Yerel seçimler yaklaşırken hükümet basını yıldırmak için vergi şantajına sarıldı. Maliye, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın seçim meydanlarında sık sık hedef aldığı Doğan Grubu'na bağlı Doğan Yayın Holding'ten tam 826 milyon lira vergi ve ceza istedi. Doğan TV Holding'in yüzde 25 hissesi, Alman medya devi Axel Springer'e 2 Ocak 2007'de devredilmesine karşın Maliye bu satışın 2006 yılında gerçekleştiğini iddia etti.
Satışın 2007 yılında yapıldığını gösteren banka kayıtlarını ve hisse senedi devir işlemlerini yok farzeden Maliye, bir ilke de imza atarak hisse senedi satışına ilk defa KDV uygulanması gerektiğini öne sürdü. Bununla da yetinmeyen Maliye finansman giderlerinde kur farkı gelirini dikkate almadı, giderleri ise reddetti. Hükümet DYH'ye uzlaşma yolunu kapatmak için de vergi kaçırma suçlamasında bulundu. Satışın 2007 yılında yapıldığını belgeleriyle ortaya koyan Doğan Yayın Holding, hiçbir hukuki dayanağı olmayan bu uygulamaya karşı hakkını yasal yollardan arayacağını açıkladı.
Doğan Yayın Holding, bağlı ortaklıklarından Doğan TV Holding'in yüzde 25'ini Alman medya devi Axel Springer AG'ye yaptığı satış işleminden dolayı cezalandırıldı. Ocak 2007'de gerçekleşen satış işleminin aslında 2006 yılında yapıldığı iddia edilerek, Doğan Yayın Holding'e yeni bir vergi ve ceza kesildi. İspatlanamayan bu iddiaya, vergi inceleme raporlarında yer verilerek Doğan Yayın Holding'ten, haksız yere 826.3 milyon TL istendi. Önceki gün Halkalı Vergi Dairesi'nden tebliğ edilen vergi-ceza ihbarnamelerine göre, DHY 132 milyon 921 bin 473 TL tutarında vergi asli ödemesi, 693 milyon 179 bin 4 TL tutarında vergi ziyaı ve 165 bin TL tutarında özel usulsüzlük cezası ile karşı karşıya kaldı. Toplamda 826 milyon 265 bin 477 TL'yu bulan bu vergi-ceza ihbarnamesinin dayanağı olarak ise 2004, 2005 ve 2006 yıllarına ilişkin olarak vergi inceleme raporları gösterildi.
Doğan Yayın Grubu: Yargıya gideceğiz
Yasal hakkımızı kullanacağız
Vergi inceleme raporlarında yer alan ve hukuki dayanağı olmayan iddialara karşı her türlü yasal hakkını kullanacak olan DYH, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'na (İMKB) da bir açıklama yaptı. Bu açıklamada, şöyle denildi: "Vergi inceleme raporlarında eleştiri konusu yapılan şirketimiz uygulamalarının yasal düzenlemelere ve Maliye Bakanlığı'nın tebliğ, sirküler ve muktezalarına uygun olduğu düşünülmektedir. Vergi inceleme raporlarında yer alan iddialara karşı her türlü yasal hakkımız kullanılacaktır."
İstisnadan yararlandırmıyorlar
Söz konusu cezanın haksızlığını vurgulayan Doğan Yayın Holding, bu konuya ilişkin şu noktalara da dikkat çekti:
* Sözkonusu satışa ilişkin anlaşma 2 Ocak 2007'de imzalandı, hisse senetlerinin üzerine ciro edilerek imzalandı. Aynı gün para tahsil edilerek hisse senetleri Axel Springer'e teslim edildi.
* Vergi Hukuku'na göre vergiyi doğuran olay bu tarihte yani 2 Ocak 2007'de gerçekleşti. Doğan TV Holding'in yüzde 25 hissesinin satış bedeli olan 375 milyon Euro karşılığı hesaba girdi. Bu satıştan net 591 milyon lira kâr elde edildi.
Şartların hepsini sağladık
Vergi Kanunları'na göre, elde edilen 591 milyon liralık kârın yüzde 75'i vergiden istisna tutulduğunu hatırlatan DHY yetkilileri, şu bilgileri verdi:
* Çünkü iki yıldan fazla bir süreyle bu hisseler DYH'de. Vergi istisnası için bu kazancın 5 yıl süreyle şirkette tutulması gerekiyor. Biz kanunu istediği şartların hepsini sağladık. Biz tamamını tahsil ettiğimiz 591 milyon liralık kârın yüzde 75'ini Kurumlar Vergisi'nden istisna ederek bilançoya koyduk.
