Spor

Dunblane katliamından zafere

Teniste son dönemde adını dünyaya duyuran bir isim Andy Murray'ın ilginç hayat hikayesi... Kerim Ertem yazdı...

17 Mart 2009 02:00


Hollanda’nın Rotterdam kentinde düzenlenen ATP World Tour 500 - ABN Amro World Tennis Tournament’te , final mücadelesinde İspanyol tenisçi Rafael Nadal karşısında galip gelerek tenis ve spor dünyasında ismini gündeme taşıdı İskoç tenisçi...

Kerim Ertem / Tempo24

Her ne kadar Nadal’ın sakatlığından dolayı istediği performansı yakalayamamasına ve bunun maçın sonucuna direkt etkisine rağmen, Murray‘ın formu ve başarısı göz ardı edilmemeli. Ne de olsa galip geldiği isim dünya tenisinin 1 numarası ve oynadıkları son 3 maçta korttan galip ayrılan isim o.

Diğer birçok sporcunun olduğu gibi, Murray‘ın ailesinin de sporcu bir geçmişi var. 1987 yılında Glasgow‘da dünyaya gelen Murray’ın dedesi profesyonel futbolcuydu ve Hibernian ile Stirling Albion takımlarının formalarını giymişti. Zaten kendisi de fanatik bir Hibernian taraftarı.

Dunblane katliamından kurtulmuştu
 
Andy Murray‘ın öğrenim hayatının başlangıcı ise oldukça ilginç ve yürek burkucu. Bunun nedeni gittiği ilkokulda 1996'da yaşanan katliam. Dunblane katliamı olarak bilinen bu katliamda Thomas Hamilton, çoğunluğu çocuk ve yaşları Murray‘den daha ufak olan 17 kişiyi öldürdü .

Bu olaylar yaşanırken Murray, başka bir sınıfta saklanıyordu ve kurtulmayı başardı. İskoç tenisçi, daha sonra verdiği röportajlarda  bu anısından bahsetmekten mümkün olduğunca kaçınırken, sorulara isteksizce, neler yaşandığı anlamak için çok ufak olduğu cevabını vermekle yetindi .

2 yaşında tenisle tanıştı

Spor geçmişine geri dönersek,  Murray raketi ilk eline aldığında 2 yaşındaydı ve tenise kendisinden yaşça büyük olan erkek kardeşi Jamie ile oynayarak başlamıştı. İlk başarısını 12 yaş altı turnuvası olan “Orange Bowl'u kazanarak elde etti. Rafael Nadal ile yaptığı maç sırasında, Nadal‘ın eski dünya 1 numarası Carlos Moya ile çalıştığını öğrenince, kendisinin hâlâ abisi ile çalışmasına sinirlenerek Barselona‘ya taşınma kararı aldı. Bu kararı aldığında henüz 15 yaşındaydı. Eylül 2004‘e gelindiğinde “ junior “ Amerika Açık’ı kazandı ve bir ay sonra Avusturya ‘ ya karşı oynanan Davis Kupası maçına davet edildi .

İlk sıçramayı Wimbledon'da yaptı

Ancak Murray‘ın ATP‘de yaptığı ilk büyük etki 2005’e gelindiğinde gerçekleşti. Mart 2005‘te Davis Kupası‘nda çiftlerde Büyük Britanya’yı temsil etmek için seçildi ve bu kupada oynayan en genç isim ünvanını elde etti . Nisan ayında profesyonel olan Murray katıldığı ilk ATP turnuvası Seat Açık’ta ilk turda elenerek hayal kırıklığı yarattı. Fakat akabinde Londra‘da katıldığı Stella Artois Şampiyonası’nda 3.tura yükselerek dikkatleri çekti. Asıl sıçramasını ise Wimbledon’da yaşadı. 374 . seribaşı olarak katıldığı bu ilk “ Grand Slam “ turnuvasının ilk turunda 14 numaralı seribaşını eledi ve 3. tura kadar yükseldi .

Murray o güne kadar bu başarıyı yakalamış ilk İskoç tenisçi olma ünvanını da elde etti. Amerika Açık‘a katılma hakkı elde ettiğinde dünya sıralamasındaki yeri 122 idi . İlk 100‘e girdiğinde ise tarih 29 Eylül'dü ve Tayland Açık’ ta yarışmaktaydı . Bu turnuvada kariyerinin ilk finaline ulaştığında ise rakip Roger Federer’di ; sonuç ise yenilgi...

