Gündem

Doğanşehir'de deprem konutlarına tepki: Tütün tarlalarımıza uzak, hayvanlarımız için ağıl yok

31 Ocak 2025 11:21

6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinde en çok etkilenen Malatya'nın Doğanşehir ilçesi Polat Mahallesi sakinleri, yeni yapılan deprem konutlarının köyün ekim yapılan arazilerine uzak olması nedeniyle tepki gösterdi.

En büyük gelir kaynağı, hayvancılık ve tütün ziraatı olan Malatya'nın Doğanşehir İlçesi Polat Mahallesi sakinleri, TOKİ tarafından mahallenin dışında yapılan deprem konutlarının; arazilerine uzak olması, yapılan evlerin depo ve ağılının olmaması nedeniyle tepkili. Yeni yapılan deprem konutlarının mevcut yerleşim yerine uzak olduğunu kaydeden Ali Özcan, şunları söyledi:

"Depremde devletten bir şey beklemedik. Devletin hiçbir şeyinden faydalanmadık. Allah razı olsun iş adamlarından, belediyelerden; bunlar bize bütün imkânı sağladılar. Hayır, hiç yardım alamadım. 10 bin lira bir yardım verdiler, 15 de vermediler. 10-15 bin lira veriyorlardı. Bir 10 verdiler, başka da hiçbir şeylerini görmedim. 10 bin 500 lira da cezalarını yedim. Evim sökülmesin diye mahkemeye verdim. Sen mahkemeye verdin, gelen giden hakimlerin yolluğuymuş. Evimi yıkacaklar! Ev veriyorlar. Yeni yapılan evlerden veriyorlar. Yeni yapılan evlerden memnun değilim ama mecburum. Ben işimi gücümü, ekmeğimi aşımı, tarlamı, bağımı bahçemi bırakmış, dağın öte yüzüne gitmişim. Ben bu bağı, bahçeyi terk etmek mecburiyetindeyim. Ben nereden gelip buradan tarlamı aktaracağım, ekip kazanacağım?

"Çok zorluk çektik"

Mahalleden uzağa yeni konutların yapılmasına tepki gösteren Yaşar Tetik isimli vatandaş, "Yok, gelmedi. Gelmedi. Çok zorluk çektik. Aha böyle bir fayda görmedik. Evim yıkıldı. Verecekler. Köyün dışında. Köyün dışında, evet. Köyün dışında oldu mu, biz ne yapacağız? Nasıl edeceğiz? Oradan gelip buradan yahut biz ekmeğimizi, şeyimizi nasıl edeceğiz? Nasıl getireceğiz? Hayvan besliyorduk, ağıl da yıkıldı. Hayvanımız var, orada nasıl yapacağız? Orada yayılacak yer yok. Bir yer de yok." diye konuştu.

"Herkes kabuğuna çekilmiş, öylece bekliyor"

Yeni yapılan evlerin yerinden memnun olmayan Hacı Karaman ise şöyle konuştu:

"Vallahi, hiç beklentilerimiz yerine gelmedi, hiç gelmedi. Bize bakan: Nere baktı biliyor musun? Ankara, İstanbul; devlet bakmadı. Ankara Belediyesi baktı, devlet bakmadı. Bize hiç bakmadı, yardım olarak bakmadılar. Yardım çevre illerden geldi. Evim yıkıldı. Yeni bir ev verdiler ama hiç de memnun değilim. Benim atam, dedem 80-100 senedir burada kalmış, biz attılar oraya. Nasıl memnun olayım? Arazilerimize uzak, biraz evvel siz gelmeden önce onu konuşuyorduk. Hayvan besleyemeyecekler, ağıl yok. Burada köylüler tütünle hayvancılık yapıyorlar. Orada bunu nasıl yapsınlar? "

Vatandaşın yüzde 80 perişan

Psikolojilerinin bozuk olduğunu ifade eden Kemal Güneş, şunları söyledi:

