Sabah yazarı Engin Ardıç, "Ekonomi batacak, hükümete ekim ayına kadar dayanamayacak" şeklinde yorum yapanlara cevap verdi. Ardıç, "Dolar seksen lira da olsa, Tayyip Erdoğan 24 Haziran 2023 tarihine kadar bu ülkenin başındadır" dedi.
Ardıç'ın "Erken köpürtmece" başlığıyla (21 Eylül 2018) yayımlanan yazısı aynen şöyle:
Arkadaşlar, farkında mısınız, seçime daha beş yıl var.
Tövbe, dört yıl dokuz ay.
Geçenlerde bir Tayyip düşmanı, "ekime kadar dayanabilirler mi" diye soruyordu...
Ekonomi öyle bir batacakmış ki, ekim ayında hükümet düşecekmiş. (On gün kaldı ha!)
Yok yahu? Peki nasıl düşecek?
Mecliste gensoru mu verilecek? Genel görüşme mi açılacak? Güvenoylaması mı yapılacak da güvenoyu alamayacak?
"İyi sıhhatte olsunlar" darbe mi yapacaklar pek Kemalist bir şekilde?
Yoksa Fetullah bir United Airlines uçağıyla gelip Ayetullah Humeyni gibi Esenboğa'ya iniş mi yapacak?
Tekrar söyleyelim: Dolar seksen lira da olsa, Tayyip Erdoğan 24 Haziran 2023 tarihine kadar bu ülkenin başındadır. Seçimi azıcık öne çekerse onu bilemem tabii.
Bunu bilmezler mi? Domuz gibi bilirler.
Öyleyse niçin daha şimdiden yaygara ediyorlar ve seçimden daha üç ay sonra memleketi yeniden bir seçim havasına sokmaya, bir "iktidar değişikliği umudu" yeşertmeye çalışıyorlar?
Çünkü ticaretleri bundadır ve satacak başka malları da yoktur.
Tövbe, bir de emekli memurlara bol bol Atatürk propagandası: Atatürk gelecek, yeniden Samsun'a çıkacak, sizi kurtaracak, emekli maaşlarınıza da zam yapacak.
Amerikan yobazları da Hazret-i İsa yeniden gelecek diye bekleşiyorlar: "Second coming"... Getirmek için dünyayı ateşe atmaya da hazırlar.
Siz şansınızı iki sene evvel denediniz yavrum, tutturamadınız.
***
Tıpkı bunun gibi, şu belediye seçimi de gereğinden fazla köpürtülüyor.
Alt tarafı belediye... Ülke çapında iktidar seçimi değil ki...
Kim kazanacakmış, kim kaybedecekmiş?
Belediye seçimlerinin kazananı da olmaz kaybedeni de. Çünkü birkaç ilin ya da ilçenin sonucu bütün yurda "teşmil" edilemez. İsterseniz hepsini alın, bununla Ankara'da iktidar değişmez.
Kendilerince kimin kazandığını, kimin kaybettiğini nasıl anlayacaklar?
Çetelesini çıkaracaklar, diyelim 72 bin belediyeden 50 binini bir parti, 20 binini başka bir parti kazandı, birincisini kazanmış sayacaklar.
Ama o zaman Ak Parti kazanmış olur kardeşlik...
Zaten sonuç kabaca belli: İstanbul ve Ankara tamam, İzmir... Eh, biraz ortada gibi. Tablo değişmeyecek. Hani kıyılarda bilmemne falan, var ya o tablo...
Belediye seçimi genel seçim için ölçü değildir. Ancak bir "fikir" verir.
Kaldı ki, Çemişgezek Belediyesi'ni kimin kazandığı İstanbul'da oturan vatandaşın hiç umurunda olmadığı gibi, Çörtüklüpörtük beldesinde yaşayan köylüyü de Şişli'yi kimin kazandığı hiç ırgalamaz.
Kendi kafasına göre "özyönetim" falan ilan etmeye kalkışacak belediyenin de çanına ot tıkılır. Ne diye boşuna heyecanlanıyorsunuz daha şimdiden?
Örneğin, CHP adaylarını "kademe kademe" açıklayacakmış. Toptan açıklasa ne yazar?