2006 yılında gelindiğinde Murray,  Kaliforniya’da ilk ATP şampiyonluğuna ulaştı . Bundan sonra katıldığı turnuvalarda ise inişli çıkışlı bir grafik sergiledi. Monte Carlo’da ilk turda elenirken daha sonra katıldığı iki turnuvada yarı final ve final oynadı. Wimbledon’da 4. tura kadar yükselirken , Kanada Masters‘da yarı finale ulaştı. Kanada Masters‘da çeyrek finalde elediği isim ise Roger Federer‘di . Aslında bu bile Murray için oldukça anlamlıydı; çünkü , 2006 da Nadal‘dan sonra Federer’i yenmeyi başarabilen tek tenisçi oydu. Murray‘ın yükselişi devam etmekteydi .

2007 yılına gelindiğinde, o seneki ilk “Grand Slam “ turnuvası Avustralya Açık‘ta 15. seribaşı olarak açıklandı. İlk turda İspanyol Alberto Martin karşısında elde ettiği 6-0, 6-0, 6-1‘lik sonuç, turnuvanın başlangıç yılı olan 1968’den bu yana kazanılan en farklı galibiyetti.Turnuvada 4.tura kadar yükselen İskoç raketin rakibi bu sefer Nadal idi ve bu karşılaşma Murray‘ın Nadal ile yaptığı ilk maçtı. Maçı 2-3 kaybetsede, Murray için bu maç hayatının en iyi perfarmansını sergilediği maç oldu. Daha sonra katıldığı ilk turnuva San Jose‘de bir kez daha şampiyonluğa ulaşarak ünvanını korudu.

Bunun ardından katıldığı 2 turnuvada sakatlığı yüzünden sıkıntılar yaşayan Murray, 13 Nisan'a gelindiğinde, dünya sıralamasında 10. sıraya yükselerek moral buldu. Bileğindeki sakatlık yüzünden kortlardan 3 ay ayrı kaldıktan sonra Montreal‘da Rogers Kupası’na katıldı ve 2.turda elendi. Katıldığı diğer turnuvalardan da istediği başarıları elde edemeyen Murray koçu Brad Gilbert ile yolları ayırdı.

2008 yılına Katar Exxon Mobile turnuvası şampiyonluğu ile başlayan Murray, Avustralya Açık‘ın ilk turunda elenerek hayal kırıklığı yarattı. Marsilya‘da kariyerinin 5. şampiyonluğuna ulaşan İskoç raket, daha sonra katıldığı turnuvada Roger Federer’i yenmesine rağmen çeyrek finalde elenmekten kurtulamadı.

Dünya sıralamasında 4.'lüğe yükseldi

 
Wimbledon‘a hazırlık niteliği taşıyan Queens turnuvasına çeyrek finalde veda eden Murray, Wimbledon’da çeyrek finale ulaşma başarısını gösterdi. Fakat rakibi o sene bu turnuvayı kazanacak olan Rafael Nadal idi ve bu Murray için 2008 Wimbledon’a veda demekti.

Akabinde Toronto Masters’da yarı final oynayan Murray, Cincinnati‘de şampiyonluğa ulaştı ve bu onun ilk Masters turnuvası şampiyonluğu oldu . Cincinnati'deki başarasından sonra 2008 Pekin olimpiyatlarında favoriler arasında gösterilen İskoç raketin , ilk turda elenmesi tenis dünyasında şok etkisi yarattı. Amerika Açık’ ta yarı final oynayan Murray dünya sıralamasında da 4.lüğü elde etti . 2008'de hayal kırıklıkları yaşasa da, Murray kendini geliştirdi...

Andy Murray 2009‘a Roger Federer ve Rafael Nadal‘ı yenerek ulaştığı Capitala Dünya Tenis Şampiyonası ile başladı . Her ne kadar önemli bir başarı olsa da bu sadece bir gösteri turnuvasıydı. Fakat Murray bu sefer şaşırtmadı ve 2009‘un ilk ATP turnuvası Katar'da da şampiyonluğa ulaştı . 4.seri başı olarak katıldığı Avustralya Açık’ta istediğini yine alamadı ve 4.turda Verdasco’ya elendi . Bu bir kez daha “Grand Slam “ şampiyonluğuna ulaşamamak demekti . Son olarak Murray , Nadal karşısında galip gelerek ATP World Tour 500 - ABN Amro World Tennis Tournament şampiyonluğuna ulaştı .

Geriye bakıldığında, Andy Murray‘ın 10 tekler şampiyonluğu ve dünya sıralamasındaki yeri gerçekten etkileyici . Ama unutulmamalıki , iyi oynamak ile “ Grand Slam” kazanmak arasında adeta uçurumlar var . Ve aradaki bu farkı kapatabilecek kadar yetenekli ve hırslı olup olmadığını bize zaman gösterecek . Eğer kendini geliştirir ve kapatmayı başarır ise , kortlar yeni bir büyük şampiyon ile tanışabilir .