* Yüzde 25'lik kısmını ise vergiye tabi kıldık. Yüzde 25 hisse satış bedeli olan 591 milyon liranın yüzde 25'i üzerinden 2007 Ocak-Mart döneminde geçici vergi beyanımızla birlikte yüzde 20 Kurumlar Vergisi'ni ödedik.
İddialar ve yanıtları
Satış aralıkta bile yapılsa cezası 4 milyon TL'yi geçmez
* ‘Vergi istisnasından yararlanamazsınız' deniliyor. 2006'da satış bedelinin bir fona aktarılması lazım. Defterlerde böyle bir fon yok. ‘Bu yüzden satışın yüzde 100'ü vergiye tabidir diyerek' istisna uygulanamaz deniliyor. Üstelik bu satışı defterlere kaydetmediğiniz için kaçakçılık suçu işlediniz iddiasında bulunuyorlar. Bu satış gerçekten aralıkta yapılsaydı, ödediğimiz 30 milyon lira verginin faizi 2 milyon TL olacaktı, bir kat cezayla bu rakam 4 milyon TL'ye çıkacaktı.
Normalde bir katı alınırken 6 kat fazla ceza kestiler
* Vergi inceleme raporunda, ayrıca bu satışı Ocak 2007 yerine Aralık 2006'da yapsaydınız devleti zarara uğratmazdınız deniliyor. Normal şartlarda ziyaı uğratılan verginin bir katı kadar ceza uygulanırken DYH'ye 3 katı ceza kesildi. Geçici vergi de de 3 kat fazla ceza geldi. Yani 6 kat ceza kesilmiş durumda.
Kaçakçılıkla suçladılar uzlaşmanın önünü kestiler
* Bu vergi inceleme raporuyla Maliye, Doğan Yayın Holding ‘Kaçakçılık' yapıyor diyerek Yönetim Kurulu Üyeleri hakkında da suç duyurusunda bulunma imkanı elde ediyor. Böyle olunca da Maliye ile herhangi bir uzlaşmanın da önü kesiliyor. Ama yasal dayanağı olmayan bu cezaya ilişkin yasal yollardan hakkımızı arayacağız.
Türkiye'de hisse satışına ilk kez KDV uyguladılar
* Vergi inceleme raporundaki bir iddia da hisse senedi satışında KDV hesaplanması gerektiği yolunda. Oysa Türkiye'de hisse senedi satışına ilk defa KDV uygulanıyor. Ayrıca finansman giderlerinde kur farkı gelirini dikkate almıyor ve giderleri reddediyor.
DYH satış sürecinde kamuoyunu bilgilendirdi
DOĞAN Yayın Holding, Maliye Bakanlğı'nın cezasıyla birlikte vergisini istediği satış sürecini, o tarihlerde de borsaya bildirmişti. Böylece tüm satış süreci boyunca kamuoyunu bilgilendiren DYH, açıklamalarında şu noktaları vurgulamıştı:
* Doğan TV Holding, hisse senetlerinin Axel Springer AG'ye satışına ilişkin 16 Kasım 2006'da bir açıklama yaptı.
* Bu açıklamada, anlaşmanın ‘şarta bağlı' olduğu ve belirli koşulların sağlanması halinde yürürlüğe gireceği bildirildi.
* Yine bu açıklamada, ‘satış işlemi (kapanış-Closing Memorandum) Axel Springer AG'nin Doğan TV'de yapacağı inceleme çalışmalarının (due diligence) sonuçlannmasının ardından ve gerekli yasal izinlerin alınmasını takiben gerçekleşeceği' bilgisi de verildi.
Hisse devrinden önce vergisini kestiler
Doğan Yayın Holding'in, özel durum açıklamasıyla İMKB'yi bilgilendirdiği bu satışa ilişkin, Maliye Bakanlığı'nın yaklaşımı ‘hisse devrinden önce vergi ödenmesi gerektiği' yönünde oldu. Hisselerin yüzde 25'inin Alman medya devi Axel Springer AG'e satmak Eylül 2006'da başlayan görüşmelerin, ekim ve kasım aylarında da devam ettiğini dikkate almayan Maliye'ye göre, bu satış kasım 2006'da yapıldı. Taraflar 2 Ocak 2007 tarihinde satışı tamamlayıp, imzaları atarken, raporlarda bu satışın, "2006 yılında gerçekleştirilmesine karşın, 2007 yılında yapılmış gibi gösterildiği" öne sürülüyor. Böylece devletin vergi kaybına uğratıldığını iddia ediyor.