"Şimdi neler hissediyorum? Tamam, hemen yıkıldık. Psikolojimiz bozuk, hastayız. Vali Bey'den bir istekte bulundum. Bu Doğanşehir Devlet Hastanesi'ne en azından bir psikiyatri doktoru, o da gelmedi. Yani vatandaşın yüzde 80'i perişan. Bir konteynerde 6 kişi, 7 kişi, 10 kişi yatanlar var. Daha halen çadırlarda yatan var. Yani devletimiz her şey güllük gülistanlık diyor ama perişanız. Çok perişanız. Yardım şöyle yani, sağ olsun Muğla Belediyesi ilk depremin gününde geldi. 3 ay, 4 ay yemek verdi. Tuvaletini, banyosunu, her şeyini getirdi ama yeterli değil, yeterli değil hocam. Evim yıkıldı. Çok güzel bir evim vardı. Kardeşimle ortaktık. Yıkıldı, ikisi de. Kardeşiminki de yıkıldı, benimki de yıkıldı. Hak sahibi olduk, evimiz çıktı ama daha ortada fol yok, yumurta yok. Ne zaman teslim edileceğini bilemiyorum. Konteynerde kalıyoruz.

Sattığımız hayvanın yerine dana alamıyoruz

Depremde göçük altında ailesiyle kalan, babasını kaybeden ve "Bizler yaşadığımız için şükrediyoruz " diyen İbrahim Kılıç, şöyle konuştu:  

"Allah'tan gelen bir deprem işte, yapacak bir şey yok. İşte bütün evler, bütün memleketin hepsi sallandı o anda. İşte biz de ilk depremden sonra içeride yakalandık. Anne, baba, ben; maalesef dışarı kaçamadık. Baba yatalak olduğu için içeride kaldı, biz de çıkamadık.

Şans eseri benim annemin üstüne bir şey düşmedi. Amcamın evinin duvarı bizim evin üstüne yıkılınca, baba altında kaldı. Maalesef babayı kaybettik. Yapacak bir şey yok yani. Bizler yaşadığımız için şükrediyoruz. Yani evler çıktı, evler şu anda teslim etmek üzere, bitmek üzere. Yani bekliyoruz.

Süreci mahalleleri yapılıyor, taşlar yapılıyor. 3 ay içerisinde geçeriz yani. O iş biraz kötü oldu. Biraz araziden, çalışma ortamından uzak olduğu için insanların gelip gitme süresi biraz uzadı. Ben eskiden 2 sefer depo dolduruyordum, şimdi 4 defa dolduracağım. Bizim için maaşın hepsi benzine gider, akaryakıta gider. Hepimizin hayvanı vardı. Her evin ineği vardı. Maalesef hepsi de şu anda yoğurt alacak, süt yapacak hayvan kalmadı. Çünkü yem çok pahalı. Et o kadar pahalandı ki, alım gücü düştü. Hayvan alacağız, sattığımız hayvanın yerine dana alamıyoruz. Yemler de çok pahalı. Aldığımızda ona gidiyor."

''Alman Petra, evleri neden burada da yapmadılar, ben de tam anlamadım''

Almanya'dan gelin geldiğini söyleyen Polat Mahallesinde yaşayan Petra Gesges, bu topraklardan ayrılmayacağını belirterek, şunları söyledi;

"Ben Petra Gerges. Ben Almanım ama uzun zamandır burada yaşıyorum ve depremi de yaşadık. Herkes böyle, nasıl diyeyim şimdi, herkes evsiz kaldı. Ama ben Polat'tan gitmeyeceğim. Bu köy, benim toprak oldu. Onun için de burada kalacağım. Ben evli geldim, boşandım, kurtuldum. Allah'a şükür. Öyle bırakmam artık bu insanları. Benim ev orada yukarıdaydı, yıkıldı. Ondan sonra çadırda yaşadım. Çadır da yandı. Her şeyi kaybettim. Ben de hak sahibi olduğum için bana da ev çıktı." (ANKA)


Tek tıkla Zeugma Müzesi'ni kazı başkanının anlatımıyla gezin