Doğu Akdeniz'den çıkarılacak gazı Avrupa'ya taşıması planlanan EastMed boru hattıyla ilgili anlaşmanın imza töreni Atina'da yapılacak. Anlaşmaya Yunanistan Başbakanı Kyriakos Miçotakis, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiades imza atacak. Türkiye, boru hattı projesinin güzergahı üzerinde Libya ile deniz yetki alanları anlaşması imzalamıştı.
Yunanistan Başbakanı Kyriakos Miçotakis, EastMed boru hattının Doğu Akdeniz ülkeleri arasındaki enerji işbirliğini pekiştirdiğini söyledi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da EastMed projesinin Doğu Akdeniz'de istikrarı artırdığını savundu.
Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiades de bugünün "tarihi bir gün" olarak nitelendirdi, anlaşmanın bölgedeki gelişmeler için son derece önemli olduğunu belirtti.
Yunanistan Enerji Bakanı Kostis Hadjidakis ise EastMed projesinin "hiçbir ülkeye karşı olmadığını" söyledi.
Kostis Hadjidakis, "Bu projenin hayata geçirilmesi için açılan yol, gül yapraklarıyla serpili olmayacak, çeşitli zorlukları olacak. Ancak sabırla, ısrarla bunun üstesinden geleceğiz" dedi.
Hadjidakis, "Doğu Akdeniz'e kıyısı olan tüm ülkelerle işbirliğine açık olduklarını" belirtti.
ABD ve AB destek veriyor
EastMed projesi, İsrail ve Kıbrıs açıklarından çıkarılacak doğalgazın Avrupa ülkelerine taşınmasını ve Avrupa'nın gaz ihtiyacının yüzde 10'unu karşılamasını öngörüyor.
ABD ve AB'nin de destek verdiği projeye göre, Kıbrıs adasından Girit adasına, oradan Yunanistan'ın Mora Yarımadası'na dek uzanacak 1872 km'lik bir boru döşenecek.
Bunun bin 335 km'si denizaltından; 537 km'si ise Yunanistan'ın İtalya ile bağlantısını sağlayacak kuzeyindeki İgoumenitsa Körfezi'ne kadar karadan döşenecek.
Yaklaşık 6 milyar dolara mal olacağı tahmin edilen EastMed boru hattının yılda 12 milyar metre küp gaz taşıyacağı hesaplanıyor.
Şu anda harita üzerinde bulunan projenin hayata geçirilmesi ile ilgili somut çalışmaların 2025'te başlayacağı belirtiliyor.
Ancak EastMed projesi için belirlenen güzergahın, Türkiye'nin Libya ile imzaladığı deniz yetki alanları mutabakatı ile çakışıyor olması da diplomatik gerginlik konusu oldu.
Yunanistan, Girit ve Rodos gibi büyük adalarının "gözardı edildiği" gerekçesiyle karşı çıktığı Türkiye-Libya deniz yetki alanları mutabakatının "uluslararası hukuk ve deniz hukuku kurallarına aykırı" olduğuna savunuyor.
Atina yönetimi bu mutabakata karşı uluslararası bir diplomasi seferberliği de başlatmış bulunuyor.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias bu çerçevede Libya'daki iç savaşında taraf olan ve Trablus yönetimini devirmeye çalışan General Halife Hafter'i ziyaret etti. Yunanistan, Fransa, İtalya, Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin de kendilerini desteklediğini açıklıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon olanaklarından vazgeçmesini kimsenin beklememesi gerektiğini söylemişti.
Erdoğan, Türkiye'nin Libya'yla yaptığı deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına dair mutabakat muhtırasının, uluslararası hukukla çelişmediğini belirtmişti.