Hisse devri de tahsilat da 2007'de yapıldı
MALİYE raporlarında, satışın aslında 2007 yılında değil 2006'da yapıldığını ve kazancın da 2006'ya ait olduğunu iddia ediyor. Ancak, DYH ve Axel Springer arasında hisse tesliminin gerçekleştiği tarih 2 Ocak 2007. Bu hisselerin karşılığı olarak 375 milyon Euro da aynı gün Doğan Yayın Holding'in hesabına geçti. Satışın gerçekleşmesini ve hisselerin karşı tarafına geçişini sağlayan (closing memorandum) denilen kapanış belgesi de bunu ispatlıyor.
Tüm bunlar belgeleriyle ortayken, Maliye uzmanları bunun aksini savunuyor. Ancak ispatlan
Ancak hisse senedi teslimimiz 2007 yılında gerçekleşti ve parayı 2007'de tahsil ettik. Bütün belgelerimiz var. Vergi inceleme raporunda bu iddiayı aksine bu durumu ispatlayan bir durum yok. Denetim uzmanı Ekim 2006'da imzalanan ön satış sözleşmesini dikkate alıyor. Oysa satışın gerçekleşmesi ve hisselerin karşı tarafına geçişini sağlayan (Closing Memorandum) denilen kapanış belgesi 2 Ocak 2009 tarihli.
Maliye bize kaçakçılık suçu işlemişiz gibi davranıyor
DOĞAN Yayın Holding (DYH), satışın 2006 yılında gerçekleştiğini iddia eden vergi denetim elemanlarının bu iddiasının kabul edilmesi durumunda bile DYH'e hukuka aykırı davranıldığını belirterek, şu görüşleri sıralıyor:
* ‘Vergi istisnasından yararlanamazsınız' deniliyor. 2006'da satış bedelinin bir fona aktarılması lazım. Defterlerde böyle bir fon yok. Bu yüzden yüzde yüzü vergiye tabidir diyerek istisna uygulanamaz deniliyor. Üstelik bu satışı defterlere kaydetmediğiniz için kaçakçılık suçu işlediniz iddiasında bulunuyorlar. Bu satış gerçekten aralıkta yapılsaydı, ödediğimiz 30 milyon lira verginin faizi 2 milyon TL olacaktı, bir kat cezayla bu rakam 4 milyon TL'ye çıkacaktı.
* Vergi inceleme raporunda, ayrıca bu satışı Ocak 2007 yerine Aralık 2006'da yapsaydınız devleti zarara uğratmazdınız deniliyor. Normal şartlarda ziya uğratılan verginin bir katı kadar ceza uygulanırken DYH'ye üç katı ceza kesildi. Geçici vergi de de üç kat fazla ceza geldi. Yani altı kat ceza kesilmiş durumda.
* Bu vergi inceleme raporuyla Maliye, Doğan Yayın Holding ‘Kaçakçılık' yapıyor diyerek Yönetim Kurulu Üyeleri hakkında da suç duyurusunda bulunma imkanı elde ediyor. Böyle olunca da Maliye ile herhangi bir uzlaşmanın da önü kesiliyor. Ama yasal dayanağı olmayan bu cezaya ilişkin yasal yollardan hakkımızı arayacağız.
* Vergi inceleme raporundaki bir iddia da hisse senedi satışında KDV hesaplanması gerektiği yolunda. Oysa Türkiye'de hisse senedi satışına ilk defa KDV uygulanıyor. Ayrıca finansman giderlerinde kur farkı gelirini dikkate almıyor ve giderleri reddediyor.
Uzmanlar ceza için ne dedi
VERGİ UZMANI BUMİN DOĞRUSÖZ: Hisse senedi devrinde KDV yoktur
Doğan Yayın Holding AŞ'nin Özel Durum Açıklaması'nı okudum. İnceleme elemanının raporunu okumadım. Ancak şirkete yöneltilen eleştiriler, Özel Durum Açıklaması'nda özetlendiği şekilde ise, raporun hazırlanmasında esas alınan inceleme elemanı görüşleri tartışılır niteliktedir.
