Gündem

'Dün Hocaefendi, Gezi’cilere destek veriyordu; bugünse Gezi’ciler, Hocaefendi’ye'

Yeni Akit Genel Yayın Koordinatörü Hasan Karakaya, AKP - Gülen cemaati gerilimiyle ilgili 'dershane tartışması, Gezi kalkışmasının bir devamı mı?' diye sordu

02 Aralık 2013 20:03

Yeni Akit gazetesinin Genel Yayın Koordinatörü Hasan Karakaya, dershane tartışmasıyla patlak veren AKP Hükümeti ve Fethullah Gülen cemaati arasındaki gerilimin temelinde başka anlaşmazlıklar olduğunu iddia etti. “Dershane tartışması acaba Gezi kalkışmasının bir devamı mı?" diye soran Karakaya, “Hocaefendi, Gezi provokasyonu esnasında tam 11 açıklama yaparak, Gezi eylemcilerine hak veren ifadeler kullanmıştı... Dershane tartışmasının başlamasıyla birlikte de, Gezi eylemlerinde rol alanların çoğu, Gülen Grubu’na destek vermeye başladı... Dün; Hocaefendi Gezi’cilere destek veriyordu, bugün ise Gezi’ciler, Hocaefendi’ye destek veriyorlar. Ortaya; Gezi’ciler ve Hocaefendi el ele gibi bir görüntü çıktı" ifadesini kullandı.

Hasan Karakaya'nın yazısının tamamı şöyle:

 

Hangi bitirme... Hocaefendi’yi kurtaran ve dershaneleri artıran kim?


Hani, bazen; “Allah’ın bildiğini kuldan niye saklayayım?” deriz ya, “dershaneler” ve “Hocaefendi” etrafında yapılan tartışmalar da, “saklanamaz” boyutlara ulaştı... Artık herkes; “dershane”leri, “Fethullah Hocaefendi’nin hemen her gün yaptığı açıklamaları” ve “Gülen medyası”nın; dozajı gittikçe artan, artık “ölçü-endaze tanımaz” bir hâl alan yayınlarını tartışıyor.
Yani, ortada gizli-kapaklı bir durum yok... Kaldı ki, olay sadece “televizyon ve gazete”lerde değil, Gülen Grubu’na ait “ev”lerde, “yurt”larda, “okullar”da ve “kapalı kapılar ardındaki toplantılar”da da konuşuluyor.

 

Dershane sadece görüntü!

 

Meseleyi biliyorsunuz... AK Parti iktidarı; 2008’de kararlaştırdığı “dershaneleri dönüştürme” projesini 2013’te hayata geçirme kararı aldı... Ne var ki; AK Parti Hükümeti’nin bu girişimi, “en büyük tepki”yi “Gülen Grubu’na ait dershanelerden, gazetelerden ve televizyonlardan” gördü...

Herkes biliyordu ki; “Hükümet ve Gülen Grubu arasındaki kavga”nın görünen yüzünde “dershaneler” olsa da, meselenin altında “daha derin sebepler” vardır!.. “Gülen Grubu’nun gözde yazarları” tarafından da “itiraf” edildiği gibi; mesele “dershane” değil, “Hükümet’in İsrail, AB ve Mısır politikaları aleyhine tavır”dır...

İtiraf edildiği üzre; Gülen Grubu, “Hükümet’in İsrail aleyhtarı bir politika izlemesinden rahatsız”dır... Aynı şekilde, “Hükümet’in AB’ye girme çabalarında gevşeklik göstermesi de Gülen Grubu’nu rahatsız etmekte”dir!.. Hükümet’in, Mısır’da; “Darbeci Sisi’den yana değil de, Mısır’ın halk tarafından seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi’den yana tavır koyması” da, Gülen Grubu’nun hoşuna gitmemiştir!..

