Türk Lirası'nın gelişen para birimleri karşısındaki değer kaybı, döviz kurlarının üst üste rekor kırmasına yol açtı.
Dolar/TL kuru, 5,4222 ile yeni bir rekor kırdı. Böylece Türk Lirası'nın dolar karşısındaki günlük değer kaybı yüzde 5,5'i aştı.
Türk Lirası'nın yılın başından beri dolara karşı yaşadığı değer kaybı ise yüzde 39'a dayandı.
Euro/TL kurunda ise rekor 6,2695 ile tazelendi.
Sterlin ise Türk Lirası karşısında 6,9439'a kadar çıktı.
Türk Lirası cinsinden varlıklarda yaşanan satış dalgası, Türkiye'de ev hapsinde bulunan Pastör Andrew Brunson'ın serbest bırakılmaması sebebiyle geçen hafta ABD'nin iki Türk bakana yaptırım uygulama kararıyla hızlanmıştı.
Pazartesi günü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) her ne kadar döviz imkânı oranı üst sınırını bankalar için yüzde 45'ten yüzde 40'a çekse de bu hamde kurdaki yükselişi durduramadı.
Merkez Bankası'ndan gelen bu zorunlu karşılık hamlesiyle yaklaşık 2,2 milyar dolar tutarında dövizin bankaların kullanımına geçeceği belirtildi.
TCMB'nin bu açıklamasının ardından önce Dolar/TL kuru 5,1780 seviyelerine geriledi. Ancak daha sonra yükselişine devam etti.
TL'deki satış baskısı, TL ile aynı sepette yer alan diğer gelişmekte olan ülke para birimlerinin de değer kaybetmesine yol açtı.
Bloomberg'in haberine göre 24 adet gelişmekte olan para biriminden 17'si dolara karşı değer kaybı yaşadı.
MSCI (Morgan Stanley Capital International) Gelişmekte Olan Piyasalar Endeksi ise Ocak'ta yaşadığı zirbenin ardından yüzde 16 düştü.
Haftasonu, küresel ticaret savaşlarına dair riski algısının yükselmesi ile Çin yuanı da Çin merkez bankasının hamlesine rağmen değer kaybı yaşadı.
Merkezi Londra'da bulunan BlueBay portföy yönetimi şirketinin gelişmekte olan piyasalar masasından stratejist Timothy Ash, Dolar/TL'deki yükseliş ile ilgili olarak, "Böylesine bir zorlukla karşılaşan bir gelişmekte olan ülkenin piyasaları yatıştırmak için bu kadar az şey yaptığını ilk defa görüyorum. Bu Merkez Bankası'nın işini daha da zorlaştırıyor" yorumunda bulundu.
Business HT'nin haberine göre Türk Lirası'nın reel değeri ise tarihin en düşük seviyesine indi.
Türkiye'nin fiyat düzeyinin ticaret yaptığı ülkelerin fiyat düzeylerine göre değişimini gösteren TÜFE bazlı reel efektif döviz kuru endeksi (REK) TL'deki değer kaybına paralel Haziran ayında da düşüşünü sürdürerek 76,01 ile veri tarihinin en düşük seviyesine geriledi.
Ekonomist Uğur Gürses, "Dalgalı kur rejiminin en sert kur artışını yaşıyoruz" yorumunda bulundu.
Harvard Üniversitesi'nden ekonomist Dani Rodrik, "Türkiye dalgalı kur rejiminin ilk kur krizini yaşıyor. Bütün öncekiler kurun sabit tutulduğu ya da ayarlandığı zamanlardandı, bu yüzden çok daha çabuk çözülüyordu. Bu kriz ise zamana yayıldı ve hükümet bunu görmezden geliyor" dedi.
Ekonomist Mahfi Eğilmez ise, "Piyasanın faiz artışı beklediği bir ortamda MB, ROM değişikliğiyle yetindi. Bu durumda piyasalar MB'nin faizi artırmakta sorun yaşadığı izlenimine kapıldığı için Dolar kuru aldı başını gitti. ROM değişikliği yapmasa daha iyiydi" ifadesini kullandı.
Reuters haber ajansı ABD ile yaşanan Brunson krizinin TL'ye satış baskısı olarak yansıdığını aktarıyor ve yatırımcıların TL cinsi varlıklara temkinli yaklaşmasına yol açtığını belirtiyor.
ABD yönetimi İzmir'de ev hapsinde tutulan ABD vatandaşı Pastör Brunson'ın serbest bırakılmaması durumunda Türkiye'ye yönelik yaptırımların devam edeceğini söylemişti.
ABD Hazine Bakanlığı geçen hafta bu konuda ilk adımı Türkiye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ün ABD'deki mal varlıklarını dondurarak attı.
TL üzerinde baskıya yol açtığı ifade edilen bir diğer konu ise Türkiye'de özel sektörün yaklaşan dış borç geri ödemeleri.
İngiltere'de yayınlanan Financial Times gazetesi, dövizle borçlanıp TL gelir elde eden büyük ölçekli firmaların kullandığı kredilerde Ekim ayından itibaren yüklü vadelerin geldiğini ifade ediyor.
Uluslararası finans kuruluşu HSBC, yatırımcılara gönderdiği piyasa değerlendirme notunda Türk şirketlerinin Eylül'de 6 milyar dolar, Ekim'de ise 9 milyar dolar dış borç geri ödemesi yapması gerektiğini aktarıyor.
Gelecek yıl sonuna kadar geri ödenmesi gereken borcun tutarı ise 69,5 milyar dolar seviyesinde. Bu borcun 51 milyar doları bankalara, 18,5 milyar doları ise reel sektöre ait.
HSBC, yüklü borç geri ödeme takvimi nedeniyle piyasada döviz likiditesi sıkışıklığı yaşanması riski bulunduğunu ifade ediyor.