Ekonomi

Dünya Bankası Türkiye Direktörü Raiser: Türkiye, doğrudan yabancı yatırımda 80'lere geri döndü

'Türkiye’de harcamaların çoğu hâlâ kamu harcaması niteliğinde'

07 Ocak 2015 10:02

Dünya Bankası Türkiye Direktörü Martin Raiser, 2007’de yüzde 16 olan doğrudan yabancı yatırımın 1980’lerdeki seviyeye döndüğüne dikkat çekti. Raiser’a göre Türkiye’nin en iyilerle rekabet edebilmesi için kurumsal reformlara ağırlık vermesi gerekiyor.

Zaman'dan Koray Tekin'in haberine göre, 2001 krizinden sonra uygulamaya konulan reformlarla atılıma geçen Türkiye’de son dönemde ekonomik büyüme beklentilerin altında gelmeye devam ediyor. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nda dün yaptığı konuşmada diğer yükselen piyasalara göre Türkiye’nin rekabet konusunda geri kaldığına dikkat çeken Dünya Bankası Türkiye Direktörü Martin Raiser, Türkiye’de 2007 yılında yüzde 16 olan doğrudan yabancı yatırımlarının giderek azalarak 80’lerdeki seviyeye gerilediğini söyledi. Bu durumun etkileyici olmadığını belirten Raiser’a göre bu gerilemenin sebebi reformların yeterli ve gerekli hızda yapılmaması. Türkiye’nin yüksek gelir grubuna geçmesinin önünde üç zorluk bulunduğunu anlatan Raiser, bunların ilk ikisini verimlilik artışı ve çalışan nüfusun ekonomiye katılımının artırılması konusu olarak açıkladı. Üçüncü ve en önemli zorluğun Türkiye’nin kurumsal yapılarının yüksek gelir grubu için hazırlıklı hale getirilmesi olduğunu belirten Martin Raiser, “Hukukun üstünlüğü, bağımsız düzenleyici kurumların güçlendirilmesi, kamu mali yönetim reformlarının tamamlanması gibi alanlarda kurumsal reformların yapılması lazım ki Türkiye, en iyilerle rekabet edebilsin.” dedi. Bu zorlukların nasıl aşılabileceğine de değinen Raiser, “Birçok AB üyesi ülkeyle kıyaslandığında Türkiye’nin inovasyon kapasitesi geride, AB’nin kullandığı grafiklere göre. Ar-Ge alanında yatırımlar iki katına yükseldi ama mesela Polonya’ya baktığımızda Polonya’da özel sektör de devreye girmişken Türkiye’de harcamaların çoğu hâlâ kamu harcaması niteliğinde.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin 30-40 yıllık dönüşümünden ve ucuz göçler vasıtasıyla emeği kentlere taşımak yoluyla gerçekleşen gelişmeden bahseden Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) İcra Direktörü Güven Sak, “Türkiye sanayileşti. Türkiye ekonomisi bence önemli ölçüde değişti son 30 yılda. Ama bütün bunu emeği ucuzlatarak yaptık. Güneydoğu Asya’dakilerin, Çin’dekilerin yaptığını yaparak yaptık. Köydekileri kentlere doğru hızlı ve başarılı bir şekilde –ne kadar desem de baştan tasarlamamıştık- dönüşüm süreci görüyoruz.” dedi. Türkiye’de bir yapısal değişim olduğunu ve bu sayede verimlilik artışı sağlandığını belirten Sak, “Ama artık, o verimlilik artışının sonuna geldik. Bundan sonra her sektörün kendi içindeki prodüktiviteyi artıracak tedbirler alıyor, o alanda yürüyor olmamız lazım. Daha zor bir işi, bugüne kadar elimizi atmadığımız bir işi başarmaya başlamamız lazım. Dün kentlere ucuz emeği getirerek, emeği ucuzlatarak bir şeyi başarmıştık.” şeklinde konuştu. Sak, sözlerine şöyle devam etti:

“Bu noktadan sonra kurumlarımızı güçlendirmemiz gerekiyor. Şimdi, eğitimi ucuzlatmamız gerekiyor. Adaleti ucuzlatmamız gerekiyor. Yolsuzlukları pahalılaştırmamız gerekiyor. Dolayısıyla Türkiye’nin aslında kurumsal altyapısını yeniden ele almamız gerekiyor.” Dünya Bankası Türkiye Direktörü Martin Raiser, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) kurmaylarının da katıldığı toplantıda “Türkiye’nin Deneyimleri: Entegrasyon, Kapsama, Kurumlar” başlıklı raporu sundu.