tenzi, "Dağa tapıyor, ona saygı duyuyoruz. Başımıza ne gelirse gelsin bizi kurtaracağına inanıyoruz" diyor.
Şerpa köyü olan Thame'de yaşayan çok sayıda evin gelir kaynağı, dağcılar ve turistler.
Çoğu Everest Ana Kampı'nda aşçı ve yük taşıyıcı olarak çalışıyor ya da ufak oteller ve pansiyonları işleterek geçimini sağlıyor.
En çok kazanan Şerpalar ise yabancı dağcılara rehberlik ederek bir sezonda eve 5 bin ila 8 bin dolar arasında para getiriyor.
Bu yıl 381 kişiye tırmanış izni verildi
Şerpalar, dağcılık endüstrisi teknolojik anlamda son 20 yılda çok ilerlemiş olsa da kendilerine olan talebin azalmak yerine arttığını söylüyor.
1953'teki ilk tırmanıştan beri en fazla dağcıya tırmanış izni verildiği sezon, bu yılın sezonuydu.
Gelen dağcıların sayısı her yıl artarken 2019'un başından beri 381 kişiye tırmanış izni verildi.
Turizm şirketleri de ziyaretçilere, izinlerin ve ekipmanların ayarlanması, rehberin bulunması ve acil durum planı dahil 30 bin dolardan başlayıp 130 bin doları aşan paketler sunuyor.
Bunun 11 bin doları da doğrudan Nepal hükümetine gidiyor.
Lüks paketlerde kişi başına 5 Şerpa düşebiliyorken, sınırsız oksijen, daha rahat çadırlar ve hatta sıcak duş gibi hizmetler dahil ediliyor.
Çığ felaketi
Deneyimli dağcı Şerpa Kami'nin Nepal hükümetine tepki duymasına neden olan olay, 18 Nisan 2014'te Everest'te bir depremde Khumbu Buz Çağlayanı'ndan düşen çığların 16 Şerpanın yaşamını yitirdiği felaketti.
Khumbu dağ buzullarının dik ve tehlikeli bir parçası olan çağlayan, Ana Kamp ve 1. Kamp arasında olsa da, pek çok Şerpa için Everest'in zirvesinde oturmaktan bile daha riskliydi çünkü dağcı farkında bile olmadan dev buz parçaları çağlayandan ayrılabiliyordu.
Nepal hükümeti bu trajediden sonra Şerpaların dağdaki çalışma koşullarını iyileştirmek için yeni politikalarını duyurdu.
Amcası ve iki yakın arkadaşını bu felakette kaybeden Kami Rita ise hükümetin adımını yeterli bulmadığını söylüyor.
Çığın olduğu gün dağa beraber çıktığı erkek kardeşinin onu hemen Ana Kamp'a dönmeleri için uyandırdığını söyleyen Kami, büyük gruplar halinde ellerinde telsizlerle toplanan ve onlardan 2 km kadar ötede yeni sezonda gelecek turistler için hazırlık yapan Şerpaları gördüğünü anımsıyor.
Araba büyüklüğündeki dev buz kütlelerinin yakınlardaki buzullardan ayrılarak bin metreden tam da çalışan Şerpaların üzerine düştüğünü söylüyor.
"O güne kadar hep Khumbu'dan korkuyorduk" diyen Kami, bu felaketin korkularını somutlaştırdığını sözlerine ekliyor.
Kami, kardeşleri dağa dönüp diğerlerine yardım etmeye çalışırken karda sürüklenen uzuvları gördüğünü anlatıyor.
"Elimizden geleni yapmıştık ama dağlarda her şey çok hızlı oluyor. Güçsüz kalmıştık" diyor.
Hükümet o dönem hayatını kaybedenlerin ailelerine 400'er dolar verse de, bu para Şerpaların tek sezonda kazandıkları paranın çeyreğinden ibaret. Şerpa halkı öfkeliydi.
Kami, zirveye bir daha çıkmamaya ant içen ağabeyi Lakpa'dan farklı olarak, eğitimi başka bir meslek için yeterli olmadığı için tırmanmaya devam etti.
Çığ korkusunun peşini bırakmadığını söyleyen Kami, "Hâlâ buzların yanından geçerken içlerinden çıkan cesetleri görüyorum" diyor.