Lütfen dikkat; Bu “itiraf”lar, herhangi bir “gazeteci” veya “yorumcu” tarafından değil, “Gülen Grubu’nun gözde yazarları” tarafından Today’s Zaman’da dile getirilmiştir... Bu da göstermiştir ki, “dershane” meselesi, sadece bir “kılıf”tır ve “kavganın görünen yüzü”dür!.. Kavganın asıl sebebi “İsrail”dir, “AB”dir, “Mısır”dır!.. Bunu biz yazmıyoruz; “Gülen Grubu’nun gözdeleri” yazıyor.

 

Cemaat - Gezi el ele

 

Bu arada; kamuoyuna “Dershane kavgası” olarak sunulan ve amacın; “Gülen Grubu’nu bitirmek” olduğu iddia edilen argümanların fos çıktığını bir tarafa not edelim...

İşin içinde “İsrail, AB ve Mısır” varsa ve masaya yatırılan “Hükümet’in dış politikası” ise, o zaman sormak gerekmez mi; “Hükümet mi Gülen Grubu’nu bitirmek istiyor, yoksa Gülen Grubu mu Hükümet’i bitirmeye çalışıyor?”

Kamuoyu merak ediyor; “Hocaefendi, Gezi provokasyonu esnasında tam 11 açıklama yaparak, Gezi eylemcilerine hak veren ifadeler kullanmıştı... Dershane tartışmasının başlamasıyla birlikte de, Gezi eylemlerinde rol alanların çoğu, Gülen Grubu’na destek vermeye başladı... Dün; Hocaefendi Gezi’cilere destek veriyordu, bugün ise Gezi’ciler, Hocaefendi’ye destek veriyorlar. Ortaya; Gezi’ciler ve Hocaefendi el ele gibi bir görüntü çıktı... Gerçekten Gezi’ciler ile Cemaat el ele mi?”

İnsanlar merak ediyor; “Dershane tartışması” acaba “Gezi kalkışması”nın bir “devamı” mı?.. “Gezi kalkışması” ile “Hükümeti düşürme” amaçlarına ulaşamayan “mahfil”ler ve “loca”lar, şimdi “Hoca” üzerinden mi “Hükümet’i düşürmeye” çalışıyorlar? Bu “soru”lar artık yüksek sesle dile getirilmeye başlandığına göre, bize düşen söz şu olur: “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz!”

 

Gülen'i kurtaran kim?

 

Akit olarak, biz bu “kavga”yı yakından ve ilgiyle takip ediyoruz. “Nerede” durduğumuz belli. Biz “doğru”ların ve “haklı”ların yanındayız... “Güç zehirlenmesi”ne yakalanıp “mağrur”laşanların yanında değil!.. Biz, “yalan”ların ve “çarpıtma”ların yanında da değiliz...

Ve tabiî; “Tetikçilik” yapan gazetelerin haberlerinden “etikçilik” devşirmeye kalkanların da yanında değiliz!.. Biliyorsunuz; “Tetikçi” bir gazete, 28 Kasım Perşembe günü, sürmanşetten; “Gülen’i bitirme kararı 2004’te MGK’da alındı” başlıklı bir haber verdi... Hükümet ve AK Parti kurmayları anında açıklama yapıp, “2004 MGK kararları hükümet tarafından yok hükmünde kabul edilmiş, hiçbir Bakanlar Kurulu kararı alınmamıştır... 11 yılda bu MGK’da kabul edildiği varsayılan konuların hiçbirisi gerçekleşmediği gibi, irticayı tehdit olmaktan çıkaran da biziz” deseler de; Akit’in 30 Kasım günkü manşeti, aslında her şeyi açıklamaya yeterdi.

Dedik ki; “Gülen’i AK Parti kurtardı.” Ayrıntısını da verdik: “AK Parti İktidarı”, 2003 yılında, Terörle Mücadele Kanunu’nun 1. maddesine “cebir ve şiddet” unsurlarını ekledi.

İşte, AK Parti’nin yaptığı bu değişiklik, “Fethullah Gülen Hocaefendi’nin 6 Mayıs 2006’da beraat etmesi”nde büyük rol oynadı... O “değişiklik” yapılmamış olsaydı, “Demokles’in kılıcı, hâlâ Hocaefendi’nin tepesinde sallanıyor” olacaktı...