Örneğin, burada bir vergi kaçırılması veya vergi kaçırma kasıtı söz konusu olamaz. Olsa olsa dönem kayması, yani vergilendirilmesi gereken kazancın 2006 yerine 2007 yılı matrahına alınarak vergilendirilmesi söz konusudur. Bu da vergi kaçırma kasıdının varlığının değil, yokluğunun delilidir. Öte yandan Özel Durum Açıklanması'nda şirket, "Biz hisse senetlerini sattık" diyor. Hisse senetlerinin devrinde KDV yoktur.
Çünkü hisse senedi şeklindeki teslimler Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 17/4-g maddesi ile vergiden istisna edilmiştir. Bir satışın konusu vergiden istisna ise, bu satışın arkasında bir kısım protokoller yapılmış veya şartlar ihdas edilmiş olması, o istisnanın yok sayılmasını gerektirmez. "Hisse senedi satışlarında KDV vardır" görüşüne dayalı bir inceleme raporunu ilk defa duyuyorum.
Hisse senetlerinin alımında yüklenilen finansman giderlerinin nazara alınmayacağı görüşü ise hatalıdır. İştirak hissesi satışından doğan zararın matrahın belirlenmesinde dikkate alınamayacağı görüşü ise yasal dayanaktan yoksundur. Bu zararın kabul edilemeyeceğinin ileri sürülmesi, ancak, bu satıştan doğan kazancın vergi dışı olması koşuluna bağlıdır.
Oysa iştirak hissesi satış kazancının vergiden istisna olabilmesi, gerek eski gerek yeni Kurumlar Vergisi Kanunu'nda, bazı koşulların oluşumuna ve en önemlisi mükellefin ihtiyarına bırakılmıştır. Öte yandan inceleme elemanlarınca eskiden beri savunulan görüş, iştiraklerden alınan kâr payı vergiden istisna olduğuna göre, bu istisna kazancı sağlayan hisselerin satış kazancının da vergiden istisna olduğu yönündedir.
Ancak burada örnekle söylemek gerekirse, bir ağacın meyvelerinin satış kazancının vergi dışı olması, ağacın satışının da vergi dışı olduğunu göstermez. Kârlı satışlarda kazancın vergiye tabi olduğu her halde, satışın zararlı olması hainde zararın da dikkate alınmasını gerektirir.
Görüldüğü gibi cezalı tarhiyata sebep gösterilen konuların tamamı ya içtihatlar ya da önceden açıklanmış idari görüşler karşısında yoruma açık ve tartışmalı konulardır. Yoruma açık konularda ise mükellefe üç kat ceza kesilemez.
Mükellefe üç kat ceza uygulanabilecek haller, Vergi Usul Kanununun 359. Maddesinde sınırlı olarak saymıştır. Anladığım kadarı ile burada bu hallerin hiç biri yoktur. Burada mükellefin muhasebe hilesi yaptığından da söz edilemez. Eğer şirket muhasebe hilesi yapsa idi, vergi kaçırma kasıtı ile hareket etse idi, muhtelif hareketlerle veya kayıtlarla kazancını yok eder, gizlerdi ve en azından izleyen yıl kazancı içerisinde vergiye tabi tutmazdı.
Öte yandan matrah farklarının tamamının şirketin defter kayıtlarına göre saptanmış olması karşısında üç kat ceza kesilmesinin hukuki dayanağı da yok gibi gözükmektedir.
VERGİ UZMANI VEYSİ SEVİĞ: Kesilen ceza hatalıdır
Özel Durum Açıklaması'ndan anlaşıldığı kadarı ile şirkete yöneltilen eleştirilerin tamamı yoruma açık konulardır. Bu konuda son sözü yargı söyler. İnceleme elemanı yazdı diye, mutlak doğru kabul edilemez.
Öte yandan şirket, cezaların üç kat kesilmesine gerektiren haller olarak Vergi Usul Kanununun 359. Maddesinde sayılan hallerin hiç biri ile eleştirilmemektedir. Bu nedenle anladığım kadar ile buradaki ceza hatalıdır.
Burada ceza mahkemesi kararı olmadan üç kat ceza uygulaması yapılması yetkisinin vergi dairesine verilmesine ilişkin mevzuat düzenlemesinin yanlışlığı bir kez daha ortaya çıkmıştır. Çünkü İdare bu davranışı ile mükellefleri, indirim, uzlaşma gibi bir çok yasal yol ve haktan mahrum bırakmakta, ileride yargı oranı üç kat cezayı kaldırsa bile mükelleflerin kaybolan bu hakları tekrar doğamamaktadır. Bu uygulama hak kayıplarına yol açmaktadır.
(Referans Gazetesi)