Ve sorduk; “Terörle Mücadele Kanunu’nda değişiklik yaparak, Fethullah Hocaefendi’nin beraatini sağlayan bir Hükümet, 2004’te niye ‘Cemaat’i bitirmek’ istesin?..” Eğer “Cemaat’i bitirmek” gibi bir “hedef”leri, “plân”ları ve “amaçları” olsaydı, Terörle Mücadele Kanunu’nda o değişikliği yapmazlar, Hocaefendi’yi “kurtarmazlar”dı!..

2003’te “Hocaefendi”yi kurtaran” bir Hükümet’in, 2004’te “Cemaat’le ilgili MGK kararına imza” atmış olmasını “bitirme plânı” olarak sunanlar, kesinlikle iyi niyetli değillerdir ve aynen “Gezi’ciler” gibi; “Hükümeti yıpratmaya ve hatta yıkmaya” çalışmaktadırlar...

 

1290 yeni dershane

 

Ve, bugünkü manşetimiz... Dedik ki; “Bitirme bu mu?” Öyle ya; “Tetikçi” gazetenin iddia ettiği, “etikçi” gazetenin de “baştacı” yaptığı haber eğer doğru olsaydı, yani Hükümet; “Fethullah Gülen’i bitirmek”, dolayısıyla “Cemaat’in can damarı” olan “dershane”leri bitirmek isteseydi, herhalde “dershanelerin artması”na göz yummaz, tam aksine “sayılarını azaltır”dı...

Ama, “rakamlar” onu gösteriyor ki; “dershanelerin sayısı azalmamış, tam aksine yüzde 50 oranında artmıştır.” Dahası; Dershanelerin sayısı “yüzde 50” oranında artarken, “öğrenci” sayıları “yüzde 100” artmıştır!..

İşte rakamlar; “2004 yılında 2 bin 568 olan dershane sayısı 2013 yılında 3 bin 858’e ulaştı... Son 9 yılda 1290 yeni dershane açılmışken; dershaneleri bitirmek bunun neresinde?” Bu dershanelerden “1000 kadar”ının “Gülen Grubu’na ait” olduğunu da belirtelim.

 

Bu, nasıl bitirme

 

Lâfı uzatmanın alemi yok... “2004 MGK’sında” alındığı ve “Gülen’i bitirme plânı” olduğu iddia edilen “karar”ın, “yok hükmünde” olduğu ve “Bakanlar Kurulu’na getirilmediği gibi, hiç uygulanmadığı” ortaya çıkınca; “O kararlar 2004’te uygulanmadı ama yeni yeni uygulanıyor” diyenler, AK Parti iktidarı döneminde “1290 yeni dershane” açılmasını acaba nasıl izah edecekler?.. Öyle ya; “Bitirme plânı” uygulanıyorsa, “dershane”lerin sayısı nasıl arttı?.. Ve yine; Hükümet “Bitirme Plânı”nı uyguladıysa; Mustafa Yeşil’in sözlerini nereye koyacağız?..

Gülen Grubu’nun sözcüsü olan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil, daha bundan 1 yıl önce, yani 8 Mayıs 2012’de yayınlanan röportajında şunları söylüyordu:

“Hizmet olarak biz de en rahat, en huzurlu hizmet ettiğimiz bir dönemi yaşadık...” Eee... “En rahat ve en huzurlu” döneminizi yaşadıysanız, bu “bitirme” muhabbeti de nereden çıktı?.. Yoksa; “Hükümet, Gülen Grubu’nu değil de, Gülen Grubu Hükümet’i mi bitirme kararı aldı?!?”

Ve, niçin?.. Hiç kimse, “Dershane” demesin!.. Olmadığını herkes biliyor. Biz de biliyoruz, kendileri de!... “Gözde”ler açıkladığına göre, “Resmî itiraf” bekliyoruz...

Selâm ve saygılarımızla...